12 Haziran'04
Sayı: 2004/23 (15)


  Kızıl Bayrak'tan
  Ya ABD askeri olunacak ya da sosyalizmin neferi!
  İMF ile kölece ilişkiler sürüyor...
  Sermaye düzeni tepeden tırnağa bir mayfa düzenidir!.
  BM şemsiyesi de işgalcileri rahatlatmaya yetmeyecek!
  İncirlik bölge halklarına yönelik bir saldırı üssü olarak kullanılacak!
  İtalya ve Fransa’da onbinler katil Bush’u protestolarla karşıladı!
  NATO karşıtı faaliyetlerden..
  NATO karşıtı faaliyetlerden...
  NATO karşıtı faaliyetlerden...
  Büyük Ortadoğu Projesi ve Kürdistan sorunu
  İnsert’ten atılan bir işçinin kaleminden İnsert deneyimi...
  Özelleştirme saldırısını işçilerin birleşik-militan mücadelesi püskürtebilir
  DİSK 12. Genel Kurulu’ndan notlar
  DİSK Genel Kurulu’nda delege konuşmalarından...
  DİSK Genel Kurulu’nda delegelerle konuştuk...
  İsrail meclisi Filistin topraklarını gaspetme tasarısını onayladı.
  Arjantin: İşçilerin eylemleri ve hükümetin çıkmazı
  Kızıl Bayrak 10 yaşında!
  Genç komünistlerle nice 10 yıllara!
  “Kızıl Bayrak, güneşin önündeki bulutları dağıtan rüzgardır”
  Kızıl Bayrak karanlıkları yırtan aydınlık oldu
  Casstleblair işçisi mücadelesine ve toplusözleşmesine sahip çıkmalıdır!.
  Devrimci değerlerden elinizi çekin!
  TÜPRAŞ yargıya rağmen satılır mı?
  Mücadele postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın



 
İsrail meclisi Filistin topraklarını
gaspetme tasarısını onayladı

Kasap Şaron’un, “Gazze’den çekilme” adı altında hazırladığı ve Bush’un onayından geçen plan, 2 Mayıs’ta Şaron’un partisi Likud tarafından reddedilmişti. Plana karşı çıkan Ulusal Din Partisi’ne mensup iki bakanı azleden Şaron, planda da bazı değişiklikler yaptı.

Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek de plana destek verdiğini açıkladı. Şaron’la telefon görüşmesi yapan Mübarek, “İsrail’in Gazze Şeridi’nden çekilme planına destek verdiğini ve bu konuda yardım etmeye hazır olduğunu” söyledi.

İsrail Bakanlar Kurulu’nun Gazze’den çekilme planını onaylamasından bir gün sonra İsrail Dışişleri Bakanı Silvan Şalom, Kahire’de Mübarek ve danışmanı Usame El Baz ile görüştü. Şalom, Mısır’ın Gazze Şeridi sınırına ek birlikler konuşlandırması konusunda anlaşmaya çok yaklaştıklarını açıkladı. Asker ve sivillerden oluşan yüzlerce Mısırlı, varılan anlaşma çerçevesinde bölgede bulunacak. Yıllardır Filistin halkını sırtından hançerleyen ABD uşağı gerici Mısır rejimi, ihanetler zincirine bir yenisini daha eklemiş oldu.

İsrail hükümeti Şaron’un Gazze Şeridi’nden tek taraflı geri çekilme planını çoğunlukla onayladı. İsrail hükümeti Şaron’un planındaki bütün ilkelere destek verirken, Şaron da Gazze Şeridi’ndeki Yahudi yerleşim birimlerinin tahliyesi konusunda 2005 Mart ayına kadar herhangi bir resmi açıklama yapmayacak.

Gazze Şeridi’ndeki 21, Batı Şeria’daki 4 Yahudi yerleşim biriminden, 2005 sonuna kadar aşamalı olarak çekilmeyi öngören plan, Yahudi yerleşim birimlerinin yeni bir bakanlar kurulu kararına kadar boşaltılmaması koşuluyla onaylandı. “Gazze’den çekilme” adıyla anılan plana göre, Batı Şeria’daki Yahudi yerleşimlerinin Israil topraklarına katılacağı ve “tecrit duvarı” inşaatının tamamlanacağından doğal olarak söz edilmiyor.

İsrail Bakanlar Kurulu Şaron’un Gazze’den çekilme planına prensipte onay verdi. Ancak plana ilişkin görüş ayrılıkları koalisyon hükümetini zorluyor. Irkçı Ulusal Din Partisi’nin hükümetten ayrılması durumunda, koalisyonun 120 üyeli parlamentodaki sandalye sayısı 55’e düşecek. Bu durumda Şaron, ya çekilme yanlısı İşçi Partisi’ni koalisyona katacak ya da seçimlere gidecek.
İsrail’in en ırkçı kesimini oluşturan Yahudi yerleşimciler, “çekilme” planının onaylanmasına tepki göstererek, durumu “korkunç bir felaket” olarak tanımladılar. Yerleşimciler, yeni konutlar inşaa edeceklerini ve bölgede kalıcı olduklarını söylediler. Tümü de silahlı olan bu ırkçılar hem Filistinliler’in topraklarını gaspediyorlar, hem de sık sık çevredeki Filistinliler’i katlediyorlar. İşledikleri cinayetlerden dolayı haklarında herhangi bir soruşturma bile açılmıyor.

