14 Mayıs 2005
Sayı: 2005/19 (19)


  Kızıl Bayrak'tan
  1 Mayıs aynasında sınıf hareketi
  İMF ve Dünya Bankası’ndan saldırıları
yoğunlaştırma talimatı
  Erdemir de tekellere peşkeş çekilecek!
  Özelleştirilecek Erdemir’i kim alsın?
  Takkıyeci AKP iktidarı siyonistlerin hizmetinde
  Almanya Başbakanı Schröder’in ziyareti
  İşbirlikçi hainlerden hesap soralım!
  Türk-İş “üzüm yemeye” devam ediyor!
  Perinçek’in Amerikancı düzen ordusunu aklama manevraları
  Gaziemir serbest sömürü bölgesinde
bir direniş ateşi
  Emek Platformu: Neye niyet neye kısmet ya da... /Yüksel Akkaya
  Devrim kaçkını liberallerin 1 Mayıs hazımsızlığı /Orta sayfa Ek yazı: 1 Mayıs ve Devrimci 1 Mayıs Platformu
  Türk-Ermeni ulusal sorunu üzerine tezler /Garbis Altınoğlu
  Üniversitelerde gerginlik ve sol içi
çatışma
  Berlin’de faşizme karşı büyük protestolar

  İngiliz seçmen Bush'un “fino köpeği” Blair’e kerhen oy verdi

  Çürüyen rejimlerin yeri tarihin çöplüğüdür!
  Neler oluyor, olup biteni nasıl okumalı ve ne yapmalı?/Kürdistan Devrimci Sosyalistleri
  II. Dünya Savaşı ve sosyalizm/Serhat Ararat
  Yıldız Üniversitesi; Şovenist dalgaya tok
yanıt
  Ankara’da 6 Mayıs anmalarının
gösterdikleri
  Basel 6 Mayıs anması
  Ege Üniversitesi’nde 6 Mayıs anması
  Basından
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Anti-faşist zaferin 60. yıldönümü eylem ve etkinliklerine 100 bini aşkın insan katıldı...

Berlin'de faşizme karşı büyük kitlesel protestolar

Halkların Hitler faşizminden kurtuluş günü olan 8 Mayıs'ta, Almanya, Fransa, İngiltere ve Hollanda gibi Avrupa ülkeleri başta olmak üzere dünyanın hemen her yerinde çok çeşitli etkinlikler gerçekleştirildi. Etkinliklerin ana merkezi ise Almanya idi. 8 Mayıs'ta Almanya'nın irili ufaklı pek çok kentinde onbinlerce işçi, emekçi ve genç sokaklara çıkıp Hitler faşizmini bir kez daha lanetledi. Büyük anti-faşist zaferin 60. yıldönümü vesilesiyle yapılan protesto gösterilerinin en büyüğü Berlin'de gerçekleştirildi. Berlin'de 7 ve 8 Mayıs günü bir dizi eylem ve etkinlik içinde toplam 100 bin kişi sokağa çıktı.

Berlin günler öncesinde büyük gerilimlere sahne olmuştu. Bunu yaratan faşist Alman Milliyetçi Demokrat Parti (NPD) idi. Faşist NPD 8 Mayıs´ta tarihi Brandenburg Kapısı'nda gösteri yapmak için izin başvurusunda bulunmuştu. Yürüyüş güzergahının Brandenburg Kapısı olarak seçilmesi bile başlı başına bir provokasyondu.

Alman polisi yürüyüş güzargahını değiştirdi, fakat faşistlere “düşünce ve gösteri özgürlüğü” adına yürüyüş izni verdi. Alman polisinin son dönemlerde faşist çeteleri iyiden iyiye koruması altına aldığı, türlü tertip ve provokasyonlarına göz yumduğu biliniyor. Her şeye rağmen, Hitler'in günümüzdeki temsilcilerinin üstelik de böylesi bir günde yeltendiği bu pervasızlığa izin verilmemeliydi. Bu düşünceyle, ilerici ve devrimci güçler, etkili karşı gösteriler yapmak üzere harekete geçtiler. Hedef ne pahasına olursa olsun neo-Naziler'i yürütmemekti. Ve nitekim bu başarıldı da. 8 Mayıs günü, Berthold Brecht Meydanı'ında harekete geçen yaklaşık 15 bin kararlı anti-faşist, NPD bayraklarıyla Brandenburg'a doğru yürümek isteyen faşistlerin önüne etten barikat kurdu, onları kuşatarak yürüyemez hale getirdi. Yaklaşık 9 bin polis, faşist çeteleri kollayıp-korurken, onları yürütmek istemeyen göstericiler üzerinde terör estirdi. Bu gün boyu devam etti. Buna karşın ilerci-devrimci güçlerin neo-Naziler'i yürütmeme kararlılığı sürdü.

