22 Ağustos 2008 Sayı: SİKB 2008/34

  Kızıl Bayrak'tan
  Emperyalist dünyanın iç ilişkilerinde yeni bir dönem
   Kontrgerilla: İşçilerin, emekçilerin ve
Kürt halkının can düşmanıdır!
Emperyalist savaş Ankara’daki işbirlikçilerin açmazını derinleştiriyor!
17 Ağustos deprem yıkımının tek sorumlusu sermaye düzeni ve devletidir!

Sermaye hükümetinin bakanları yolsuzluk batağında…

Toplu görüşmeyi toplu sözleşmeye çevirmek için…
  Belediyelerde grev hazırlıkları...
  İşçi ve emekçi hareketinden…
  Tersanelerdeki işçi ölümlerine karşı mücadelenin durumu ve görevler
  Mamak Kültür-Sanat Festivali’nin 5. yılında bütünlüklü ve güçlü bir politik faaliyet…
  Hacıbektaş Şenlikleri ve devrimci müdahale sorumluluğu
  Milletin parası...
Yüksel Akkaya
  Pakistan diktatörü general Pervez Müşerref çukura sürüldü
  Türkiye-Afrika İşbirliği Zirvesi tamamlandı...
  Doğu Avrupa’ya “füze kalkanı” yeni savaşlara davetiye çıkarıyor!
  Dünyadan…
  Diyet öyküleri / 2...
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

17 Ağustos deprem yıkımının tek sorumlusu sermaye düzeni ve devletidir!

Herkese ihtiyacına göre ve sağlıklı konut için sosyalizm!

17 Ağustos depreminde onbinlerce insanımız yaşamını yitirdi. Deprem diye sunulan, ama gerçekte tam bir devlet katliamı olan facianın üzerinden 9 yıl geçti.

Ancak geçen bunca zamana rağmen hafızalardan silinmeyenleri kısaca sıralayalım: Kızılay’daki çete kurumlaşması, trilyonluk yolsuzlukların devletin en tepesinde nasıl kotarıldığı... Devletin toplanan yardımları nasıl iç ettiği... Çadır, ilkyardım, aş-ekmek skandalları... Bilimin dine dönüştürülmesi, bilim insanlarının halkın yanında olmak yerine magazin dünyasında prim yapması... Parlamenterlerin yardım paralarıyla yurtdışında yaptıkları sefahat gezileri... Faşist ordunun depremin yıkımı altında inleyen halkı bırakıp katliamlarla uğraşması... Sermaye medyasının devleti aklamak için yalana dayalı ikiyüzlü manipülasyonu... Bolu ve Sakarya’da tepkilerini dile getiren kitlelere devletin polisiyle, jandarmasıyla, valisiyle saldırması...

Depremin yıkıntıları arasında meclisten, sosyal güvenliğin tasfiyesine dönük mezarda emeklilik yasasının çıkartılması, böylece devletin maskesinin düşmesi de bugün hala hafızalarda tazeliğini koruyor.

Tabii ki, 24 Temmuz’da yüzbinlerce işçi ve emekçi Ankara sokaklarına döküldüğünde “sokağa çıkamayan” devlet erkanının, depremin kırıcı etkisiyle faşist saldırılarını nasıl yoğunlaştırdığı da unutulmadı.

17 Ağustos öncesi ve sonrasında yaşananlar, onbinlerce emekçinin ölümünden depremin değil, kapitalizmin sorumlu olduğunu göstermiştir. Depremin ardından geçen 9 yıl boyunca yaşananlar bu çıplak gerçeği defalarca gözler önüne serdi. Bu gerçek, bu düzende emekçilerin yaşamının bir pul kadar dahi değeri olmadığıdır. “Doğal afet” olarak gösterilmek istenen tüm bu katliamların arkasında kapitalistlerin kâr hırsı vardır. Her olayda değişik şekillerde ortaya çıkan denetimsizlik, bilim insanları tarafından yapılan uyarıları dikkate almama, bildiğini okuma, siyasi şov, maliyetten kaçma, ihale yolsuzlukları vb. durumlar yaşanan felaketlerin altyapısını döşemiştir.

Sermaye düzeni gerekli tedbirleri almayarak sadece felaketlere davetiye çıkarmakla kalmadı. Felaketlerin yıkıma uğrattığı emekçilerin en temel ihtiyaçlarını dahi karşılamadı, onları yaşadıkları yıkımla başbaşa bıraktı. Uyguladığı saldırı politikalarıyla yaşanan yıkımı daha da derinleştirdi.

Bugün bilim insanlarının belirttiğine göre, İstanbul’u 17 Ağustos’u kat kat aşan bir deprem felaketi bekliyor. Peki, bu bağıra çağıra yaklaşan felaket karşısında devletin bir hazırlığı var mı?

