8 Ağustos 2008 Sayı: SİKB 2008/32

  Kızıl Bayrak'tan
  Liberal ham hayaller
   Düzen içi çatışmada bir perde kapanırken...
Geçici uzlaşma sağlayan egemenler sahte vaatler yayıyor...
KEY rezaleti...

Direnen işçilerden birleşik mücadele çağrısı!

İşçi ve emekçi hareketinden...
  Düzenin krizinden devrimci amaçlar için faydalanmak…
İşçi ve emekçi kitlelerin karşısına düzene karşı devrimci bir odak olarak çıkılmalıdır!
  Liman işçilerine patron tetikçilerinden saldırı!
  Çapa Temizlik işçileri ile konuştuk… -
  Hiroşima ve Nagazaki katliamlarının 63. yıldönümü...
  ABD-İran ilişkileri…
  Irak’ı sömürgeleştirme planı halkların direnişine çarpacak!
  Radovan Karaciç Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi’nde…
  Hamas-El Fetih çatışması…
  Şah ve pat
M. Can Yüce
  Olimpiyat meşalesi
burjuvazinin elinde…
  “Geceyarısı Ekspresi” ve zindan gerçeği!
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

ABD-İran ilişkileri…

Tehditler, restleşmeler, diplomatik görüşmeler…

BM Güvenlik Konseyi üyesi beşli (Rusya, Çin, Fransa, ABD, İngiltere) ile Almanya’nın, “iki hafta içerisinde yanıt vermesi” dayatmasıyla 19 Temmuz’da İran’a sundukları öneriye henüz somut bir yanıt verilmiş değil.

İran’ın bu dayatmaya da boyun eğmemesi, emperyalist güç odaklarını rahatsız etmiş görünüyor. Peşpeşe yapılan Washington, Londra, Berlin merkezli açıklamalar, İran’ın tutumundan duyulan rahatsızlığın tehdit sosuna bulanarak dışavurulmasından başka bir şey değil.

Washington’daki savaş kundakçıları, İran’ın nükleer faaliyetleri konusunda sunulan son pakete olumlu yanıt vermezse, yeni yaptırımlarla karşı karşıya kalacağı tehdidini yinelerken, Londra’daki suç ortakları, Tahran yönetimi öneriye 5 Ağustos günü net ve olumlu bir yanıt vermezse, yaptırımların ağırlaştırılmasını destekleyeceğini ilan etti.

Kısa süre öncesine kadar sesi kısık olan Berlin’deki şeflerin ise, artık üst perdeden konuşmalarına tanık oluyoruz. Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier İran’ı, “zamanla oynamayı bırakması ve teklife net bir yanıt vermesi” gerektiği yönünde uyardı. Görünen o ki, Alman burjuvazisi önemli bir emperyalist güç odağı olmaya yaklaştığını hissettirmek istiyor.

Tehditlerin en azgını ise yine Tel Aviv’deki siyonist şeflerden geldi. Yıllardır yolsuzluk, rüşvet ve kan batağında çırpındıktan sonra istifa etmek zorunda kalan İsrail Başbakanı Ehud Olmert’in koltuğunda gözü olduğu belirtilen İsrail Ulaştırma Bakanı Şaul Mofaz, Washington’da yürüttüğü görüşmeler sırasında, İran’ın nükleer programını durdurmaya yönelik alınan önlemler yeterli olmazsa siyonistlerin İran’a karşı daha sert bir tavır içine gireceğini söyledi. İsrail’in İran’a yönelik tek taraflı hareket etmekten çekinmeyeceğini savunan Şaul Mofaz, Amerika’nın desteğini kaybetmekten korkmadıklarını da iddia etti.

Emperyalist-siyonist güçlerin savurdukları tehditler henüz Tahran’da bir tavır değişikliğine yol açmış görünmüyor. Dış politikada etkili bir rolü olduğu bilinen İran’ın dini lideri Ayetullah Hamaney, emperyalist güçlerin dayatmalarına dair açıklamasında İran’ın nükleer çalışmalarına devam edeceğini belirtirken, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ı ağırlayan İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad, “Barışçıl amaçlı ve yasal nükleer enerji haklarımızdan bir adım bile geri atmayacağız” dedi. İran’ı altıncı kez ziyaret eden Esad da konuşmasında, “İran’ın nükleer enerji elde etme hakkını desteklediklerini” söyledi.

Bu arada Tahran-Şam ilişkilerini bozmaya yönelik girişimlerin sonuçsuz kalacağını da kaydeden iki lider, ABD-İsrail girişimlerine rağmen Suriye-İran ilişkilerinin geliştirileceği mesajıyla karşılık vermiş oldular.

İran yönetimi, askeri bir saldırıya uğraması halinde stratejik önemi olan Hürmüz Boğazı’nı kapatacağı uyarısını da bir kez daha hatırlattı. Bilindiği gibi, dünyanın petrol tankeri trafiğinin yüzde 40’a yakın bölümü İran’ın güneyindeki Hürmüz Boğazı’ndan geçiyor. Buradaki herhangi bir aksama petrol fiyatlarının süratle yükselmesi anlamına gelecek.

Tahran yönetiminin bir diğer çıkışı ise, denizde 300 kilometre menzilli olduğunu söyledikleri yeni bir silah denediklerini duyurmaları oldu. Füze olduğu tahmin edilen bu silahın dünyada eşi olmadığını söyleyen Devrim Muhafızları’nın komutanı Orgeneral Muhammed Ali Caferi, İran sınırlarının 300 kilometre ötesinden geçen bir hattı aşan hiçbir düşman geminin bu silahtan kaçamayacağını öne sürdü.

