29 Mayıs 2009
Sayı: SİKB 2009/20

  Kızıl Bayrak'tan
  Sahte görüntülerle
gizlenemeyen gerçekler
  Resmi tarihle hesaplaşmak için sermaye düzeniyle hesaplaşmak gerekir!
“Kürt açılımı”nın körüklediği ham hayaller!
Grev ve direnişleri büyütmek için ortak mücadele!
Entes direnişinden...
İşçi ve emekçi hareketinden…
  Metal İşçileri Kurultayı’na doğru...
  Tokat Eğitim-Sen üyelerinden Tokat’ta yaşanan son gelişmeler üzerine açıklama…
  Bursa’nın “akıllı” hastanesinde çıkan yangının gösterdikleri…
  Üniversitelerden...
  ABD Guantanamo’dan
vazgeçmek istemiyor!
  Barack Obama-Benyamin Netanyahu görüşmesi……
  ABD’nin kirli ve karanlık icraatları
  Mamak İşçi Kültür Evi 8. Geleneksel Birlik ve Dayanışma Pikniği gerçekleştirildi…
  Onurlu çözüm mü? Yoksa dilencilik mi? - M. Can Yüce
  KESK ve bağlı sendikalara yönelik devlet terörü
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

ABD Guantanamo’dan vazgeçmek istemiyor!

ΩAfganistan işgalinden sonra açılan Guantanamo işkence kampı, tekelci kapitalizmin “adalet” anlayışını çarpıcı bir şekilde gösteren ayna işlevi görmüştür. Irak işgalinin ardından Bağdat’taki Ebu Garip zindanından dünya medyasına yansıyan tüyler ürpertici görüntüler ise tabloyu tamamlamıştır.

Guantanamo-Ebu Garip aynasından yansıyanlar, “teröre karşı savaş”tan, “dünyayı daha güvenli hale getirmek”ten, “demokrasi/özgürlük ihraç etmek”ten söz eden batılı emperyalistlerin, işgal ettikleri ülke halklarına neler götürebildiklerini ayan beyan ortaya koymuştur. Guantanamo-Ebu Garip zindanları, batılı emperyalistlerin insan türünü aşağılayan vahşi işkenceler konusundaki uzmanlıklarını sergiledikleri birer laboratuvara dönüştürüldü. Bunların yanısıra, işkenceyi gökyüzüne taşımak için uçak filosu oluşturan ABD emperyalizmi ile suç ortakları, teknolojiyi hangi yönde kullandıklarını da gösterdiler.

Her iki işkence kampındaki vahşetin dünya tarafından öğrenilmesi, Ebu Garip zindanının kapatılmasını zorunlu hale getirmişti. Nitekim hem oluşan tepkileri zayıflatmak hem imaj düzletmek amacıyla Ebu Garip kapatıldı. Ne de olsa yeni Ebu Garip’ler açmak o kadar zor değildi.

Guantanamo ise farklı bir yerde duruyordu. İşgal altında bulunan Küba topraklarına kurulan bu kampın aynısını ABD dışında kurmak zor bir iş. Bundan dolayı emperyalist Amerikan rejimi, bir kambura dönüştüğü halde halen Guantanamo işkence kampından vazgeçemiyor. Emperyalist kapitalizmin jandarması, Guantanamo gibi korku salan bir kampa ihtiyaç duyuyor. Seçim vaatlerinden biri olan bu işkence kampının kapatılması yönünde attığı ilk adımda tökezleyen ABD başkanı Barack Obama, sadece Bush’un Cumhuriyetçi Parti’sine mensup senatörlerden değil, kendi partisinin, yani Demokrat Parti’li senatörlerin de muhalefetiyle karşılaştı. Her iki partinin aynı yönde oy kullanmaları, iki parti arasında bazı nüanslar dışında bir fark olmadığı gerçeğini bir kez daha ortaya koydu.

Demokratların çoğunlukta olduğu Senato’da yapılan oylamada, işkence kampının kapatılması için gerekli kaynakların aktarılmasına karşı çıkan tasarı 90 oyla kabul edildi. Sadece 6 senatör tasarıyı onaylamadı. Böylece Guantanamo’yu kapatıp ABD emperyalizminin imajını az da olsa düzeltmek isteyen Obama’nın ilk girişimi fiyaskoyla sonuçladı.

Guantanamo’nun kapatılması etrafından dönen tartışmalar ve senatonun ortaya koyduğu tercih, sadece Türkiye gibi bağımlı kapitalist devletlerin değil, batılı emperyalist devletlerin de işkenceci bir zihniyet tarafından yönetildiğini gösteriyor. Emperyalist devletler de, rejim için tehlikeli olduğu varsayılan kişi veya güçlere karşı herhangi bir yasanın geçerli olmayacağını fütursuzca ortaya koydular.

