16 Ekim 2009
Sayı: SİKB 2009/40

  Kızıl Bayrak'tan
  Sağlıkta ve sosyal haklarda yıkım anlamına gelen SSGSS saldırısı bir yıldır yürürlükte.....
  Sağlık Bakanlığı'nın aşı kampanyası yüzlerce ailenin hayatını kararttı...
Kürt hareketini
tasfiyeye endeksli "açılım" da son perde!
İMF-Dünya Bankası karşıtı eylemler düzenin saldırganlığını arttırdı...
Temizöz davası sürüyor...
  Grevi tabanda örmek ve örgütlemek için göreve!
  Dink davasında yargılama oyunu
  İşçi ve emekçi hareketinden...
  Entes direnişinden...
  Güven Elektrikte işten çıkartma saldırısı yaşanıyor.
  Devletin Kürt açılımı-Ekim
  Kadın işçiler hak ve talepleri uğruna mücadeleye atılmalıdır
  YÖK düzeninin krizine ve geleceksizliğe karşı 6 Kasım'da alanlara!
  Gençlik eylemlerinden...
  İMF ve Dünya Bankası'nın İstanbul karararı - Volkan Yaraşır
  Türkiye-Ermenistan arası protokol imzalandı
  Dünyadan...
  Dersimin nefesi kesilmek isteniyor...
  Sermaye devleti katliamcı kimliğini örtbas edemez!
  Sınıf devrimcilerinden...
  Yaşayanlar anlatıyor
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Türkiye İş Kurumu Eylül ayı işsizlik raporu yayınlandı...

Kapitalizm işsizlik üretir!

Türkiye İş Kurumu’nun aylık yayınladığı İstatistik Bülteni, işsizlik başvurularının hızla arttığını gösterdi. Rapora göre kayıtlı işsiz sayısı yüzde 102,55 oranında artış göstererek 1 milyon 626 bin 66’ya yükseldi. Geçen yıl aynı ayda kayıtlı işsiz sayısı 802 bin 800 seviyesinde bulunuyordu.

Kapitalizmin kriziyle birlikte işsizlik sorunu artarak devam ediyor. İşsizlik oranındaki artış kapitalist büyük işletmelerde taşeronlaşmanın yaygınlaşmasına yol açmaktadır. Orta ve küçük işletmelerde sigortasız işçi çalıştırma oranı hızla artmaktadır. Bu nedenle küçük ve orta işletmeler, işçileri işten atmakta, işçilik maliyetini en aza çekmek için çabalamaktadırlar.

İçinde bulunduğumuz kriz koşullarında dünyada ve Türkiye’de işsizlik çığ gibi büyümektedir. İşsizlikten dolayı cinnet geçirerek intihar edenlerin, ahlaki dejenerasyona uğrayanların, psikolojik dengesi bozulanların sayısı da artmaktadır.

Sürekli işsizler ordusu üreten kapitalizmde, işsizlik, işçilere karşı kullanılan etkin bir silahtır. Burjuvazi sadece işçilerin bir kısmını işsiz bırakmakla kendini sınırlamaz. Aynı zamanda işsizlik silahını çalışanlara karşı tehdit olarak da kullanır. Böylece kapitalistler, işçiyi daha uzun süre ve daha ucuza çalıştırma olanağını elde ederler.

İşsizlik kapitalizmin yapısal bir sorunudur. Bu nedenle kapitalizm işsizlik sorununu çözmek bir yana daha da büyütür. Uyguladığı politikalar işsizliği sürekli artırır. İşsizliği üreten kapitalist sistemin bizzat kendisidir. Bu sistem ayakta kaldığı sürece işsizlik de var olacaktır. Sermaye sınıfı zaman zaman işsizliğe karşı mücadele ettiği yalanına dört elle sarılmaktadır. Oysa uyguladıkları politikalarla, dayattıkları ağır ekonomik-sosyal yıkım programlarıyla işsizliği daha da boyutlandıranlar, kan emici kapitalistlerdir.


İşsizlik yozlaşma ve çürümenin zeminidir!


