İçindekiler:

1 Eylül 2023
Sayı: KB 2023/14

Örgütlü sınıf, topyekûn mücadele!
Kur Korumalı Mevduat (KKM) ucubesi...
Sarayın bilindik vizyonu: Riyakarlık
AKP, ekonomik kriz ve sınıf mücadelesi
Yaşam hakkı ancak mücadele ile korunabilir!
Suriye ile "normalleşme" mümkün mü?
"Liyakat" ve "mülakat" tartışmaları
1 Eylül Dünya Barış Günü
MESS Grup TİS süreci üzerine...
"Yaşasın onurlu mücadelemiz"
İşçi direnişleri sürüyor...
Sendikalar ve sınıf mücadelesi
Camp David ve BRICS zirvesi
AB Afrika'da yeni bir savaşa mı hazırlanıyor?
İsrail'in tehditleri ve direnişi
Libya-İsrail işbirliği krizi
Ukrayna'da savaşa itirazlar
Gate Gourmet'te işçilerin birliği
Hakan Fidan'ın Kürdistan ve Irak ziyareti
Hacı Bektaşı Veli etkinlikleri üzerine...
"Mental sağlığımız için adımlar atılmalıydı"
Vardık, varız, var olacağız!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Hacı Bektaşı Veli etkinlikleri üzerine...

 

Hacıbektaş’ı anma etkinliği açılış töreni 16 Ağustos’ta Kemal Kılıçdaroğlu Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Açılışa, CHP Genel Başkan Yardımcıları, milletvekilleri ve aralarında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da bulunduğu bazı belediye başkanları da katıldı. Yaklaşık beş bin civarında Alevi emekçi de açılış töreninde yer aldı.

Hacıbektaş-ı Veli’nin felsefesine değinen Kılıçdaroğlu, yaşanan haksızlıkların, acıların, sömürünün, yoksulluğun, savaşın kaynağı olan sermaye düzenine, emperyalist kapitalist dünya sisteminin yarattığı yıkıma dair tek söz söylemedi. Törende, Kültür ve Turizm Bakanlığı Hacıbektaş Semah ekibi gösteri yaptı. Gösterinin ardından AKP’nin ebedi şefinin mesajı okundu. Mesaj, salonda bulunan emekçiler tarafından yuhalandı. Salonda yaşanan tepki çağımızın Hızır Paşası AKP şefine duyulan öfkenin açık göstergesiydi. Törende Alevi örgütleri tarafından gerçekleştirilen değerlendirme toplantısının sonuç deklarasyonu da okundu. Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Mustafa Arslan tarafından okunan deklarasyonda, Alevilerin eşit yurttaşlık hakkı, Madımak’ın utanç müzesi yapılması, zorunlu din dersleri dayatmasının son bulması, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kaldırılması talepleri ifade edildi.

Deklarasyonda ÇEDES protokolünün kesinlikle kabul edilemez olduğu vurgulandı. ÇEDES protokolünün iptali için basın açıklamaları, dilekçe ve imza kampanyalarının yanı sıra miting ve benzeri demokratik eylemlerin, Eğitim ve bilim emekçileri sendikaları başta olmak üzere diğer demokratik kitle örgütleriyle birlikte yapılması kararı alındı.

Madımak katliamının “İnsanlığa karşı işlenmiş suçlar” kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, bu konuda tüm dünyada kamuoyu oluşturulması ve davaya kitlesel katılım sağlanması kararlaştırıldı. Toplantıda Alevilerin ve Alevi kurumlarının birliğinin öneminin altı çizildi.

