8 Ağustos 2008 Sayı: SİKB 2008/32

  Kızıl Bayrak'tan
  Liberal ham hayaller
   Düzen içi çatışmada bir perde kapanırken...
Geçici uzlaşma sağlayan egemenler sahte vaatler yayıyor...
KEY rezaleti...

Direnen işçilerden birleşik mücadele çağrısı!

İşçi ve emekçi hareketinden...
  Düzenin krizinden devrimci amaçlar için faydalanmak…
İşçi ve emekçi kitlelerin karşısına düzene karşı devrimci bir odak olarak çıkılmalıdır!
  Liman işçilerine patron tetikçilerinden saldırı!
  Çapa Temizlik işçileri ile konuştuk… -
  Hiroşima ve Nagazaki katliamlarının 63. yıldönümü...
  ABD-İran ilişkileri…
  Irak’ı sömürgeleştirme planı halkların direnişine çarpacak!
  Radovan Karaciç Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi’nde…
  Hamas-El Fetih çatışması…
  Şah ve pat
M. Can Yüce
  Olimpiyat meşalesi
burjuvazinin elinde…
  “Geceyarısı Ekspresi” ve zindan gerçeği!
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Olimpiyat meşalesi burjuvazinin elinde…

I. Dünya Savaşı’nın ardından kaybettiklerini geri kazanma için hararetli bir uğraşın içindeki Almanya Hitler’i iktidara taşımış, hızlı ve güçlü adımlarla yeni bir savaş makinesi inşa etmeye başlamıştı. Bu hengame içinde Almanlar’ı kuşatan faşizmin II. Dünya Savaşı öncesi en büyük gövde gösterisi 1916’da Berlin’de yapılması savaş nedeniyle 1936 yılına ertelenen olimpiyatlar oldu. “Üstün ırkın” tüm insanlığa kanıtlaması gerekenler açısından çok büyük önem taşıyan olimpiyat oyunları Naziler için hüsranla sonuçlandı. Jesse Owens isimli siyah atlet çıplak ayakla rekorlar kırarak madalyaya uzanırken ırkçıların aşağılık ırk saydıkları siyahların bu zaferi tüm Nazi propagandasını alaşağı ederken, bazı Alman atletlerin rakiplerine yani Nazi Almanya’sının düşmanlarına karşı takındığı sportmen tavır “ari ırkın” yüceliği masalı tüm dünya karşısında çökmesine yol açtı.

Ancak olimpiyatların üzerine sinen şovenizm örtüsüne en sert ve en açık tepki 1968 Meksiko Olimpiyatları’nda iki siyah atletin olimpiyat tarihine geçecek gösterisi oldu. 200 metre yarışında rekor kırarak altın madalya alan Tommie Smith ve aynı yarışta 3. olarak bronz madalya alan John Carlos madalya töreninde siyah eldivenli ellerini yumruk şeklinde havaya kaldırarak adına yarıştığı ABD’deki ırk ayrımcılığını protesto ettiler. Özgürlük savaşçısı ABD ise, bu harekete karşı iki atleti de milli takımdan uzaklaştırdı. Böylesi onlarca politik çatışmaya sahne olan olimpiyat oyunlarının yenisi yaklaşırken onlarca şehir arasından sıyrılan Pekin’in ev sahipliği için yaptığı hazırlık ufak bir prestij kaygısını çoktan aşmış durumda. Çin’deki bu hızlı değişim olimpiyatı yaratan amatör ruhun yerinde çoktan fırtına çıktığını kanıtlamış durumda.

Olimpiyatların tarihinin MÖ XIV. yüzyılda Yunanistan’ın Olympia yöresinde başladığı tahmin edilmektedir. Ancak eldeki somut verilere göre MÖ 776 yılından itibaren oyunların tarihi kesin olarak tutulmaya başlanmıştır. Oyunlar 12 yüzyıl boyunca hiç ara verilmeden, her dört yılda bir yapıldı. Bir süre Yunan yarımadasının, daha sonraları da Yunanistan’ı ele geçiren Romalılar yoluyla tüm Roma İmparatorluğu’nun katılması ile devam etti. Yüzyıllarca savaşların bile kesilmesine yol açan olimpiyatların gidişatına son veren ise dinsel gericilik oldu. Hristiyanlık Roma İmparatorluğu’nun resmi dini olunca oyunların din dışı ve Hristiyan etkisine karşı bir durum olduğu düşünülmeye başladı. 393 yılında İmparator Theodosius bin yılı aşkın tarihi olan oyunları kaldırdı.

Özünde kardeşlik, barış gibi vurgular taşıyan olimpiyat organizasyonları hiçbir zaman kendini yaratan nesnel gerçeklerin ötesinde anlamlar taşımadı. Örneğin olimpiyatlar ilk başladığında köleler oyunlara kat’i olarak katılmazken katılımcılar asil “Yunan kanından” olmak şartı ile karşı karşıyaydı. Bunun dışında kadınların bırakın oyunlara katılmasını izlemeleri bile yasaktı.

Olimpiyatın asıl şeklini yani modern olimpiyatları yaratan ise Baron de Coubertin isimli bir Fransız oldu. Bu iyi niyetli aristokrat 1870-71 yılında Almanya-Fransa arasındaki savaştan yenik çıkan Fransa’da gerçek anlamda fiziksel eğitimin verilmemesi üzerinden başlattığı tartışma ilk modern olimpiyatın başladığı yerde 1896’da Atina’da yapılması ile sonuçlandı. Coubertin, olimpiyatların insanları kaynaştıracağına ve savaşları engelleyeceğine inanıyordu. Ancak öyle olmadı. Olimpiyatların ilkeleri de daha başlangıçta şöyle belirlendi:

* Olimpiyatlar, eskiden olduğu gibi, her dört yılda bir yapılacak.

