29 Mayıs 2009
Sayı: SİKB 2009/20

  Kızıl Bayrak'tan
  Sahte görüntülerle
gizlenemeyen gerçekler
  Resmi tarihle hesaplaşmak için sermaye düzeniyle hesaplaşmak gerekir!
“Kürt açılımı”nın körüklediği ham hayaller!
Grev ve direnişleri büyütmek için ortak mücadele!
Entes direnişinden...
İşçi ve emekçi hareketinden…
  Metal İşçileri Kurultayı’na doğru...
  Tokat Eğitim-Sen üyelerinden Tokat’ta yaşanan son gelişmeler üzerine açıklama…
  Bursa’nın “akıllı” hastanesinde çıkan yangının gösterdikleri…
  Üniversitelerden...
  ABD Guantanamo’dan
vazgeçmek istemiyor!
  Barack Obama-Benyamin Netanyahu görüşmesi……
  ABD’nin kirli ve karanlık icraatları
  Mamak İşçi Kültür Evi 8. Geleneksel Birlik ve Dayanışma Pikniği gerçekleştirildi…
  Onurlu çözüm mü? Yoksa dilencilik mi? - M. Can Yüce
  KESK ve bağlı sendikalara yönelik devlet terörü
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Barack Obama-Benyamin Netanyahu görüşmesi…

Ezilen halkları emperyalist güçler değil, birleşik direniş özgürleştirebilir!

Barack Obama başkanlığa seçildiğinde, Washington’daki savaş baronları ile dünyanın farklı ülkelerindeki yardakçıları, ABD emperyalizminin yerlerde sürünen imajını düzletmek için kampanya başlattılar. Bu seferberlik çerçevesinde otaya atılan yalanlardan biri, Barack Obama yönetiminin Filistin sorununa çözüm üretmek için ilk fırsatta harekete geçeceği idi.

ABD emperyalizminden nefret eden Arap halklarını etkilemek için bundan daha bir iyi yalan bulunamazdı. Zira halkların nefretinin birikmesinin temel nedenlerinden biri, İsrail’deki ırkçı-siyonist rejimin ABD emperyalizmi tarafından kayıtsız şartsız desteklenip silahlandırılmasıdır.

Filistin topraklarının fütursuzca gasp edilmesi ve emperyalist güçlerin desteği sayesinden kurulan ırkçı-siyonist devlet, Filistin topraklarını gasp etme pervasızlığını sürdürüyor. Toprak gaspının yanısıra, bir savaş aygıtından ibaret olan İsrail devletinin 60 yıldır vahşi katliamlar gerçekleştirebilmesi de, genelde emperyalistlerin, özelde ABD emperyalizminin desteği sayesinde mümkün olmaktadır. Bu kabarık suç dosyasına Irak işgalinin eklenmesi ABD emperyalizmine karşı biriken nefreti doruğa çıkardı.

Emperyalist güçlerin bölgede oynadıkları uğursuz rolün farkında olan Arap halkları nezdinde ABD’nin imajını düzletmek kolay bir iş değil. Bu nedenle Filistin sorununa çözüm üretileceği aldatmacası ortaya atıldı. Ancak en etkili yalanların bile gerçeğin üstünü örtme gücünden yoksun olduğu bir gerçek.

Barack Obama yönetiminin Filistin sorununda izleyeceği politikanın özünü anlamak için çok beklemek gerekmedi. Geçtiğimiz aylarda kurulan faşist İsrail hükümetinin başı Benyamin Netanyahu’nun Washington ziyareti, Barack Obama’nın Filistin sorununa önerdiği çözümün ne anlama geldiğini gözler önüne serdi. Yanısıra ziyaret, Obama’nın ırkçı-siyonist rejime karşı takınacağı tutum hakkında da net bir açıklık sağladı. Gerçi hem Obama hem yönetiminin önde gelen diğer şefleri, İsrail’i korumayı temel görev edindiklerini daha önce de açıklamışlardı. Buna karşın Obama yönetiminin Filistin sorununa çözüm üreteceği yönündeki beklenti devam ediyordu. Beklenti içindeki güçler arasında Filistin’in halihazırdaki iki temel örgütü El Fetih ile Hamas bile vardı.

Avigdor Lieberman gibi kafatasçı bir faşisti dışişleri bakanı koltuğuna oturtan Benyamin Netanyahu, Obama ile görüşmesinin ardından İsrail’de yaptığı açıklamada şöyle diyordu: “Filistinliler’le ve Suriyeliler’le barış görüşmelerinin elbette, ön koşulsuz olarak açılması konusunda hazır olduğumu söyledim. Ancak, herhangi bir barış anlaşmasının da İsrail’in özel güvenlik ihtiyaçlarına çözüm olması gerektiğini vurguladım.”

Irkçı İsrail başbakanı, Filistinliler’le barış için masaya oturmaya hazır olduklarını, ancak Filistinliler’in önce İsrail’i Yahudi devleti olarak tanıması gerektiğini, Obama huzurunda söyleyecek kadar pervasız. Siyonist rejim, İsrail’in Yahudi devleti olarak tanınması ve İsrail’in özel güvenlik ihtiyaçlarına çözüm üretecek görüşmeler istiyor. İşte Obama ile görüşmede İsrail’in önerdiği “çözüm” bundan ibaret.

