22 Mayıs 2009
Sayı: SİKB 2009/19

  Kızıl Bayrak'tan
  Sınıf hareketinin gelişiminde mevzi direnişlerin artan önemi
  DTP milletvekillerinin dokunulmazlıkları boşa çıkartılmaya çalışılıyor…
Erdoğan’ın Bakü-Moskova ziyaretleri…
Kayseri’de işsizliğe isyan eden bir işçi katledildi…
Sermaye “Personel Rejimi” adı altında kamu emekçilerinin haklarına göz dikti...
  Direnişlerden...
  İşçi ve emekçi hareketinden…
  Bayramtepe’de yıkım saldırısı püskürtüldü!
  Mevzi direnişler ve önderlik müdahalesi
  Kriz derinleşiyor, sorunlar büyüyor, emekçi kadınlar daha çok etkileniyor...!
  Tekstil İşçileri Kurultayı’na çağrı!
  Taksim iradesi karşısında EMEP
reformizminin utanç verici tutumu!
  Mayıs şehitleri anmalarından...…
  Üniversitelerden… .
  Tamil Kaplanları’nın trajik sonu…
  Berlin’de krize karşı kitlesel eylem…
  Dünya işçi ve emekçi hareketinden…
  Resmi çizgi aşılıyor mu, yoksa yeniden mi üretiliyor? - M. Can Yüce
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

MEHA işçileri direne direne kazandı!

Kölece çalışma koşullarını kabul etmeyen MEHA Giyim işçileri işten atma saldırısına karşı 4 Mart’ta direnişe geçtiler. Ücret, fazla mesai, kıdem ve ihbar tazminatı hakları için direnen işçiler, MEHA Giyim’e fason iş veren LC Waikiki’yi de yaşanan hak gaspı saldırısından sorumlu tutarak mücadelelerinin merkezine oturttular.

LCW mağazaları önünde, şehir merkezlerinde birçok eylem gerçekleştiren MEHA işçileri, çevre fabrikalarda çalışan işçi kardeşlerine de seslerini duyurmak ve mücadele çağrısı yapmak için binlerce bildiri dağıttılar. Aynı zamanda diğer direnişçi işçilerle dayanışma içerisine girerek direnişlerin birleştirilmesi için anlamlı adımlar attılar.

Tekstil tekeli LCW’yi hedef alan eylemler MEHA işçilerinin mücadele kararlılığı sayesinde kazanımla sonuçlandı. LCW, direnişin 75. gününde direnişçi işçilerin alacaklarının %65’ini vermeyi kabul etti. Meha işçileri alacaklarının %65’ini davalarının devam etmesi şartı ile kabul ettiler. MEHA Giyim patronuna açılan hak davası sonuçlandığında ise işçiler, LCW’nin yaptığı ödeme düşünülmeden alacaklarının tamamını alacaklar.

Direniş çadırı kaldırıldı

LCW işçilere yapacağı ödemeyi 18 Mayıs’ta gerçekleştirdi. Paraların ödenmesi geç saate kadar sürdüğü için çadırın kaldırılması 19 Mayıs’a bırakıldı.

19 Mayıs günü işçiler sabah erken saatte çadırda toplandılar. Davul-zurna eşliğinde çekilen halaylar ve kazanmanın coşkusuyla atılan sloganlarla kutlama gerçekleştirildi. Saatlerce süren halay ve sloganların ardından komite adına bir konuşma gerçekleştirildi ve kazanımın önemine değinilerek destek sunan tüm kurumlara teşekkür edildi.

Daha sonra söz DİSK Örgütlenme Dairesi Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu’na bırakıldı. Küçükosmanoğlu direnişin işçilerin kararlı mücadelesiyle kazanıldığını belirtti ve direniş çadırlarının işçiler için bir okul olduğunu ifade etti.