Kapitalist üretim içinde de olsa işçiler, kendi yaşamlarını disipline ederler. İşsizlik sadece iktisadi bir olgu olarak tanımlanamaz. İşsiz, üretimden kopmuş, koparılmış insan demektir. İşsiz, 8-10 saatini çalışarak geçiren işçiden farklı olarak, tamamen boşluktadır. İşçi için üretim sonrasının zaman öldürülen kahvehane vb. yerler, işsizler için sürekli gidilen yerlerdir. Tam da bu koşullar çürüme ve yozlaşmanın önünü açar. İşsizlik aynı zamanda, işsizlerde derin sosyo psikolojik ve kültürel yaraların açılmasının zeminidir.

Her koşulda yozlaşma, çürüme, işçi ve emekçilerin yerleşik değerlerinden kopuş işsizlik zemininden beslenir. Hatta bir süre sonra, bu eğilimin bizzat kendisi yerleşik değerlerinden biri haline dönüşür ve en uygunsuz para kazanma yolları, en dizginsiz ahlak dışılık kanıksanır hale gelir.

Sermaye sınıfı işsiz kitleleri diğer sınıf kardeşlerine karşı kullanmaya, ideolojik olarak onları çürütmeye ve yozlaştırmaya çalışmaktadır. İşsizlik, yoksulluk, sefalet kader değildir. Kapitalist üretimin getirdiği belalardır bunlar. Kapitalizm, sermaye büyüdükçe yedek işsizler ordusunu yaratır. İşsizlik açlık demektir. Öte yandan, kapitalizm, artı değer sömürüsü gereği hep ucuz işgücü peşindedir. Ucuz işgücü ise yoksulluk demektir.

Kapitalizmde sermaye büyüdükçe, mülkiyet gittikçe küçük bir azınlığın elinde toplanmaktadır. Kapitalist patronlar sadece daha çok kâr dürtüsüyle hareket ederler. Koşullar uygunsa, her üretim döngüsü, sermayenin daha da büyümesini getirir. Sermaye büyüdükçe yedek ordunun nüfusu daha da artar. Tam bir bolluk içinde açlık çelişkisi yaşanır.


Saldırılara karşı işçi sınıfının devrimci eylemi büyütülmeli!


İnsanlığı kapitalist sömürüden kurtaracak olan işçi sınıfının kolektif eylem gücüdür. İş, işgüvencesi, barınma, sağlık, eğitim, beslenme vb. en temel insan hakkıdır. Kapitalizmin açlık, işsizlik, yoksulluk ile cehenneme çevirdiği dünyayı, işçi sınıfının devrimci eylemiyle kazanacağı sosyalizm cennete çevirecektir.

İşsizler de işçi sınıfının bir parçasıdır. Bu yanıyla ortak mücadelenin koşulları vardır. Ancak bu mücadelenin motor gücü toplumsal üretimde tuttuğu yer gereği işçi sınıfı olmak zorundadır. Tüm toplumsal katmanların harekete geçirilebilmesi için işçi sınıfının devrimci enerjisinin ve gücünün açığa çıkarılması gerekmektedir.

İşsizlik silahı kapitalistlerin elinden alınmalıdır. Sosyal yıkım programlarının püskürtülmesi için birleşik örgütlü bir mücadelenin yükseltmesi gerekmektedir. Krizin faturasının kapitalistlere ödettirilmesi talebiyle yükseltilecek mücadele, işsizliğin bir saldırı aracı olarak kapitalistler tarafından kullanılmasının zeminini yok etmenin de biricik yoludur.

Her türlü kötülüğün kaynağı olan kapitalist düzen yıkılmadığı koşullarda, işsizlik sorunu artarak devam edecektir. İşsizliğin kalıcı ve tam çözümü ancak işçi sınıfının devrimci iktidarı olan sosyalizmde mümkündür. Ancak sosyalizme giden yol da emeğin korunması uğruna yükseltilecek devrimci sınıf mücadelesinin büyütülmesinden geçmektedir.