İçindekiler:

23 Nisan 2024
Sayı: KB 2024/07

Haklarımız ve özgürlüğümüz için 1 Mayıs'a
Yerel seçimler süreci ve sınıf mücadelesi
Türkiye gelir eşitsizliğinde Avrupa birincisi
Hezimete uğrayan saray rejiminin hazımsızlığı
Saray rejimi: Saldırganlık
Çocukların gülüşlerini çaldılar
İşçi ücretlerinde istikrarlı erime sürüyor
İstanbul'da 1 Mayıs etkinlikleri
İzmir'de 1 Mayıs etkinlikleri
Üç kentte 1 Mayıs faaliyetleri
Dört bir yanda 1 Mayıs çağrıları
İşçi kadınlar bir adım öne
Kadın hareketi ve kadın çalışması
BİR-KAR'dan 1 Mayıs çağrısı
Rüsselsheim'da 1 Mayıs toplantısı
Frankfurt'ta 1 Mayıs hazırlıkları
Ortadoğu'da bölgesel savaş manevraları
İran Devrim Muhafızları İsrail'i vurdu
İsrail İran'a mı saldırdı
Gazze soykırımın altıncı ayında
NATO'nun 75. yıl kutlamaları
"Geleceğin Bundeswehr"i nasıl olmalı
ABD-Japonya-Filipinler zirvesi
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Egemenlikleri için çocukların gülüşlerini çaldılar

 

Meclis’in resmen açılışı vesilesiyle çocuklara “bayram” olarak bahşedilen 23 Nisan, burjuvazinin ikiyüzlülüğünün resmidir.

Bir yanda bayram tatilini torunları da dahil Maldivler’de geçiren AKP’liler, diğer yanda denizi yakından görebilmek için sıra bekleyenler… Geçtiğimiz haftalarda sıkça konuşulan fotoğraf karesi AKP-MHP iktidarının emekçi çocuklarına reva gördüğü yaşamın yalnızca bir kesitidir. Çocuklara “bahşedilen” yılda bir bayram günüdür, geri kalan günlerde ise çocuklar açlık, yoksulluk, istismar, ucuz iş gücü, iş cinayetleri ve sömürü sarmalında öğütülmektedir.

Çocuk işçi sayısında artış

TÜİK’in 19 Nisan’da yayımlanan “İstatistiklerle çocuk, 2023” raporu çarpıcı veriler içeriyor. TÜİK’in çarpıtılmış, gerçeğin çok azını yansıtan verileri dahi çocuk işçi sayısının geçtiğimiz yıla oranla arttığını gösteriyor.

Rapora göre 15-17 yaş aralığındaki çocuklarda “işgücüne katılma oranı” yüzde 18.7’den yüzde 22.1’e yükseldi. Çocuk işçiliği oranı 2014 ve 2015’te yüzde 21 olarak gerçekleşmiş ve daha sonra 2020’de yüzde 16.2’ye kadar gerilemişti. Ekonomik krizin derinleştiği ve yaşam koşullarının daha da ağırlaştığı son 3 yılda artış eğilimine giren çocuk işçiliği oranı 2014’ün dahi üstüne çıktı. Çocuk işçi sayısı ise 2014’te 824 binken 2022’de 707 bin olmuştu. Geçen yıl bu sayı 853 bine yükseldi.

Üstelik TÜİK bu araştırmayı çocukların iş alanına kitlesel olarak sürüldüğü yaz aylarında ve 15 yaş altı çocukları da kapsayacak şekilde yapmıyor. Aynı şekilde kayıt dışı çalıştırılan çocuklar da hiçbir şekilde araştırmaya dahil edilmiyor. Ek olarak MEB, MESEM kılıfıyla çocukları sömürü çarklarının arasına itiyor. Çocukların eğitim hakkına katkı sağlanmazken, patronlara verilen teşviklerle çocuk işçi sömürüsü yaygınlaştırılıyor. MESEM, çıraklık ya da staj kapsamında çalıştırılan çocuklar da TÜİK’in “işgücüne katılım oranı” araştırmasına dahil edilmiyor. Yani binlerce çocuk “yasal” ya da “kayıt dışı” yöntemlerle ucuz iş gücü olarak çalıştırılıyor ve iş cinayetlerine kurban ediliyor. 

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi verilerine göre geçen yıl 14 yaş ve altı 22 çocuk işçi, 15-17 yaş arası 32 çocuk işçi hayatını kaybetmişti. Bu yılın ilk üç ayında ise 16 çocuk işçi hayatını kaybetti. Bu çocukların 4’ü 14 yaş ve altındaydı.