TKİP taraftarları olarak, en başta bu yürüyüş olmak üzere, Berlin'de gün boyunca yapılan anti-faşist zaferi kutlama ve Hitler faşizmini lanetleme etkinliklerine aktif biçimde katıldık. Yürüyüşte, üzerinde “Tüm faşist partiler ve örgütler dağıtılsın!/TKİP” imzalı pankartı taşıdık.

“Faşizm: Bir daha asla!”

Berlin'deki 60. yıl etkinlikleri 7 Mayıs günü ‘Işık zinciri' eylemi ile başladı. Anti-faşist örgütler, sendikalar ve kiliseler tarafından organize edilen bu etkinliğe 25 bin kişi katıldı. Faşizme, ırkçılığa ve savaşa karşı konuşmaların yapıldığı eylemde 33 kilometrelik bir zincir oluşturuldu. Berlin'de aynı gün bir de, Nazi Takibatına Uğrayanlar Birliği'nin düzenlediği bir miting yapıldı. Bu mitinge de 5 bin kişi katıldı.

Anti-faşist zaferin 60. yıl dönümünde yapılan bir diğer büyük etkinlik ise, “Demokrasi Günü” adıyla düzenlenen, Cumhurbaşkanı Horst Köhler ve Başbakan Gerhard Schröder'in de katılıp konuşma yaptıkları Brandenburg Kapısı'ndaki resmi kutlama idi. Alman devletinin en üst düzeyde temsil edildiği Brandenburg'taki bu kutlama tam bir ikiyüzlülük örneğiydi. Nitekim her iki devlet temsilcisinin konuşmaları da bu içerikliydi.

Kurduğu terör rejimiyle milyonlarca insanın imhasına neden olan Hitler faşizmi, tekelci Alman sermayesinin öz eseridir. Hitler de Alman tekellerinin özçocuğudur. Hitler ve çetesini başından itibaren koruyup kollayan, besleyip büyüten, başta Alman halkı olmak üzere dünya halklarına kan kusturan açık terörcü bir diktatörlüğün kurulmasını sağlayan bizzat Thyssen Krupp, Siemens, Deutsche Bank gibi Alman tekelleriydi. Alman tekelleri, Hitlerci rejim şahsında, 50 milyonu aşkın insanın yaşamına ve ülkelerin yakılıp yıkılmasına malolan İkinci Dünya Savaşı'nın da birinci dereceden sorumlusudurlar.

İnsanlığın hafızası sanıldığından da güçlüdür. Faşizmin kaynağını ve anti-faşist zaferin gerçek temsilcilerini gizlemeye yönelik çabalara sokaklarda verilen büyük kitelesel yanıt bunun ifadesidir. Gösterilere ve etkinliklere katılan işçi-emekçi ve gençler gün boyunca faşizme duydukları nefreti dile getiren sloganlar haykırdılar, faşizmi teşhir eden pankart ve dövizler taşıdılar. Kutlamaların gerçekleştirildiği alanın çevresinde ve yürüyüş güzergahındaki evlerin pencerelerine asılan bezlere yazılan, “Sovyet askerlerine teşekkürler!” ve “Faşizm: Bir daha asla!” sözleri ise gerçekleri gizlemeye çalışan gerici emperyalist propagandaya verilmiş en anlamlı yanıt olmuştur.

TKİP taraftarları/Berlin

------------------------------------------------------------------------------------------

Siyonist işgalin gölgesinde yerel seçimler

Filistin lideri Mahmut Abbas ile İsrail Başbakanı kasap Şaron arasında varılan sözlü ateşkes anlaşmasına rağmen, İsrail ordusu Filistinli gençleri katletmeyi sürdürüyor. Gazze'den çekilme planını sürekli erteleyen siyonistler, yeni Yahudi yerleşimleri kurmaya devam ediyor. Kudüs ile Batı Şeria'yı birbirinden ayıran ırkçı duvar inşaatı sürerken, Batı Şeria'nın El Halil kentinde de Filistinliler ile Yahudi yerleşimcileri ayıran bir duvar örülmesi önerildi. İsrail işgal ordusu planı Adalet Bakanlığı'na sundu.