Hacı Bektaş-ı Veli Anma Törenleri’nin içinin boşaltılması ile kültürel-sanatsal etkinliklerdeki kısıtlama saldırısı 2004-2018 yılları boyunca etkinliklerde öne çıkmıştı. 15 yıl boyunca Hacıbektaş’ı anma etkinliklerinin tümünde devlet Aleviciliğinde ifadesini bulan anlayış damga vurmuştu. Etkinliklerde devlet Aleviciliğine kan taşınmıştı. Paneller ve resmi açılış programlarında gericilik öne çıkmıştı. 2004-2018 yılları arasında gerçekleşen Hacı Bektaş-ı Veli Anma törenleri nitelik açısından da son derece zayıftı. Belediye başkanı ve şürekası şenliklerin siyasal ve ideolojik içeriğini ulusalcı temelde ele almıştı. İlerici Alevi örgütleri anma etkinliklerinden dışlanmış, gericiler anma etkinliğinin içeriğini boşaltmak için mesai yapmışlardı. 2019 Mart ayında Belediye Başkanı değişti. CHP’li Belediye başkanı ilerici Alevi örgütleriyle birlikte süreci örmeye yönelik anlayışı öne çıkardı. Anma etkinliğinin içeriğini ulusalcı temelde örmeye çalışan anlayışa son verildi. Anma etkinliklerinde evrensel ögeler, Alevilerin ilerici birikimini öne çıkaran panel ve etkinlikler damgasını vurdu. 

Hacıbektaş-ı Veli Anma Etkinlikleri’nin “devletleştirilmesi” çerçevesinde AKP iktidarının birkaç yıldır süren müdahaleleri bu yıl da devam etti. Öte yandan AKP, birkaç işbirlikçi örgüt dışında hiçbir destek bulamadı. “Düşkün” olarak adlandırılan örgütlerin katılımı son derece zayıftı. Ancak AKP iktidarı Hacı Bektaş anma etkinliklerinin içini boşaltmak için mesaiye devam ediyor. Kültür Bakanlığı eliyle anma etkinliklerinin sürdürülmesi için daha şimdiden gelecek yıl için hazırlık yapıyor. Hacı Bektaş Belediyesi’ni ve ilerici alevi örgütleri ağına düşürüp yedeklemek için çaba harcıyor.

AKP iktidarının anma etkinliklerini kontrol altına alma projesi tutmayacaktır. Zira Alevi emekçiler ne katliamları ne de AKP iktidarının Madımak Katliamı faillerini serbest bırakmasını ne de ayrımcılığı derinleştiren icraatlarını unutmadı. Unutmayacak!

Kayseri BDSP

 

 

 

İlerici Alevi örgütlerinin toplantısı ve ötesi

 

Hacıbektaş-ı Veli Anma etkinliklerinin parçası olan ilerici Alevi örgütlerinin, sorunları ortaya koyan fakat çözümü reformist yaklaşımlarla sınırlayan bakış açısı tüm çıplaklığıyla gözler önüne serildi. İlerici Alevi örgütleri, sermaye devletinin alevi işçi ve emekçileri ötekileştiren, inançlarını tanımayan, uğradıkları katliamların üstünü örten, taleplerini görmeyen yaklaşımını ayrıntılı olarak tespit ediyorlar, eleştiriyorlar. Ancak sorunun çözümü konusunda reformizm sınırlarında kalıyor, Alevi sorununun devrimci sınıfsal çözümüne ilişkin yaklaşımın önüne set çeken bir tutum sergiliyorlar.  

Bu tutumun bir örneği de Hacıbektaş anma etkinliklerinde yaşandı. Alevi örgütleri temsilciler toplantısına katılan BDSP temsilcisinin konuşması kesilmek istendi.  Konuşmasının kesilmek istenmesine tepki gösteren BDSP temsilcisi “Ben bu toplantıda katılmadığım konuşmaları bile sabırla dinledim. Siz BDSP temsilcisinin beş dakikalık konuşmasını engellemeye çalışıyorsunuz” dedi. Alevi emekçilerin hak ve taleplerini kazanabilmesinin, emeğin kurtuluş mücadelesinin güçlenmesine bağlı olduğunu söyledi. BDSP temsilcisine reva görülen yaklaşımın arka planında Alevi örgütlerinin sınıfsal tutumu yer almaktadır. Evet, mezhepsel ezilmişlikten kaynaklı sorunlar tüm Alevileri etkileyen sonuçlar ortaya çıkarıyor. Bu nedenle ilerici Alevi örgütleri bu sorunları tespit etme konusunda herhangi bir sorun yaşamıyorlar.