“Düşman savaşçı” diye bir kavram uyduran ABD rejimi, bu tanıma girenlere hiçbir yasanın uygulanamayacağını savunuyor. Nitekim iğrenç işkencelerin sistematik bir şekilde uygulandığı Guantanamo’ya kapatılan 779 kişinin neredeyse hiçbiri hakkında ciddi bir dava açılamamıştır. Kamptaki vahşi icraatlara yıllarca maruz kaldıktan sonra yargılanmadan serbest bırakılanların sayısı 539’a ulaştı.

Guantanamo işkence üssü büyük ihtimalle kapatılacaktır. Zira bu kamp, ABD emperyalizminin vahşetini hergün dünyaya hatırlatıyor. Dahası Obama’nın seçim kampanyasındaki vaatlerinden biri de, Guantanamo işkence üssünü kapatmaktı. Görünen o ki, Obama yönetimi bu vaadi gecikmeli de olsa yerine getirmek zorunda kalacak. Ancak bu üssün kapatılması, hiçbir şekilde emperyalist Amerikan rejiminin işkenceden vazgeçeceği anlamına gelmiyor.

Toplumların azınlık bir kesimini oluşturan burjuva sınıfların çıkarlarını koruyan şu veya bu kapitalist devletin işkence vahşetinden vazgeçmesi söz konusu bile olmaz. Dozu ve yaygınlığı farklı olsa bile, tüm kapitalist devletler ihtiyaç duyduklarında işkence vahşetine başvuruyorlar. Bu barbarlığı belli ölçülerde önlemenin en etkili yolu toplumsal muhalefetin devletler üzerinde basınç uygulamasıdır. Nitekim Latin Amerika’nın bazı ülkelerinde işkenceci katillerin mahkum edilmesinin ancak “sol dalga”nın yükselişinden sonra mümkün olması bir rastlantı değildir.

İşkence ve her tür zorbalıktan arınmış bir dünya için ise hem kapitalizmi hem onun silahlı bekçisi olan burjuva devleti tarihin çöplüğüne atmak zorunludur!


Dünya Emekçi Kadınlar Konferansı’na hazırlık toplantısı...

Hollanda’nın çeşitli şehirlerinden (Eindhoven, Rotterdam, Amsterdam, Den-Haag, Delft, Utrecht, Schiedam ve Rijswijk) kadınların katıl­­ımıyla, Venezuela’da 2011 yılında yapılacak olan Dünya Emekçi Kadınlar Konferansı’na hazırlık toplantısı gerçekleştirildi.

Hollandalı, Filipinli, Türkiyeli, Endonezyalı ve Arjantinli kadınların katıldığı toplantı hazırlık toplantılarının dördüncüsüydü. Toplantı, tanışma bölümünün ardından, önerilen isim ve amblem üzerine tartışmalarla devam etti.

Gündemdeki bir diğer konu ise yöresel komitelerin önerilerini tartışmak ve karara bağlamaktı.

Hollanda’nın çeşitli bölgelerinden toplantıya sunulan öneriler şöyle belirlendi:

Rotterdam bölgesi: 8 Mart’ın ülkesel düzeyde kutlanması; kadın sorunları hakkında bilgilendirme toplantıları yapılması; her bölgede yapılan etkinliklerin bilgisinin toparlanması; koordinasyon toplantılarına her bölgeden bir temsilcinin katılması, vb...

Amsterdam bölgesi: Hollanda’da yaşayan kadınların sorunlarının araştırılması; her bölgede bir, ülkesel düzeyde ise bir ya da iki konferans düzenlenmesi; her bölgeden mücadeleci kadınlarla ve kız öğrencilerle röportajlar yapılıp bunların bir kitap olarak basılması; konferansın tanıtımını yapan afiş, broşür ve bildirilerin basılması, vb...

Den Haag bölgesi: Komitenin finans sorununu çözmek için sponsor aranması ve maddi ihtiyaçların karşılanması için etkinlikler organize edilmesi.

Eindhoven bölgesi: Hollanda hazırlık komitesine ait bir web sitesinin açılması; bölgede bulunan kadın konferansının tanıtımının yapılması ve katılıma yönelik çağrıda bulunulması; ülkesel düzeyde organize edilecek etkinliklerin her bölgeye taşınmasının sağlanması, vb...

Bölgeler konuşulduktan sonra 1 Haziran 2009’da Gelsenkirschen’de gerçekleşecek olan ilk WWC Avrupa Temsilciler Toplantısı’na kimlerin katılacağı tartışıldı. Bir sonraki toplantının 29 Ağustos 2009 tarihinde yine Utrecht’te yapılması kararlaştırıldı.

Bir-Kar Emekçi Kadınlar Komisyonu / Hollanda