Filistin topraklarında İsrail ordusunun vahşi işgali devam ederken yerel seçimler yapıldı. Batı Şeria ve Gazze Şeridi'ndeki yerel seçimler, iki ay sonra yapılacak genel seçimlerden önce El Fetih ve Hamas için bir test olarak görülüyordu. El Fetih halen en yüksek oyu alan örgüt durumunda, ancak en yakın rakibi Hamas'ın oylarında önemli bir artış var.

Filistin Yerel Seçim Üst Komitesi Başkanı Firas İari, seçim sonuçlarıyla ilgili basına yaptığı açıklamada, El Fetih'in seçimlerde oyların yüzde 59,9'unu aldığını söyledi. Hamas örgütünün adaylarının oyların yüzde 33,3'ünü elde ettiğini belirten yetkili, El Fetih örgütünün 50, Hamas'ın ise 28 belediyede seçimi kazandığını belirtti. Bağımsız aday Mustafa Barguti'nin listesinin iki, Filistin Halk Kurtuluş Cephesi'nin ve Filistin Demokratik Kurtuluş Cephesi'nin de birer belediyede seçimleri kazandığı açıklandı.

Seçimlerde Hamas'ın oylarını arttırdığı görülüyor. Bunun en bariz örneği, daha önce El Fetih'in elinde olan önemli belediyelerden Gazze Şeridi'ndeki Refah ve Bureyc mülteci kampları ile Batı Şeria'daki Kalkilya'nın Hamas'a geçmiş olması. Filistin halkının Hamas'a verdiği destek, bu hareketin İslami çizgisinden çok, direnişçi kimliğinden kaynaklanıyor. Hatta İslami çizginin alınan desteği zayıflattığı da söylenebilir. Hamas yerine ilerici-devrimci örgütler direniş içinde bu kadar etkin olsalardı, Filistin halkından alacakları destek, büyük ihtimalle El Fetih'in gerisinde olmayacaktı.

Filistin halkı, halihazırda El Fetih ile Hamas arasında sıkışmış görünüyor. Oysa direnişin en temel ihtiyacı devrimci bir önderliktir. İşgal karşıtı direniş, emperyalist-siyonist güçlere umut bağlamayan ve dini öne çıkararak direnişi zayıflatan ideolojilere meydan vermeyen bir devrimci önderliği bağrından çıkardığında anti-emperyalist, anti-siyonist mücadelenin önünde yeni ufuklar açılacaktır.

------------------------------------------------------------------------------------------

Hollanda'da kitlesel Bush protestosu...

Katil Bush Hollanda'dan defol!

Dünya halklarının katili Bush iki günlük ziyaret için Hollanda'ya geldi. ABD'nin politikalarına tam destek vermekle tanınan Hollanda hükümeti, bir kez daha uşaklıkta kusur etmeyeceğinin teminatını verdi. Hollanda hükümeti Bush'a iki günlük ziyareti boyunca övgüler dizerek onu kamuoyuna şirin göstermeye ve halka sevdirmeye çalıştı.

ABD haydudu 300 kişilik özel korumalarıya geldi Hollanda'ya. Kalacağı ve gideceği bütün güzargahlar önden CİA ajanları tarafından izlendi. Geniş kontrol noktaları oluşturularak tam bir terör havası estirildi. Savaş çetesinin elebaşının geçtiği yollar ulaşıma kapatıldı ve tüm yaşam durduruldu.

Hollanda'ya geleceği bilinen eli kanlı katili protesto etmek için anti-faşist akımlar bir süredir hazırlık yapıyordu. Geniş ve yaygın bir şekilde her imkan kullanılarak Bush protesto edildi.

7 Mayıs günü Amsterdam ve Mastricht'te protesto yürüyüşleri yapıldı. Amsterdam'daki prostesto yürüyüşü Amestdam Müzesi önünde saat 14.00'te başladı. Çeşitli konuşmalar ve gündemle ilgili açıklamalar yapıldıktan sonra yürüyüşe geçildi. Yaklaşık 8 bin kişinin katıldığı eylem başarılı ve coşkulu geçti. Eylem yeri ve güzergahında TKİP, BİR-KAR ve Internationale Socialisten'in savaş ve sosyal saldırılara karşıtı pullarının yaygınlığı göze çarpıyordu.

Kızıl Bayrak/Hollanda