Emperyalist ordulara sırtını dayayan kasap Şaron pervasızlıkta sınır tanımıyor. Bir yandan katliamları sürdürüyor, diğer yandan çekilme demagojisi ile Filistin topraklarının bir kısmını daha ilhak etmeye hazırlanıyor.

Siyonist işgale karşi direnen Filistin halkının talebi ise, İsrail ordusunun işgal altındaki Filistin topraklarından kayıtsız şartsız çekilmesidir. İşgal sona erene kadar direnişin devam edeceği sık sık vurgulanıyor.


Arafat sonunda geri adım attı

Bush-Şaron katilleri ile onların kuyruğundaki gerici Mısır rejimi, uzun süredir Yaser Arafat’a baskı yapıyorlardı. Arafat, uzun süre bu baskıya direndikten sonra geri adım attı, yetkilerinin bir bölümünü Başbakan Ahmed Kurey’e devretmeyi kabul etti. Güvenlik birimlerinin idaresini de içişleri bakanlığına bıraktı. Arafat başbakanı tayin etme ve görevden alma yetkisini ise korudu.

Bu kararın alınmasından hemen önce Washington’daki savaş kundakçıları doğrudan Arafat’ı hedef alan açıklamalarda bulundular. ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell, Arafat’ın “barışın önünde bir engel olduğunu” iddia etti. Powell’e göre etnik kıyım gerçekleştiren Şaron ise, “barış için önemli adımlar atan biri”.

Gerici Mısır rejimi de ABD-İsrail’in safında yeraldı. Kahire hükümeti Arafat’ın kenara çekilmesini ve Filistin güvenlik güçleri üzerindeki kontrolünü bırakmasını” isteyecek kadar gericileşti. Mısır’ın istihbarat şefi Amr Süleyman, ülkesinin konuyla ilgili olarak hazırladığı önerileri İsrailli ve Filistinli yetkililere sunmuştu. Kıskaca alınan Arafat, Filistin güvenlik birimlerinin içişleri bakanlığına bağlanmasını kabul etti.

Emperyalist güçlerden boş yere medet uman Arafat’ın uzlaşmacı bir çizgi izlediği biliniyor. Ama Arafat herşeye rağmen Filistin direnişinin sembolü durumunda. İşte Bush-Şaron katilleri Arafat’ı bu nedenle hedef alıyorlar. Zira onların aradığı muhatap, onursuzca köleliği kabul edecek türden olmalı.

Filistin halkını her açıdan kıskaca alan emperyalist-siyonist zorbalar, buna rağmen bu yiğit halkın direnişini kırma gücünden yoksunlar. İsrail’in başına Şaron gibi nice kasaplar geldi geçti. Ama hiçbiri siyonist işgale karşı devam direnişi tasfiye edemedi. Kasap Şaron’un da diğer siyonist şeflerle aynı akıbete uğrayacağına kuşku duyulmamalıdır.


Siyonistler Vanunu’nun peşini bırakmıyor...

Hapiste kaldığı 18 yılın üçte ikisini hücrede geçiren Mordecay Vanunu, dışarıda da İsrail devletinin yakın takibi altında tutuluyor. Şaron yönetimi, elinde halen gizli belgeler bulunduğunu iddia ederek Vanunu’nun hareket alanını kısıtlıyor. Siyonistlerin bir yıl süreyle ülkeyi terketme ve 6 ay boyunca liman, havaalanı ve yabancı ülke konsolosluklarına yaklaşma yasağı getirdiği Vanunu ise İsrail’den ayrılmak ve bir başka ülkede yaşamak isteğini yineliyor.

Cezaevinden çıktıktan sonra ilk demecini İngiliz yayın kuruluşu BBC’ye veren Vanunu, ağır bir ceza ödediği için pişman olmadığını belirtti. “Böyle bir cezayı haketmediğimi düşünüyorum. Benim yerimde kim olsa aynı şeyi yapardı” diyen Vanunu, “Yaptığım, gizlice olup biteni dünyaya duyurmaktı. Benim yerimde kim olsa aynı şeyi yapardı! Ben İsrail’in ne yaptığını görün ve kararınızı verin dedim” diye konuştu.

İsrail’i kitle imha silahları deposu haline getiren siyonistler ise, Vanunu’yu vatan hainliği ile suçluyorlar. Dünyadan gizledikleri çok şeyleri olmalı ki, 18 yıl boyunca zindana kapatılan Vanunu da halen gizli belgeler bulunduğunu iddia edebiliyorlar.

Vanunu’nun yaptığı açıklamalar ve siyonistlerin 18 yıl aradan sonra bile peşini bırakmaması, İsrail’de biriken kitle imha silahlarının ne kadar tehlikeli bir hal aldığını gösteriyor. Kitle imha silahı deposu haline getirilen İsrail, siyonistler tarafından yönetildiği ve söz konusu silahlardan arındırılmadığı sürece, Ortadoğu halkları güven içinde olmayacaklar.