Sınıf çalışması ısrarlı politikalarla gelişir
Geçen Kasım ayında girdiğim işten ustabaşıyla yaptığım kavga nedeniyle atıldım. İşyeri, Birleşik Metal-İşin örgütlü olduğu otomotiv alanında üretim yapan bir fabrika idi.
16:00-24:00 vardiyasında yemekten indikten ve birkaç kez parça mal yaptıktan sonra, otomatik çalışan makinanın başından makinanın bir ihtiyacı için ayrılmıştım. Bu sırada makinada ciddi bir arıza oluştu. Ustabaşına sorunu gösterdiğimde bana bağırıp çağırmaya, hatta yakamdan itip küfretmeye başladı. Bunun üzerine ustabaşına karşılık verdim ve biraz hırpaladım. Ertesi gün disiplin nedeniyle 25. maddeden dolayı işten atıldığım bildirildi. Olayı anlatsam da, sendika baştemsilcisinin de desteğiyle işten çıkarıldım.
Şu bir gerçek ki, bu tür olaylar birçok işletmede yaşanıyor. Benim yaşadığım biraz farklı olsa da, aslında hiçbir şey sınıfsal kaygıların önüne geçmemeliydi. Bilinçli olarak atıldığım işçilik hayatımda bu tür şeylerle karşılaşacağımı biliyordum. Ancak benim gibi öğrencilikten gelen biri için bir işçi gibi düşünmek ve yaşamak bir süreç işi. Eğer fabrikada sadece ekmek kavgasında olan birisi olsaydı, daha farklı hareket ederdi. Diğer bir yanlışım ise, ustabaşının özelliklerini bilmeme rağmen önden tedbir almamış olmamdı. Böylece sınıf çalışması için bir mevzi olabilecek imkan heba oldu.
Bir işçi gibi düşünmeyi ve benzer kaygılarla hareket edebilmeyi öğrenmek gerekiyor. Buradan edindiğim deneyimlerle yine işçi olarak mücadeleme devam edeceğim.
Biz Kazanacağız!
Alnımızda dalgalanan
Bayraklar adına
Bayraklarda yaşayan
Ölümsüzlük adına
Durmak yok bu koşuda
Teslim olmak yok
Ağıt yok dilimizde
Dizlerde titreme yok
Kaç güneş sönerse
Sönsün içimizde
Hep aydınlıkta yakalayacağız ölümü
Ya şafak sökerken
Ya güneş yükselirken
Sizin sesiniz olup
Sizi haykıracağız
Biz kazanacağız
Biz kazanacağız
Her koşulda devrim ve sosyalizm mücadelesini kararlılıkla yürüten, bu uğurda her türlü maddi ve manevi zorluklara göğüs geren, binbir emekle bizlere ulaşan, tüm işçi, emekçi, ilerici ve devrimci insanların gazetesi olan Kızıl Bayrakı onuncu yılında coşku ile selamlıyorum.
Kızıl Bayrak yukarı, daha daha yukarı!
Kızıl Bayrakın 10. yılında tüm dostlara merhaba,
İşçi sınıfı ve emekçilerin, ezilen halkların düzene karşı mücadelesinde üzerine düşen görev ve sorumluluğun hakkını veren yayınımızın daha da güçlenerek hayatına devam edeceğine inanıyorum. Kızıl Bayrak, devrim ve sosyalizm yolunda, partinin önderliğinde zafere gidecek yolda her zaman en önde yerini alacaktır.
10. yılında Kızıl Bayrakı
daha yaygın ve etkin kullanmalıyız
Biz genç komünistler sınıf devrimcilerinin yayın organı olan Kızıl Bayrak gazetesinin 10. yılını kutluyoruz. Kızıl Bayrak işçi sınıfını bilinçlendirmek, eğitmek, dönüştürmek için yayın yapan devrimci bir yayın organıdır.
Biz sınıf devrimcileri olarak gazetenin her sayısını takip etmeliyiz. Gazetede yayınlanan gündem konularını okumalı ve iyi kavramalıyız. Bu doğrultuda sınıf çalışmamızı güçlendirmeli, Türkiyede ve dünyada gelişen olayları sınıfın gündemine sokmayı başarmalıyız. Kızıl Bayrakı devrimci sınıf çalışmasının yaygın, etkin ve işlevli bir aracı olarak kullanmalıyız. Bu bilinçle onuncu yılımızda yaşasın Kızıl Bayrakımız diyoruz.
Bakırköy Sümerbank işçiler
fabrika işgalinde!
Bakırköy Sümerbank Mayıs ayında ihale sonucunda Doğa Madencilik Tic. AŞye satıldı.
İhale sürecinde Ankaraya giden Sümerbank işçileri ihalenin yapılacağı yerde basın açıklaması yaptılar. İhalenin satışla sonuçlanması üzerine tekrar fabrikaya dönerek eylemlerini fabrika işgaline dönüştürdüler. Şimdi Bakırköy Sümerbank işçileri gece-gündüz fabrikada bekliyorlar ve fabrikalarını terketmeme kararındalar.
Eğitimde, sağlıkta uygulanan özelleştirmeler bizim tüm güvence ve kazanımlarımızı ortadan kaldırmaktadır. Hemen hemen tüm direnişlere, grevlere, eylemlere gelerek destek veren Bakırköy Sümerbank işçilerine sahip çıkmak, kendi mücadelemize, çıkarlarımıza sahip çıkmak demektir. Fabrikadan, atölyemizden işçi arkadaşımızla bu sınıf kardeşlerimizin ziyaretine gitme, sınıf dayanışmasını yükseltme zamanıdır.
Kirli savaş atıkları hayatımızı tehdit ediyor
Hatayın İskenderun ilçesinde bulunan Ekinci Demir-Çelik Fabrikasında bir hafta arayla iki patlama meydana geldi. Patlamaların Iraktan getirilen savaş atıklarının eritilip demir-çelik yapılmak istenmesi sonucu olduğu belirtildi. İlk patlamada bir, ikinci patlamada ise iki işçinin öldüğü, beş kişinin de ağır yaralı olarak Adanaya gönderildikleri açıklandı.
Katliam ve tecavüzlerle Irak halkının direnişini ezmeye çalışan işgalci güçler, savaş atıklarıyla bizlerin hayatını da tehdit etmektedir. Haziran ayındaki NATO Zirvesinde ise gençlerimizin Iraka emperyalizmin kirli çıkarları doğrultusunda gönderilmesini talep edecekler. Böyle bir durumda artık hiç kimsenin bana dokunmayan yılan bin yaşasın deme hakkı bulunmamaktadır.
Bu olaylar yarın hepimizin başına gelecektir. Bu nedenle bütün işçi ve emekçileri 28 Hazirandaki NATO Zirvesine karşı mücadele etmeye çağırıyoruz.
BDSP çalışanları/İskenderun
|