Ardından sözü GOP İşçi Platformu temsilcisi aldı. Platform temsilcisi söze direnişçi işçilere inanç ve kararlılıklarından dolayı teşekkür ederek başladı. MEHA direnişinin önemli bir deneyim olduğunu ifade ederek, MEHA direnişinin yasal olarak taşeronluk ilişkisi bulunmayan tekstil tekeli LCW’ye karşı kazanımla sonuçlandığı için daha da önemli olduğunu söyledi ve Türkiye’de ilk olan bu kazanımın tekstil işçilerine izlemeleri gereken yolu gösterdiğini belirtti. Ardından direnişin diğer bir önemli yanının da işçilerden oluşan bir komiteye dayalı yürümesi olduğuna işaret etti. Son dönem gerçekleşen direnişlerin en büyük eksikliğinin işçilerin tabandan iradesini açığa çıkaracak komitelerden yoksunluğu olduğunu vurguladı.

GOP İşçi Platformu temsilcisinin yaptığı konuşmanın ardından MEHA işçilerinin coşkusunu paylaşmak için gelen Sinter işçilerine söz verildi. Sinter işçisi yaptığı konuşmada direniş sürecini anlattı. Direnişlerini kazanımla sonuçlandırana kadar sürdüreceklerini ifade etti. Direnişe destek veren diğer kurumların konuşmasının ardından çadır söküldü ve işçiler birbirleriyle vedalaşarak direniş alanından ayrıldı.

Kızıl Bayrak / GOP

LC Waikiki-MEHA işçileri…

“Ekmeğimiz ve onurumuz için direndik!”

Krizin faturasını ödemeyi reddederek Gaziosmanpaşa Elmabahçesi’nde MEHA Giyim’de direnişe geçen işçiler, kazanımla sonuçlanan süreci kamuoyuyla paylaştılar. MEHA Giyim işçileri 20 Mayıs günü DİSK Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenlediler. 75 günlük direniş sürecinin içinde yer alan MEHA Giyim işçileri ve DİSK yöneticilerinin katılımıyla gerçekleştirilen basın toplantısında söz alan işçiler, sadece alacakları için değil onurları için de direndiklerini belirttiler.

LC Waikiki-Meha işçileri adına basın açıklamasını okuyan DİSK Örgütlenme Daire Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu MEHA işçilerinin geçirdiği direniş sürecini özetledi.

DİSK olarak, “Krizin bedelini ödemeyeceğiz” kampanyası çerçevesinde MEHA işçilerinin mücadelesine sahip çıktıklarını dile getirdi.

LC Waikiki-MEHA direnişinde yer alan kadın işçilerin de söz alarak düşüncelerini ifade ettikleri bu bölümde, kadın işçilerin direnişin en ön saflarında yer aldıkları vurgulandı. Direnişin LC Waikiki-MEHA işçileri için bir okul olduğu söylendi.

Bu bölümde, üst işveren konumundaki LC Waikiki’yle varılan anlaşmaya dair bilgilendirmede bulunuldu. Küçükosmanoğlu direnişteki 54 işçinin, yaklaşık 300 bin TL (300 milyar) tutarındaki ücret, fazla mesai, asgari geçim indirimi, kıdem ve ihbar tazminatlarının Waikiki tarafından nakit olarak verildiğini söyledi. İşçilere, MEHA Giyim tarafından ödenmeyen alacaklarının mahkeme sürecinin sonucunda ayrıca ödeneceği bilgisi verildi.

Toplantı işçilerin attığı “Zafer direnen MEHA işçisinin oldu!” sloganıyla son buldu.

LC Waikiki-MEHA’da 75 gün boyunca eylem vardı!

- LC Waikiki-MEHA işçileri 75 gün süren direniş boyunca LC Waikiki’nin Taksim, İstiklal Caddesi, Mecidiyeköy, Şişli, Bakırköy, Gaziosmanpaşa, Kadıköy, Kartal, Vivaport Alışveriş Merkezi ve Maltepe mağazalarının önünü birer direniş alanına çevirdiler.

- MEHA işçileri yürüttükleri mücadelenin taleplerini dağıttıkları binlerce bildiriyle işçi ve emekçilere anlatmaya çalıştılar.

- DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi ve DİSK’e bağlı sendikaların yöneticilerinin katılımıyla Waikiki’nin Mecidiyeköy mağazası önünde basın açıklaması ve oturma eylemi yapıldı.

- 2009 Taksim 1 Mayısı’na da direniş coşkularıyla katılan LC Waikiki-MEHA işçileri Taksim Meydanı’ndaki 1 Mayıs kutlamalarında yerlerini aldılar.