Dikkat çekici olan, karşılıklı restleşmeler devam ederken, ABD’nin Tahran’da “menfaat bürosu” açmaya hazırlanmasıdır. İran’ın Fars Haber Ajansı’nın Washington Post gazetesine dayanarak aktardığı habere göre ABD, İran ile diplomatik ilişki kurmaya hazırlanıyor. Haberde adı açıklanmayan üst düzey bir Beyaz Saray yetkilisinin, “ABD, Tahran’da bir menfaat bürosu açma kararını Ağustos ayı sonunda açıklayacak” ifadesine yer verildi. Bir süre önce konuyla ilgili açıklama yapan Ahmedinejad da, “ABD, diplomatik ilişki kurmak için resmi bir talepte bulunmuş değil, ancak böyle bir duruma olumlu yaklaşırız” demişti.

Gündeme getirilen bir diğer iddia ise, ABD ile İran’ın Türkiye’nin ev sahipliğinde gizli görüşmelere devam ettiği, hatta görüşmelerde bazı konularda anlaşmalara vardığıdır. Bu spekülasyonların doğruluk derecesi henüz bilinmiyor. Ancak Mahmud Ahmedinecad’ın 14 Ağustos’ta üç günlük bir ziyaret için İstanbul’a gelecek olması, perde arkasında ilerleyen bir süreç olduğu kanısını güçlendiriyor.

ABD emperyalizminin tehditler savururken, 30 yıldır kopuk olan diplomatik ilişkileri (bu süreçte ilişkiler, İsviçre’nin Tahran Büyükelçiliği üzerinden yürütülüyordu) yeniden kurma hazırlığında olması, “havuç-sopa” politikası uyguladığı şeklinde yorumlanıyor.

Kimi zaman çıkarları çatışsa da, politik tercihleri farklı olsa da, İran rejimi son tahlilde başını ABD’nin çektiği kapitalist-emperyalist düzenin organik bir parçasıdır. Bu yönüyle tarafların anlaşmaya varmaları olasıdır. Bununla birlikte, emperyalist-siyonist güçlerin Ortadoğu’ya yeniden şekil verme girişimlerinin hem İran’ın hem yakın müttefikleri Suriye, Hizbullah ve Hamas’ın çıkarlarıyla çatışması, anlaşmanın o kadar kolay olmadığına da işaret ediyor.

İran hâlihazırda emperyalist-siyonist zorbaların Ortadoğu planları önündeki fiili engellerden biridir. Ancak ABD ile anlaşma olasılığı bu engelin kararsız olduğunu anlatıyor. Sözkonusu uğursuz planların önündeki en etkili engel halkların özgürlük arzusu, bu uğurda direnme gücü ve kararlılığıdır.

************

Dünyadan...


Tayland’da işten atılan sendikacı için yürüyüş...

Bangkok’da Body Fashion çalışanları işten çıkarılan sendika başkanı için sokağa çıkarak eylem yaptılar. Body Fashion fabrikası dünyaca tanınmış Triumph tekeli için iç çamaşırı üretiyor. Fabrikanın toplam 5 bin çalışanı var ve bunların 4 bini sendikalaşmak istiyor. Fakat Body Fashion işyerinde örgütlenmeyi engelliyor.


İspanya’da banka çalışanları grevde…

İspanya’nın en büyük bankası olan BSCH’de 700 banka çalışanı yaklaşık beş haftadır grevde. %80’i kadınlardan oluşan banka çalışanları, ücretlerine zam yapılması için eylemlerini sürdürüyorlar.

Polis grevdeki banka çalışanlarına sert müdahalede bulundu. Saldırıda birçok işçi yaralanırken, bazıları da tutuklandı. Enternasyonal sendika UNİ, polisin gerçekleştirdiği sert müdahaleyi kınadı.


Kuveyt’te greve giden işçiler sınırdışı edildi

Kuveyt yönetimi yüzlerce Bangladeşli işçiyi geçtiğimiz günlerde greve gittikleri için sınır dışı etti. Buna bağlı olarak önümüzdeki dönemde Bangladeşli işçilere vizeyi de sınırladığını duyurdu. Aynı hükümet öbür yandan, işçilerin ücretlerinin ödenmemesi ve kötü çalışma koşullarından dolayı yaptıkları eylemin meşru olduğunu da açıkladı.


Singapur’da iş cinayeti

Ekvator’un 137 kilometre kuzeyinde yer alan bir şehir devleti olan Singapur’da DryDocks World Singapore tersanesinde çalışan 20 yaşındaki Hindistanlı tersane işçisi, güverte temizliği sırasında elektrik çarpması sonucu hayatını kaybetti. Bu, Haziran 2008 tarihinden bu güne ülkenin “modern” tersane sanayisinde gerçekleşen 8. ölüm oldu.

Tuas Cresent tersanesi’nde yaklaşık 2 bin işçi çalışıyor ve bunların yarıdan fazlasını Hint Yarımadası’ndan gelen işçiler oluşturuyor. Çalışma Bakanlığı 1 Ağustos günü gerçekleşen olay sonrasında, tersanenin güvenli olduğuna dair rapor verilene kadar elektrikli aletlerin kullanımını yasakladı.