Alevi sorunun çözümü konusunda tüm alevi örgütleri, farklı sınıfsal aidiyetleri olan Alevilerin ekonomik, sosyal ve sınıfsal konumlarına göre çözüm reçeteleri sunuyorlar. Aslında yaşanan bu sınıfsal ayrışmanın daha açık hale gelmesi, Alevi sorunun burjuva ya da ulusal çizgideki küçük burjuva reformist çözümü peşinde koşan yaklaşımların Alevi işçi ve emekçilerin üzerindeki etkisinin kırılması için önemli bir zemindir.  

Farklı sınıfsal yaklaşımlar, Hacıbektaş anma etkinliklerinde üç ayrı zeminde temsil edilmektedir. Birinci yaklaşım, Hacıbektaş anma etkinliklerinin içini boşaltmak için pozisyon alan, “alternatif” etkinliklere kan taşıyan, AKP tarafından nemalandırılan, AKP ve devletle işbirliği yapacak denli gerici bir konumda olan burjuva alevi örgütlerine aittir. İkinci yaklaşımı ise, CHP ve “ulusal sol”a yakın çizgide bulunan Alevi örgütleri temsil etmektedir. Üçüncü yaklaşım ise, geçmişi devrimci harekete dayanan, kadrolarının önemli bir bölümü kendini devrimci, demokrat ve sosyalist olarak gören ilerici kesimlerden oluşan ilerici Alevi örgütlerinin yaklaşımıdır.  

İlk iki eğilim düzenle uyumlu bir çizgide bulunmakta, genel bir ifadeyle burjuva Alevilerin konum ve tutumlarını yansıtmaktadır. Elbette bunlar emekçilerin belli bir kesimini de etkiliyorlar. Özellikle CHP çizgisine yakın duran kesim, sol/laik söylem kullanarak, düzenden hiçbir çıkarı olmayan Alevi emekçilerin ana gövdesi üzerinde etkili olabiliyor. Dinci gericiliğin mezhepçilikte sınır tanımayan pervasızlığı ise, işe yaramadığı bilinse de “kötünün iyisi” diye CHP’ye verilen desteğin devamını sağlamaktadır.

Üçüncü eğilim ise, fiilen reformist solun Alevi örgütlerinde konumlanmış güç ve kadrolarına dayanmaktadır. Hacıbektaş anma etkinliklerinde BDSP Temsilcisi’nin konuşmasına tahammül göstermeyen, bazen de devrimcilere kapılarını kapatacak kadar düzeysizleşen, liberal demokrat konumda ısrar eden; düzenle açık hesaplaşmaya giren devrimci ve komünistlerin önüne barikat ören reformist solla paralel hareket edenler, ilerici Alevi örgütleri ve bu örgütlerin kadrolarıdır.  

Alevi hareketindeki bu farklılaşmanın temelinde son tahlilde sınıfsal konum farklılıkları vardır. Mezhep ayrımcılığının etki ve sonuçları tüm Alevi toplumunu kesiyor olsa bile, bunun oluşturduğu sorunun anlamına, kapsamına ve çözümüne dönük yaklaşım; sınıfsal konum, çıkar ve özlemlere göre farklılaşmaktadır. Dolayısıyla mevcut parçalanmışlık kaçınılmazdır. Söz konusu ayrışmayı sınıfsal zeminlerde derinleştirmek, sağcı ya da ulusal sol çizgideki burjuva akımların, küçük burjuva reformizminin Alevi işçi ve emekçileri üzerindeki etkisini kırmanın olmazsa olmazıdır.

Kayseri BDSP