- ATV-Sabah grevcilerinin her Cumartesi gerçekleştirdikleri yürüyüşe sağladıkları katılımın yanısıra MEHA işçileri çeşitli kurumlar tarafından düzenlenen birçok eylem ve etkinlikte yer aldılar. Gittikleri her yerde mücadele kararlılıklarını ve taleplerini anlattılar.

- LC Waikiki-MEHA işçilerinin yürüttüğü mücadeleden duyduğu korku nedeniyle LC Waikiki’nin fason işlerini yapan işletmelerle toplantı yapıldı.MEHA’da olduğu gibi benzer direniş süreçlerinin yaşanmasından duyulan tedirginlik LC Waikiki patronunu böyle bir “önlem” almaya itti.

Kızıl Bayrak / İstanbul

 

Entes Elektronik’te direniş…

İşçiler faturayı ödemeyi reddediyor, direnişler yayılıyor!

13 Mayıs günü çalıştığı işyerinde kriz bahanesi ile işten atılan OSİM-DER Yönetim Kurulu üyesi Gülistan Kobatan, 14 Mayıs günü fabrika kapısında gerçekleştirilen basın açıklaması ile direnişe başladı.

Krizin faturasının işçilere kesildiği işyerlerinden biri de Dudullu OSB’de kurulu bulunan Entes Elektronik oldu. Entes’te de bölgedeki birçok işyerinde olduğu gibi aylardır parça parça işten çıkarmalar yaşanıyordu. Bundan iki ay önce de Entes’in patronu Ahmet Tarık Uzunkaya’nın sahibi olduğu Denge Elektronik kapatılarak, burada çalışan işçiler kapı önüne konulmuştu. Entes’te ise son iki aydır parça parça yaşanan işçi çıkarmaların son hedefi OSB-İMES İşçileri Derneği Yönetim Kurulu üyesi Gülistan Kobatan oldu.

Kobatan, 13 Mayıs günü vardiya bitimine yakın bir saatte personel müdürü tarafından çağrılarak işine son verildiği söylendi. İş akdinin feshine gerekçe olarak işlerin durgunluğu nedeniyle şirketin daralmaya gittiği belirtildi. Ancak feshe ilişkin herhangi bir belge verilmedi.

İş akdinin feshine ilişkin yapılan görüşme sırasında Kobatan’a personel müdürü tarafından söylenen “Sen çok yaramazlık yapıyormuşsun!” sözü ise, Kobatan’ın sahip olduğu sınıf bilincine ve politik kimliğine karşı patronun öfkesini yansıtıyor. OSB İMES İşçi Bülteni’nin düzenli bir şekilde ulaştırıldığı bu işyerinde daha önceki süreçlerde çıkartılan işçiler, idari personelin dosyalarında bültenin çeşitli sayılarını ve fabrikaya ilişkin dağıtılmış bildirilerin bulunduğunu söylüyorlar.

Kriz ortamında tek kişi de olsa faturayı ödememenin ve mücadelenin gerekliliğini savunan Kobatan ve OSİM-DER, yaptığı değerlendirme ile fabrika önünde direniş kararı aldı.

Direniş 14 Mayıs günü saat 17:30’da fabrika kapısında DESA direnişçisi Emine Arslan, geçtiğimiz hafta ücretlerinin gaspına karşı işyerini işgal eden Şirin Tekstil işçileri ve Entes’in yan sokağında direnişlerini sürdüren Sinter Metal işçilerinin katılımıyla gerçekleştirilen basın açıklaması ile başladı.

Basın açıklamasında ilk sözü OSB İMES İşçileri Derneği Başkanı M. Ali Karabulut aldı. Karabulut, dünyada yaşanan ekonomik krizin işçi sınıfına fatura edilmeye çalışıldığını ifade ederek, bölgede bulunan birçok işyerinde de benzer sorunların yaşandığını söyledi. İşçileri krizin faturasını ödememek için mücadele etmeye ve direnişe çağıran OSİM-DER Başkanı, Entes’te Kobatan’ın yaktığı direniş ateşini büyüteceklerini ve tüm havzaya yayacaklarını söyledi.