10 binin üzerinde “çocuk gelin”

AKP-MHP iktidarı, ekonomik-sosyal yıkım saldırılarını dinci-gerici icraatları yoğunlaştırarak hayata geçirebiliyor. Artan yoksulluk ve sefalet nedeniyle çocuklar eğitim alanından uzaklaşarak çalışmak zorunda bırakılırken, dinci-gerici uygulamaların topluma dayatılmasıyla da özellikle kız çocuklar “evliliğe” itiliyor.

TÜİK’in 2023 yılı verilerine göre 16-17 yaş arasında 10 bin 471 kız çocuğu kendilerinden yaşça büyük erkeklerle evlendirildi.

CHP’nin Çocuk Gebelikleri Raporu’na göre son 22 yılda 15 yaşından küçük çocukların yaptığı doğum sayısı 21 bini geçti; 2012-2021 yılları arasında reşit olmadığı halde “evlenebilir” kararı verilen çocuk sayısı ise 130 bine yakın.

Yine TÜİK’in son verilerine göre 2022 yılında 31 bin 890 çocuğa karşı cinsel suç işlendi, bu sayı son dokuz yılın en yüksek sayısı oldu.

Yetersiz beslenme ve açlık

Hem uluslararası araştırmalar hem resmi araştırmalar çocukların ciddi bir beslenme sorunu ile karşı karşıya olduğunu ortaya koyuyor.

PISA 2022 verilerine göre Türkiye’deki her beş çocuktan biri, maddi imkânsızlıklar nedeniyle bir ay içerisinde haftada en az bir kez öğün atlıyor. Bu oran, OECD ülkeleri arasında en yükseği.

Uluslararası araştırmalar dışında TÜİK verileri de 2022’de çocukların yüzde 35,3’ünün ciddi maddi yoksulluk içinde olduğunu gösteriyor. “Ciddi maddi yoksulluk oranı”, aralarında gıdaya erişimin de bulunduğu dokuz maddeden en az dördünü karşılayamayan kişilerin oranına karşılık geliyor.

TÜİK 2022 Türkiye Çocuk Araştırması’na göre çocukların yüzde 62,4’ü her gün ekmek ve makarna ile besleniyor. Her gün et, tavuk ve balık tüketen çocukların oranıysa yüzde yüzde 12,7. Yetersiz beslenme, çocukların beyin gelişimini doğrudan etkiliyor.

***

Yukarıdaki araştırmalara birer “sayı” olarak yansıyan çocukların tamamı işçi ve emekçilerin çocuklarıdır. Burjuva çocuklarının açlık, sömürü ve iş cinayeti gibi sorunları yokken işçi ve emekçi çocukları burjuvazinin egemenliğinin sürmesi için istismarın her türlüsüne mahkûm edilmektedir. Çocukların karşı karşıya kaldığı istismarın, iş cinayetlerinin ve açlığın artarak ayyuka çıktığı bugünlerde 23 Nisan kutlamaları kaba bir riyakarlık örneğidir. Tabloyu değiştirecek olan ise emeğine, geleceğine ve çocuklarına sahip çıkacak olan işçi ve emekçilerdir. Binlerce çocuğun çalınan gülüşleri ancak işçi ve emekçilerin emeği ve onuru için yükselteceği mücadelesiyle geri alınabilir. 

K. Düşgör

 

 

Hatice Yürekli mezarı başında anıldı!

 

Sermaye devletinin devrimci tutsakları teslim alabilmek için gündeme getirdiği F Tipi Cezaevlerine karşı başlayan ölüm orucu direnişinde ölümsüzleşen TKİP kurucu üyesi Hatice Yürekli mezarı başında anıldı.

Sınıf devrimcileri tarafından gerçekleştirilen anmada Hatice Yürekli şahsında tüm devrim şehitleri için, “Yer yüzü aşkın yüzü oluncaya dek!” şiiri eşliğinde bir dakikalık saygı duruşu gerçekleştirildi.

Anmada saygı duruşunun ardından bir konuşma yapıldı. Konuşmada Hatice Yürekli’nin parti ve devrim davasına bağlılığı, inancı ve bugünlere yol gösteren kararlılığı vurgulandı. Uğruna tereddütsüz ölünecek davaya adanmış yaşamlarıyla Hatice, Habip, Ümit, Alaattin ve Sinan yoldaşların lekesiz taşıdıkları bayrağın bugünün kuşaklarının ellerinde olduğu söylendi. Parti ve devrim şehitlerini anmak, onların miraslarına daha fazla sahip çıkmaktır, devrim davasını başarıya ulaştırabilmek için mücadele görevlerine daha sıkı sarılmaktır denildi.

Konuşmanın ardından Hatice Yürekli ile birlikte mücadele etmiş bir yoldaşı duygularını dile getirdi. Anma Hatice Yürekli’nin sevdiği türkülerin söylenmesiyle bitirildi.

Kızıl Bayrak / İzmir