Bu yaklaşımın ABD başkanının hoşuna gittiği söylenemez. Zira bu yaklaşım, Arap halklarını aldatma çabasını şimdiden boşa çıkarıyor. Buna karşın Obama’nın sözleri bilinen klişelerin ötesine geçemedi.

İsrail başbakanıyla görüşmesinde Filistin devletinin resmen kurulmasını öngören “iki devletli çözümün” gerekli olduğunu dile getiren Barack Obama, Batı Şeria’da Yahudi yerleşim merkezlerinin kurulmasına son verilmesinin ve Gazze’de Filistinliler’e uygulanan sert ambargonun kaldırılmasının gerekli olduğunu söylemekle yetindi.

Bu sınırlarda kalan bir söylemin Filistin sorununun çözümüyle yakından uzaktan bir alakası yok. Zira Filistin halkının asgari talepleri, başkenti Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulması, İsrail’in 1967’de işgal ettiği topraklardan çekilmesi, sürgündeki 4 milyon Filistinliye geri dönüş hakkının tanınması, inşası bitmek üzere olan yüzlerce km’lik ırkçı-duvarın yıkılması şeklinde özetleniyor.

Bu temel taleplerin lafını etmekten bile geri duran ABD başkanının, Filistin sorununa çözüm üreteceği iddiasının hiçbir ciddiyeti olamaz. Bu arada Obama, İsrail’in bilinen “rutin icraatları”na karşı sesini yükseltmekten de geri durdu. Yeni Yahudi yerleşimlerinin kurulması, Kudüs’ün Araplardan arındırılması ve ırkçı-duvar inşaatının devam etmesi, siyonist İsrail rejiminin ABD planını bile reddettiğini kanıtlıyor. Öte yandan İsrail tüm Filistin topraklarını ele geçirmek için en iğrenç yöntemlere başvurduğu halde, ABD’den gelen askeri, mali, siyasi, diplomatik destek aynen devam ediyor.

Bu koşullarda, ABD yönetiminin ya da Barack Obama’nın Filistin sorununa çözüm üreteceği söylemi, çirkin bir aldatmacadan ibaret kalıyor. Kaldı ki siyonist rejim Amerikan “çözüm planı”na razı edilse bile, ki bu ihtimal çok düşüktür, bu kadarı Filistin sorununun çözüleceği anlamına gelmiyor. Nitekim onbeş yıldır kesintili bir şekilde devam eden görüşmelerin çözüm üretmek bir yana, siyonist barbarlığı daha da azdırmaktan öte kayda değer bir sonuç yaratmamışken, Obama yönetiminin önereceği “yol haritası”nın da hiçbir kıymet-i harbiyesi olmayacaktır.

İsrail belasını Arap halklarının başına musallat eden emperyalist güçlerin Filistin halkının sorunlarına çözüm üretmesi sözkonusu bile olamaz. Zira böyle bir şey eşyanın tabiatına aykırıdır. Zira, dünyada ezilen halklar olgusunun kendisi bizzat emperyalizmden kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla, ezilen halklar ancak birleşik, anti-emperyalist direnişlerle özgürlüklerine kavuşabilirler.


Dünyadan...

Kolombiya’da grev kazandı!

Kolombiya’nın kuzeydoğusunda çalışan muz işçileri ile işverenler arasında anlaşma sağlanması üzerine grev sona erdi.

Kolombiya’nın Urana bölgesinde ücretlerinin arttırılması talebiyle 8 Mayıs’ta greve çıkan yaklaşık 17 bin muz işçisi grevlerini kazanımla sonuçlandırdılar. Sendika yetkilisi işverenin, talep ettiklerinden daha fazla bir artışı kabul ettiğini söyledi.

Kolombiya muz üretiminde dünyada 3. sırada bulunuyor.

 

Bangladeş’te sendika başkanı tutuklandı

Bangladeş’te Ulaşım İşçileri Sendikası’nın (Pabna District Motor Sramik) başkanı Swapan 21 Mayıs akşamı tutuklandı. Sahte ehliyet düzenlediği iddiasıyla tutuklanan Swapan’ın serbest bırakılması için sendika üyesi ulaşım işçileri greve çıktı.

Bangladeş’in kuzeyinde yer alan Pabna District şehrinde 22 Mayıs sabahı başlayan grev öncesinde işçiler otobüs terminali önünde eylemler yaparak sendika başkanının serbest bırakılmasını istediler.

 

Hindistan’da 3 bin işçiye tutuklama!

Hindistan’ın lastik üreticisi MRF’nin Arakonam fabrikasında çalışan işçilerin grevi tutuklamalarla engellenmeye çalışılıyor.

İşçilerin maaşlarıyla ilgili olarak fabrika yönetimiyle sendika arasında yapılan anlaşmaya karşı çıkan MRF’ye ait Arakonam ve Puducherry fabrikalarında çalışan işçiler 9 Mayıs’ta greve çıkmıştı. İşçiler ve onlarla beraber bekleyişlerini sürdüren aileleri grevin 15. gününde tutuklandı. Sendikanın verdiği bilgiye göre, tutuklananların sayısı 3 bini buluyor.

Fabrika yönetimi ise Arakonam ünitesinde lokavt kararı aldı. Her iki ünitede de üretim durdu.