Ardından işten atılan Entes işçisi Gülistan Kobatan basın açıklamasını okudu. İşten çıkartılma gerekçelerini anlatan ve işçi sınıfının kendisinin yaratmadığı krizin faturasını ödememesi gerektiğini belirten Kobatan şunları söyledi:

“Ben, 1,5 yıldır çalıştığım Entes’ten dün hiçbir geçerli neden gösterilmeden atıldım. 1,5 yıl boyunca harcadığım emeğin karşılığında bir kez daha biz işçilerin patronlar için bir makine parçası kadar bile değeri olmadığını gördüm. Entes’te son aylarda yaşanan işçi kıyımlarının son halkasında en temel insani hakkım olan çalışma hakkımdan mahrum bırakıldım.”

“Bizler çok iyi biliyoruz ki, bugün patronların yakındığı krizi biz yaratmadık. Öyleyse faturasını da biz ödememeliyiz diyorum ve bu kararlılığımı işime geri dönene kadar devam ettireceğim direnişim ile gösteriyorum.”

Kobatan, tüm bölge işçilerini ve duyarlı kamuoyunu krizin faturasını ödememe kararlılığına ortak olmaya, direnişe omuz vermeye, patronların hak gasplarına ve saldırılarına karşı direniş bayrağını yükseltmeye çağırdı.

Kobatan’ın açıklamasının ardından Sefaköy’de direnişini yaklaşık bir yıldır kararlılıkla sürdüren Emine Arslan ve geçtiğimiz hafta Ihlamurkuyu’da ücret gaspına karşı işyerlerini işgal eden Şirin tekstil işçileri söz aldı. Arslan, tek başına bir kadının fabrika kapısında direnişe başladığını duyunca hemen kalkıp geldiğini söyledi. Kendi direniş sürecini anlatarak hakların ancak mücadele edilerek kazanılacağını ifade etti.

Şirin Tekstil işçisi İbrahim de yine kendi direniş süreçlerini anlatarak dayanışmanın gerekliliğini vurguladı.

Fabrikadan işçi servislerinin çıktığı sırada yapılan konuşmalar kesilerek alkış ve sloganlarla halen çalışmakta olan Entes işçileri mücadeleye çağrıldı. Entes işçileri ise Kobatan’a servislerden el sallayarak alkışlarla destek oldular. Açıklama boyunca, “Krizin bedeli patronlara!”, “İşten çıkarmalar yasaklansın!”, “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!”, “Direne direne kazanacağız!”, “Yaşasın sınıf dayanışması!” sloganları atıldı.

Açıklama sonrasında hep birlikte direnişin sürdüğü Sinter Metal önüne gidildi. Burada da direnişler üzerine sohbet edilerek, her akşam iş çıkış saatinde yapılan eyleme destek verildi.

Bu arada, işten çıkardığı işçilerin hiçbir tepki vermeden çekip gitmesine alışmış olan Entes patronu, “verilmesinin yasalarca yasak” olduğunu iddia ettiği alacaklarını direniş kararını duymasının hemen ardından Kobatan’ın banka hesabına yatırdı.

Direnişin sesini havza işçilerine taşımak için yoğun bir çalışma yürütme kararı alan OSİM-DER, tüm duyarlı kamuoyunu direnişe omuz vermeye, mücadeleyi büyütmeye çağırıyor.

Kızıl Bayrak / Ümraniye


OSİM-DER: “Entes direnişine omuz ver!”

İMES işçileri, kardeşler;

Dün Dudullu Organize Sanayi Bölgesi’nde yeni bir direniş başladı. Krizin faturasının işçilere kesilmesi girişimlerine karşı dün Entes’te işten atılan bir yönetim kurulu üyemiz işyerinin önünde direnişe başladı.

AND Sanayi Sitesi’nde faaliyet yürüten Entes’te aylardır teker teker işçi kıyımları yaşanıyordu. Neredeyse her hafta birer ikişer idareye çağrılan işçilerin çıkışı veriliyor, en temel insani hakları olan çalışma hakları kriz bahanesi ile ellerinden alınıyordu. Aynı patronun sahibi olduğu Denge Elektronik ise aynı gerekçe ile iki ay öncesinde kapatılarak buradaki işçiler de işsizliğe ve sefalete terk edildi.