* Olimpiyatlar, Klasik Yunan’da olduğunun aksine, tüm dünya sporcularına açık olacak ve yarışma programı, günün sporlarını içerecek.

* Yarışmalarda sadece büyükler yer alacak.

* Amatörlük kuralları, kesinlikle uygulanacak.

* Olimpiyat organizasyonu “gezici” olacak ve her olimpiyat başka bir ülkede yapılacak.

Kazanmanın mutlak ateşi ise özellikle amatörlük ilkesini parçalarken, sponsorlar, şike, doping, siyasi çatışmalar ve çeşitli kılıflar altında oyunlara sokulan profesyonel oyuncular olimpiyat oyunları olup çıkmış durumda.

Şimdi bu büyük pastadan yararlanma sırası Çin’e ve Pekin’e gelmiş durumda. Çin hızla işe girişirken milyarca insanı televizyon başına toplayacak oyunların reklam işleri çoktan ihale edilmiş durumda. Pekin’e doğru yola çıkan hayat kadınları ise “sporseverleri” en iyi şekilde ağırlamak üzere hazırlanıyor. Tabii Doğulu Pekin halkını batı adetlerine uygun davranmak için eğitilmesi işi ise hiç sektirmeden yıllardır devam ediyor. Geçtiğimiz yıl sporcu başına dağıttığı 52 adet prezervatifin sayıca azlığı yüzünden acımasızca eleştiri alan Olimpiyat Komitesi bu sefer daha özenli davranacaktır.

Genel olarak sporun tüm tarihi sınıflı toplumlarla başlar. Köleci toplumun “sporcuları” bu işi avcılık ve toplayıcılıkla doğada var olma savaşı için yapıyorlardı. Ancak sınıfların gelişimi bu ilkel komünal yapıyı dağıttıkça yaşamak için avlanmak daha doğrusu üretmek zorunda olmayan yeni yeni sınıfların oluşumuna yol açtı. Tüm bu gelişim içinde bedensel hareketliliğin spor olarak yapılması sınıflı toplumların ortaya çıkışıyla kendine varlık zemini bulmuştur. Yani spor ve sanat ve kültürel faaliyet hep bir efendi eliyle, boş vakit sahipleri eliyle varoldu ve onların hizmetinde oldu. Bu yüzden tüm spor dalları yapıldığı tarihsel kesimin sosyo-ekonomik yapısını yansıtmak zorundadır. Tam da bu yüzden spor her tarihsel dönemde bir şekilde egemenlerin hizmetinde oldu. Bunu değiştirecek tek şey ise sınıfsız toplum olacaktır. Bugün için sermayenin mabetleri konumuna dönüşen statların ve bunun içinde spor adına en adisinden bir şovun seyircileri olmak zorunda bırakılmışların bu cendereyi parçalamasının tek yolu sınıfların yok edilmesi ve burjuvazinin üretim araçları arasına sıkışan hayatları kurtarılması ile mümkün olacaktır.

S. Kurtuluş

 

GOP İşçi Platformu: “Seyirci kalmayacağız!”

“Seyirci kalmayacağız!” şiarlı kampanyamız yoğun bir biçimde devam ediyor. Kampanyamızı anlatan ve bölgemizde “seyirci kalmayan” kitle örgütleri ve sendikalardan kampanyamıza destek isteyen bir imza metni hazırladık. Bu metinle direnişteki fabrikaları, bölgemizdeki sendika temsilciliklerini ve kitle örgütlerini dolaşıp imza isteyeceğiz.

4 Ağustos 2008 günü, 17 Temmuz’da grev kararını asan Belediye İş Sendikası Gaziosmanpaşa Şubesi’ni ziyaret ettik. GOP İşçi Bülteni için röportaj yaptık. Mücadelelerin ortaklaşmasının bir adımı olan imza metnimizle neyi amaçladığımız anlattık. İmza vereceklerini açıkladılar.

Kampanya gündemli GOP İşçi Platformu imzalı ozalitlerimizi Elmabahçesi ve Karadeniz Mahallesi’ne yaptık.

5 Ağustos günü, yaklaşık bir aydır işçi ve emekçilerden “İETT otobüs seferlerinin artırılması, otobüslerin yenilenmesi ve son yapılan ulaşım zamlarının geri çekilmesi” için topladığımız imzaları 11 Ağustos günü saat 13.30’da yapacağımız bir basın açıklamasıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne teslim edeceğimizin duyurusunu yaptık. Duyuruyu bildiri ve afişlerle destekledik. Bildirilerimizi Gazi Mahallesi emekçilerine dağıttık. Afişlerimizi Gazi Mahallesi, Gaziosmanpaşa ve Elmabahçesi otobüs duraklarına yaptık. Ayrıca kot taşlama ve yıkama işçilerine seslenen bildirilerimizin dağıtımını gerçekleştirdik.

16 Ağustos’ta “Metal işçileri buluşması”, 26 Ağustos’ta “Kot taşlama ve yıkama işçileri buluşması”nı gerçekleştirerek kampanyamızın final etkinliğine doğru ilerleyeceğiz.

GOP İşçi Platformu