İçindekiler:

23 Nisan 2024
Sayı: KB 2024/07

Haklarımız ve özgürlüğümüz için 1 Mayıs'a
Yerel seçimler süreci ve sınıf mücadelesi
Türkiye gelir eşitsizliğinde Avrupa birincisi
Hezimete uğrayan saray rejiminin hazımsızlığı
Saray rejimi: Saldırganlık
Çocukların gülüşlerini çaldılar
İşçi ücretlerinde istikrarlı erime sürüyor
İstanbul'da 1 Mayıs etkinlikleri
İzmir'de 1 Mayıs etkinlikleri
Üç kentte 1 Mayıs faaliyetleri
Dört bir yanda 1 Mayıs çağrıları
İşçi kadınlar bir adım öne
Kadın hareketi ve kadın çalışması
BİR-KAR'dan 1 Mayıs çağrısı
Rüsselsheim'da 1 Mayıs toplantısı
Frankfurt'ta 1 Mayıs hazırlıkları
Ortadoğu'da bölgesel savaş manevraları
İran Devrim Muhafızları İsrail'i vurdu
İsrail İran'a mı saldırdı
Gazze soykırımın altıncı ayında
NATO'nun 75. yıl kutlamaları
"Geleceğin Bundeswehr"i nasıl olmalı
ABD-Japonya-Filipinler zirvesi
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

İzmir’de 1 Mayıs etkinlikleri

 

Buca’da 1 Mayıs söyleşisi!

Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası (DEV TEKSTİL) 1 Mayıs hazırlıkları kapsamında “Sosyal yıkım ve 1 Mayıs” başlıklı bir söyleşi gerçekleştirdi.

Söyleşinin başında içinden geçilen sürecin ekonomik, sosyal ve siyasal tablosu özetlendi. Seçim sonuçlarının değerlendirilmesinin ardından gündemdeki kapsamlı yıkım saldırılarının altı çizilerek AKP iktidarının ortaya koyduğu ekonomi programının hedefleri ifade edildi. İşçi sınıfı ve emekçi kitlelere çok daha ağır bir yıkımın beklediği ancak bunun karşısında biriken öfke ve tepkinin mücadele dinamiklerinin her geçen gün güçlendirdiği vurgusu yapıldı. Emperyalist-kapitalist dünyanın krizleri ve içine girdiği savaş atmosferinin de ele alındığı sunumda bu atmosferden tek çıkış yolunun işçi sınıfının tepkisini eylemli bir hatta açığa çıkarmak ve örgütlemek olduğu söylendi. Ekonomik krizin faturasını reddetmenin, yeni yıkım ve hak gasplarının önüne geçebilmenin başka bir yolunun olmadığı belirtilerek, 1 Mayıs’ın güçlü ve kitlesel olmasının önemi üzerinde duruldu. Ekonomik yıkım programının yanı sıra demokratik hak ve özgürlüklere dönük saldırılar, gündemde olan yeni askeri hareketlilik ve topluma dayatılması muhtemel şoven atmosfer, yeni anayasa tartışmaları ekseninde gündeme gelecek olan gerici-siyasal dayatmalar önümüzdeki dönemin temel başlıkları olacağı söylendi.

Yapılan sunumun ardından söz katılımcılara bırakıldı. Katılımcılar söz alarak ülkenin içinde bulunduğu sosyal ve siyasal atmosfer ve buna karşı insanların tepkileri üzerine görüşlerini dile getirdiler. Verimli geçen tartışmaların ardından söyleşi 1 Mayıs’ta buluşmak üzere noktalandı.

Ege İşçi Birliği’nden 1 Mayıs pikniği

1 Mayıs yaklaşırken Aliağa Ege İşçi Birliği Bergama, Aliağa, Menemen ve Çiğli’den katılan işçiler ve aileleriyle piknik düzenledi.