Devlete sorarsanız, bütün hazırlıklar tamam! Elbetteki, sermaye devletinin zihniyetine göre depreme hazırlık demek, ceset torbası stoklamak demektir! Ya da toplu mezar alanlarının tespiti, vb… Deprem hazırlığı adı altında yürütülen “sözde” çalışmalara hastane, okul gibi toplu yaşam alanlarının bakım ve onarımı dahil değildir. Genel kontrol bir yana, geçmiş depremde hasar gören binalara bile el atılmıyor. Nasıl atılsın ki? Devletin bütçesinde yerli ve yabancı sermaye dışında kimseye bir kuruş pay ayrılmıyor. Ama devlet “depreme hazırlanıyor”!

“Depreme hazırlık” adı altında görüşülen, hesabı-kitabı yapılan önlemler arasında, kuşkusuz 17 Ağustos’un derslerinden de yararlanılarak, yıkıma karşı gelişecek halk hareketinin nasıl bastırılacağı da vardır. Nasıl ki, kendi eliyle yarattığı ekonomik-sosyal yıkım yüzünden beklediği “sosyal patlama”ya karşı sadece bastırma önlemleriyle ilgileniyorsa, deprem ve diğer yıkımlar konusunda da benzer bir tutum sergileyecek, şimdiden bunun hazırlıklarını da yapacaktır.

Önceki ve sonraki tüm depremlerin de gösterdiği gibi, 17 Ağustos depreminde de yaşanan felaketin asıl sorumlusu sermaye devletidir. Yaptığı hazırlıklara bakıldığında, onun bu karakterinde en küçük bir değişiklik olmadığı, dolayısıyla, “deprem hazırlığı” denilenin aslında yeni yıkım ve yeni felaketler hazırlığı olduğu görülecektir.

Kısacası, bu düzen ayakta kaldığı, bu devlet işçi sınıfı ve emekçilerinin başında durduğu sürece felaket ve yıkım üretmeye devam edecektir. Deprem veya diğer tüm felaketlerden kurtuluşun yolu, başımızdaki en büyük felaket olan sermaye devletinden kurtulmaktan geçiyor. Ancak ve ancak, kârı va çıkarı değil, emeği ve emekçiyi temel alan bir toplumsal düzende, yani sosyalizmde depremler felaket olmaktan çıkarılabilir. Ancak bir işçi-emekçi iktidarı, kaynak ve imkanları işçi sınıfı ve emekçi halkın hizmetine sunabilir.


Marmara depreminde ölenler anıldı!

Kocaeli, Gölcük, Düzce, Sakarya ve Yalova’da büyük bir yıkıma yolaçan Marmara Depremi’nin yıldönümünde, kaybedilen onbinlerce insan deprem bölgesinde 17 Ağustos gecesi yapılan eylem ve etkinliklerle anıldı.

Depremzedeler Derneği: “Bu acıları unutturmayacağız!”           

Kocaeli’nde Depremzedeler Derneği tarafından her yıl yapılan yürüyüş, dernek binasının önünde başlayarak, Anıtpark’ta sona erdi. Deprem anıtı önüne gelen depremzedeler, burada 9 yıldır verdikleri mücadeleyi anlatan bir dia gösterisi yaptılar. Daha sonra saat 03.02’de yaşamlarını yitiren deprem şehitleri için bir dakikalık saygı duruşunda bulundular. Burada açıklama yapan Depremzedeler Derneği Başkanı Nurcan Taşpınar, devletin yeteri kadar önlem almadığını, önlem alındığı takdirde olası bir depremde acıların büyümeyeceğini ifade etti. Eyleme Halkevleri, KESK Şubeler Platformu, TKP ve EMEP de destek verdi.

İMO’dan Gölcük’te yürüyüş!

İnşaat Mühendisleri Odası tarafından düzenlenen, “Güvenli yapı üretmek, depreme karşı duyarlı olmak” yürüyüşü Gölcük’te gerçekleşti.

Yaklaşık bin mühendisin katıldığı eylemde GESOTİM, Gölcük belediye kurtarma ekipleri ve birlikte Kavaklı sahiline yürüyüş gerçekleşti. İnşaat mühendisleri burada yaptıkları basın açıklamasının ardından depremin gerçekleştiği saat 03.02’de Gölcük Sahili’ne çiçek bıraktılar. Burada yapılan açıklamada, inşaat mühendislerinin, acıların küllenmesine, gerçeklerin gözardı edilmesine, yetkililerin hukuki ve vicdani sorumluluklarından kurtulmasına, vurdumduymazlığa, insan hayatını ciddiye almayan yaklaşımlara karşı tepki göstermek için Gölcük’te toplandıklarını söyledi.

Yalova ve Sakarya’da anma...

Yalova’daki törenlerin buluşma adresi ise deprem anıtıydı. Depremin meydana geldiği saat 03.02’de bir dakikalık saygı duruşunun ardından dağıldılar.

Sakarya’da ise Atatürk Bulvarı’ndaki saatin önünde toplanan yaklaşık 50 kişi, saat 03.02’de depremde hayatını kaybedenler anısına saygı duruşunda bulundu.