NATO Zirvesine karşı kitle örgütleri ve sendikaların yaklaşık bir ay olarak çıkardıkları eylem takvimi içerisinde önemli bir yer tutan 26 Haziran Ankara mitingi gerçekleştirildi. Zirveye yakın ilk kitlesel miting olmasına ve bir ay önceden verilen taahhütlere rağmen KESK ve DİSKe bağlı sendikaların katılımı zayıf kaldı. KESK Ankara şubeleriyle sınırlı bir katılım gösterdi, DİSK ise yöneticilerinin taşıdığı tek bir pankartla alana geldi. Oysa bir ay öncesinde Marmara ve Ege dışındaki tüm bölgelerdeki üyelerinin Ankaraya geleceğini çeşitli platformlarda duyurmuşlardı. Fakat KESK Genel Merkezi bir süre sonra NATO karşıtı sürecin örgütleyiciliğini şubelere ve şube platformlarına bıraktığını açıklayarak merkezi kararlar almaktan uzak durdu. Üstelik İstanbul öncesi Ankara mitingine katılmak isteyen şubelere mali ve örgütsel destk sunmaktan da kaçındı. Bu bakış ve tutum sadece diğer illerden gelecek olan üyelerin değil, ama bununla birlikte Ankaradaki üyelerin mitinge yaklaşımını da etkiledi. Sonuçta ortaya beklenenin oldukça altında kalan 5 bin kişinin katıldığı bir miting çıktı.
26 Haziran günü saat 16:00da Tren Garından başlayan yürüyüşe devrimci grupların yanısıra, reformist çevreler ve çeşitli kitle örgütleri katıldı. Bunlar içerisinde ÇHDnin katılımının geçmiş eylemlere göre oldukça iyi olduğu söylenebilir. Ankara mitinglerinde önemli bir yer tutan öğrenci kortejleri ise okulların kapalı olması dolayısıyla alanda bulunmuyordu. Sadece ODTÜ Öğrencileri pankart açtılar, ancak bu da aynı nedenden ötürü görece cılız kaldı.
Komünistler ise eyleme Savaş ve terör örgütü NATOyu dağıtalım! pankartı ile katıldılar. Süreç boyunca yapılan çalışmalarla birlikte düşünüldüğünde katılım düzeyi nispeten zayıf olsa da eylem boyunca disiplinli ve coşkulu duruşumuz, kortejimizin düzenliliği oldukça iyiydi.
Miting başladığında kürsüye önce Eğitim-Sen Ankara 1 Nolu Şube yönetiminden ve Ankara Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü İsmail Sağdıç çıktı. Sağdıç yaptığı konuşmada emperyalist katilleri ve yerli işbirlikçileri teşhir ederek bunlara karşı mücadelenin gereklerinden bahsetti. Ardından söz alan KESK Genel Başkanı Sami Evren ise, 28-29 Haziranda KESK üyelerinin iş bırakacaklarını söyledi. KESKin Genel Kurul sürecinin yaklaşması ile birlikte Sami Evrenin ağzından buna benzer sözler sıkça çıkmakta, ancak bunlar bir kararı yansıtmadıkları gibi, uzunca bir zamandır kararlı bir tutumu da anlatmıyorlar. Aksine Sami Evren, bu tür şeylerden bahsederken KESKin asıl tutumunu gayet iyi biliyor, bu tutum önceden çizilmiş oluyor ve KESK üyeleri bile Evrenin sözlerine inanmıyorlar. Anlaşılan Evrenin artık kanksanan bu tutumu da anlık coşkularla yapılan işler değil, bilakis planlı bir pratik olarak karşımıza çıkıyor.
KESKi ve KESK tabanının mücadele isteğini ve beklentilerini böyle istismar etmeye ve yıpratmaya kimsenin hakkı yoktur. Bir hafta önce platform toplantılarında söylenenler son derece açıkken, bu türden samimiyeti ve dürüstlüğü su götürür sözlerle ortaya çıkmak, düzenbazlıktan başka bir şey değildir. Mücadeleci geleneğin izinden yürümek isteyen kamu emekçileri bunun hesabını sormalıdırlar. Kullanılan söylemler ile gerçek pratik arasındaki çelişki, hatta uçurum, gözler önündedir ve gelinen yerde artık bir komediye dönüşmüş durumdadır.
24 Haziran günü NATO ve Bush Karşıtı Platform, ABDnin Ankara Büyükelçiliğine bir protesto yürüyüşü düzenledi. Akay Kavşağında toplanan yaklaşık 350 kişi, Geleceğiniz varsa göreceğiniz de var! şiarının yazılı olduğu çelenk ile platform imzalı pankart taşıdı. Eyleme TÜMTİS Ankara Şubesi kendi pankartıyla, BDSP Emperyalizm savaş demektir, barış sosyalizmle gelecek! şiarı yazılı pankart ve flamalarıyla katılırken, SDP, ÖDP, EHP, Halkevleri ve ESP flamalarıyla yeraldılar.
Coşkulu geçen eylemde kitle sık sık emperyalizm ve NATO karşıtı sloganlar attı. Büyükelçiliğin önüne gelindiğinde elçiliğin karşısına kurulan barikatın önünde KESK Şubeler Platformu dönem sözcüsü İsmail Sağdıç, Platform adına basın açıklamasını okudu. Bushun ve NATOnun bu topraklarda istenmediğini vurguladı. Basın açıklamasının ardından kitle Yüksel Caddesine kadar sloganlarla yürüdü. Ardından eylem Yüksel Caddesinde bitirildi.