Bölgede fabrika sahibi olan birçok patron gibi Entes patronu da işçilerin tepkisizliğinden güç alarak saldırılarını arttırdı. İşte bu saldırganlıkları sonucu son 6 ayda ülkede 500 binden fazla işçi işten atıldı. Ücretsiz izinler, ücret indirimleri, işyeri kapatmalar birbirini izledi. Yani patronlar krizin faturasını biz işçilerin sırtına yükleyerek kendi aşırı kâr hırslarının ürünü olan krizi bile fırsata çevirmeye çalıştılar.

Kardeşler;

Biz sustukça onlar konuştu, biz işimizi korumaya çalıştıkça onlar daha da azgınca saldırdı. Yıllarca sigortasız, sendikasız, iş güvencesiz çalıştığımız yetmiyormuş gibi gelen ekonomik krizin faturası da bizlere kesildi.

İşte Entes’te işten atılan sınıf kardeşimiz bu gidişe son vermek için “Artık yeter!” dedi ve direnişe başladı. O, ortak olmadığı krizin faturasına karşı direnmeyi seçti. En temel hakkı olan çalışma hakkının gasp edilmesine karşı direnmeyi seçti. Yıllarca bir makine parçası gibi kullanılıp şimdi de kapının önüne konulmayı kabul etmediği için direnmeyi seçti. Bu kadın sınıf kardeşimiz işine ve onuruna sahip çıkıyor. İşçilerin patronların elinde oyuncak olarak görülmesine karşı çıkıyor. İşçilik ve insanlık onuru için direniyor. İşini geri istiyor.

Kardeşler;

OSB-İMES İşçileri Derneği olarak hepinizi bu direnişçi sınıf kardeşimizin haklı ve onurlu mücadelesine destek olmaya çağırıyoruz. Arkadaşımızın krizin faturasını ödememe kararlılığını tüm işyerlerine yaymaya, bu direnişi büyütmeye çağırıyoruz. Çünkü bu sınıf kardeşimiz patronlar sınıfı karşısında tüm işçileri temsil ediyor. Bu direnişin kazanması demek tüm bölge işçilerin kazanması demek olacaktır. Bunun için bir kez daha hepinizi direnişimize destek vermeye, mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz.

Krizin faturasını patronlar ödesin!

İşten çıkarmalar yasaklansın!

İşçilerin birliği sermayeyi yenecek! 

OSB-İMES İşçileri Derneği (OSİM-DER)

15 Mayıs 2009

Kent AŞ işçilerinin eylemleri sürüyor…

“Direne direne kazanacağız!”

29 Mart yerel seçimlerinin ardından işçi kıyımının başladığı İzmir Karşıyaka Belediyesi’ne bağlı Kent A.Ş.’de direniş sürüyor. İki haftayı aşkın süredir Örnekköy Şantiyesi’nde işten atma saldırısına karşı direnişlerini sürdüren DİSK / Genel-İş Sendikası İzmir 5 No’lu Şube üyesi belediye işçileri “daralma” gerekçesiyle yaşanan işten atmalara karşı mücadele veriyorlar.

CHP’li Karşıyaka Belediyesi’ne bağlı bazı bölgelerin yerel seçimlerin ardından Bayraklı Belediyesi’ne devredilmesiyle başlayan işçi kıyımıyla beraber, aynı gün içinde Temizlik ve Fen İşleri’nin Altaş isimli şirkete ihale edilmesi de “daralma” gerekçesinin sahteliğini gösterdi.

Direniş yerine astıkları pankartlarla bekleyişlerini sürdüren Genel-İş üyelerine destek ise devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde Kent A.Ş. işçilerine dayanışma ziyareti düzenleyen Genel-İş Sendikası İzmir 1 No’lu Şube üyesi şoförler, sonuna kadar direnişteki arkadaşlarının yanında olacaklarını belirttiler.

Genel-İş’in örgütlü olduğu ESOT’ta çalışan şoförler direnişe destek amacıyla aralarında topladıkları 5 bin 265 TL’yi gerçekleştirdikleri destek ziyareti sırasında teslim ettiler.