Kolektif şekilde hazırlanan kahvaltı yapıldı. Ardından program 1 Mayıs ve işçi sınıfının kurtuluş mücadelesinde şehit düşen işçi önderleri için 1 dakikalık saygı duruşuyla başladı. 1 Mayıs’ın ortaya çıkışı, dünyada ve Türkiye’de 1 Mayısların tarihinin sunucular tarafından aktarıldığı program Ege İşçi Birliği temsilcisinin konuşmasıyla devam etti. EİB temsilcisi İzmir’de Habaş, İDÇ, CMS, Kocaer, Gemi Söküm, Kardemir gibi fabrikaların somut çalışma koşulları üzerinden örneklendirdiği kapitalist düzenin işçiyi hiçe sayan gerçekliğini ortaya koydu. Lezita, Agrobay gibi direnişlerde devletin, sermayenin, jandarmanın direnenlerin karşısına dikilmesi ve bunun sermaye düzeni ile bağı kuruldu. Örgütlenmenin, dayanışma ve mücadelenin önemine vurgu yapılan konuşma, 1 Mayıs’a işçi sınıfının en kitlesel şekilde geçmesi için katılımın güçlendirilmesi çağrısıyla konuşma bitirildi. EİB konuşmasının ardından işçi forumuna geçildi.

İlk olarak Lezita Direnişi adına gelen işçiler işçi kürsüsünde söz aldı. Süreçlerinden ve sendikal hareketin durumundan bahseden direnişçiler sınıf mücadelesinin ancak sınıfa karşı sınıf bakışı ile ilerleyebileceğini söyledi. Lezita sermayesinin en baştan beri örgütlülüklerini tanımadığını ve bunun birleşerek, örgütlenerek aşılabileceğini dile getirdi.

Agrobay direnişi adına söz alan işçi ise sermayenin büyük imkanlar ile işçilere saldırdığına, düzenin tüm kurumlarının bu sürece destek verdiğine değindi. Haklarını, alınterilerini istediklerini, bunun en meşru durum olduğunu ama kimsenin Agrobay patronu Arzu Şentürk’e bunun hesabını sormak için adım atmadığını söyledi.

Direnişçi işçilerin ardından CMS’den işten atılan bir işçi ve 2016 yılında Çiğli AOSB'DE gerçekleşen Gürmak direnişinden bir işçi süreçlerinden ve yaşadıkları deneyimlerden bahsettiler. 

Gemi söküm direnişi temsilcilerinden olan bir işçi ise gemi söküm direnişinin derslerini anlatan bir konuşma gerçekleştirdi. Konuşmada şunlar ifade edildi:

“Direniş öncesi işçi ölümleri bizim için cenaze töreni olarak geçiyordu. Direniş sonrası ise yaşadıklarımızın daha çok farkına vardık. Her şeye eyvallah dersek daha kötüye gidiyoruz.  Sermaye 5-10 adım önden gidiyor. Bunu kırmanın yolu da işçilerin birliğinden geçiyor.”

Aliağa’da çalışma yaşamında karşılaştığı zorlukları anlatan bir kadın işçi söz aldı. Taciz ve mobbingin kadın işçilere bir kural gibi yapıldığını yaşadıklarıyla aktaran işçi, hakkını aradığında ise iftiraya uğradığını ama kararlı durduğunda amirlerin geri adım attığını ifade etti. Ardından metal sektöründe yıllarca çalışmış bir işçi söz alarak mücadele süreçlerinde ve fabrikalarda yaşadığı deneyimlerini paylaştı. 

İşçi forumunun ardından serbest zamanda oyunlar oynandı, çocuklar için etkinlik gerçekleştirildi, sohbetler edildi. Serbest zamanın ardından hep birlikte kurulan sofrada yemek yendi. İkinci bölüm işçiler tarafından hazırlanan müzik dinletisiyle devam etti. İDÇ ve CMS’den işçiler söyledikleri mücadele türküleri ve deyişlerle etkinliğe renk kattılar. Program halayların ardından 1 Mayıs’ta alanlarda buluşma çağrısıyla sona erdi. Pikniğe katılanlara Emeğin Kurtuluşu’nun son sayısı ve 1 Mayıs günü toplanma bilgilerinin yer aldığı davetiyeler ulaştırıldı.

Kızıl Bayrak / İzmir