Belediye işçileri 14 Mayıs günü seslerini duyurmak ve dayanışma çağrısı yapmak için Karşıyaka İskelesi’nde eylem gerçekleştirdi. “Kent AŞ’de işçi kıyımı! DİSK / Genel-İş” pankartı arkasında toplanan işçiler, alkışlar ve sloganlar eşliğinde iskeleye gelerek burada bir basın açıklaması yaptılar.

Direniş kapsamında Mayıs ayının sonunda DİSK Genel Merkez ve bağlı sendikaların yöneticilerinin de katılacağı bir miting düzenlenecek. Ayrıca DİSK’in örgütlü olduğu işyerlerinde iş yavaşlatma eylemlerine başlanması planlanıyor.

Basın açıklamasından sonra işçiler Karşıyaka çarşıda sloganlar ve ajitasyon eşliğinde bildiri dağıttılar. Dağıtım sonrasında Karşıyaka Belediyesi önüne gelindi. İşçiler burada ellerindeki bildirileri kapıya atıp “Cevat Durak şaşırma, sabrımızı taşırma!” sloganını haykırdılar. “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!”, “Atılan işçiler geri alınsın!”, “Yaşasın sınıf dayanışması!”, “Direne direne kazanacağız!”, “Kent AŞ işçisi köle değildir!” sloganlarının atıldığı eyleme DİSK’e bağlı sendikaların yöneticileri de destek verdi.

18 Mayıs günü DİSK Ege Bölge Temsilciliği’nde basın toplantısı düzenleyen DİSK Genel-İş yöneticileri, Kent A.Ş. işçileri ve DİSK’e bağlı sendikaların yöneticileri 26 Mayıs günü gerçekleştirilecek geniş katılımlı yürüyüşe çağrı yaptılar.

DİSK Genel Sekreteri Kani Beko, Kent A.Ş’de çıkartılan işçilerin yerine taşeron firma Altaş’a işbaşı yaptırılmak istendiğini belirterek, taşeron çalışmaya izin vermeyeceklerinin altını çizdi.

Genel-İş Sendikası İzmir 5 No’lu Şube Başkanı Mehmet Çınar da, taşeronlaşmaya ve işten atmalara karşı yürüttükleri mücadelenin yoğunlaşarak süreceğini vurguladı.


“İşimize dönene kadar direnişteyiz!

Kent AŞ işçileri ve aileleri 20 Mayıs günü de Karşıyaka İskele’den Karşıyaka Belediyesi önüne yürüyüş gerçekleştirdiler. “İşimize dönene kadar direnişteyiz! /Kent AŞ işçileri” pankartını açan işçiler, yol boyunca sloganlarla ve ajitasyon konuşmalarıyla halkı bilgilendirdiler.

Belediye önüne gelindiğinde açıklama yapan DİSK/Genel-İş Sendikası 5 No’lu Şube Başkanı Mehmet Çınar, 291 işçinin 21 gündür direndiğini söyledi. Belediye başkanlarının sorunun çözümünü müteahhit firmalarda, taşeronlarda gördüğünü ifade etti. İşçilerin taşeron firmalarda güvenceden yoksun köle gibi çalıştırmak istendiklerini ama sendika olarak buna müsaade etmeyeceklerini dile getirdi. Belediye başkanlarını sorunun çözümü için kamuoyu önünde tekrar tartışmaya ve uzlaşmaya davet etti.

Açıklama şu sözlerle sona erdi: “Sorunun çözümünün taşeronlar ve müteahhit firmalarda aranması ve bunun çözüm gibi gösterilmeye çalışılması devam ettiği müddetçe direnişimiz ve mücadelemiz artarak devam edecektir. Bu haklı talebimizi işimize dönene kadar sürdüreceğiz. Atılan işçilerin eşleri ve çocukları adına sesleniyoruz. Bu sosyal cinayeti sonlandırın. Tüm girişimlerin sonuçlanmaması durumunda yaşanacak her türlü olumsuzluklardan sorumlu olmayacağız. Halen işin ciddiyetinin farkına varamayan yetkililerin annelerin ve çocukların feryadına kulak tıkamaları kabul edilemez. Bugün burada uyarımızı tekrarlıyoruz, ileriki günlerde belediyenin önünde süresiz eylem yapacağımızı duyuruyoruz.”

Eylemde “Direne direne kazanacağız!”, “Yaşasın sınıf dayanışması!”, “Yılgınlık yok direniş var!” vb. sloganlar atıldı.

Kızıl Bayrak / İzmir


İzmir BDSP’den Kent A.Ş. direnişine destek ziyareti…

“Yaşasın sınıf dayanışması!”

İzmir Karşıyaka Belediyesi’ne bağlı Kent A.Ş.’de çalışan DİSK / Genel-İş üyesi işçilerin direnişi Örnekköy Şantiyesi’nde devam ederken, direnişçi işçilere İzmir Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu (BDSP) tarafından dayanışma ziyareti gerçekleştirildi.

İki haftayı aşkın süredir bekleyişlerini sürdüren ve önümüzdeki günlerde güçlü eylemler gerçekleştirme kararı alan Kent A.Ş. işçilerine direnişin 17. gününde gerçekleştirilen destek ziyaretinde sınıf dayanışması vurgusu vardı. 16 Mayıs günü Örnekköy Şantiyesi girişine yakın bir yerde toplanan BDSP’liler, “Yaşasın sınıf dayanışması! / BDSP” pankartını açarak direniş yerine kadar sloganlarla yürüdüler.

Kent A.Ş. işçileri tarafından alkış ve sloganlarla karşılanan BDSP’liler “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!”, “Yaşasın sınıf dayanışması!” sloganlarıyla şantiyeye girdiler. BDSP temsilcisi tarafından yapılan konuşmada sınıf dayanışmasının önemi vurgulandı. Kent A.Ş. direnişinin önemine işaret edilerek şunlar söylendi:

“Bizler de Çiğli Organize’de ve Buca’da çalışan metal ve tekstil işçileri olarak direnişinizi direnişimiz olarak kabul ediyoruz. Sınıf dayanışması direnişte çok önemlidir. Direniş şu anda İzmir’deki tek direniştir ve bu nedenle de çok önemlidir. Sizin kazanımınız bizim ve bütün işçilerin kazanımıdır. Bu yüzden direnişinizi destekliyoruz. Sınıf bilinci ve çıkarı her şeyden önemlidir ve her şeyin üstünde tutmak gerekir.”

CHP’nin yerel seçimler sonrasında gerçek yüzünü gösterdiğini belirten BDSP temsilcisi, düzen partilerinin işçi ve emekçilere çözüm sunamayacağının altını çizdi. İşçi sınıfının örgütlü mücadelesinin gerekliliğine değindi.

Kent A.Ş. işçileri adına söz alan belediye işçisi ise geride kalan 17 günlük süreçten bahsederek şunları söyledi: “Seçimlerden sonra CHP’nin söylediklerinin vaat olduğunu anladık. İnsanlar dışardan direnişi grev gibi görüyorlar. İşten atıldığımızı, maaşlarımızı alamadığımız için direndiğimizi bilmiyorlar. Bu nedenle olayı anlatan bir bildiri dağıtımı yaptık. Karşıyaka Belediyesi’yle kronikleşmiş bir sorunumuz var. Sivil toplum örgütlerinden, sendikalardan, belediyelerdeki işçilerden ve şu an BDSP’den destek geliyor. 30 Nisan günü işten atıldık. 1 Mayıs’ta şantiyedeydik. CHP sosyal demokrat geçiniyor ama işçiden yana değil…”

Düşüncelerini dile getiren diğer belediye işçileri, sendikadan istifa baskısının sadece temizlik ve fen işçilerine yönelik olmadığını, restoranlarda çalışan arkadaşlarının da benzer baskılarla karşı karşıya kaldıklarını belirttiler, direnişi devam ettirme kararlılıklarını duyurdular.

Ziyaret boyunca “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!”, “Yaşasın sınıf dayanışması!”, “Kent A.Ş. işçisi yalnız değildir!”, “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!” sloganları coşkuyla atıldı.

Kızıl Bayrak / İzmir