22 Ağustos 2008 Sayı: SİKB 2008/34

  Kızıl Bayrak'tan
  Emperyalist dünyanın iç ilişkilerinde yeni bir dönem
   Kontrgerilla: İşçilerin, emekçilerin ve
Kürt halkının can düşmanıdır!
Emperyalist savaş Ankara’daki işbirlikçilerin açmazını derinleştiriyor!
17 Ağustos deprem yıkımının tek sorumlusu sermaye düzeni ve devletidir!

Sermaye hükümetinin bakanları yolsuzluk batağında…

Toplu görüşmeyi toplu sözleşmeye çevirmek için…
  Belediyelerde grev hazırlıkları...
  İşçi ve emekçi hareketinden…
  Tersanelerdeki işçi ölümlerine karşı mücadelenin durumu ve görevler
  Mamak Kültür-Sanat Festivali’nin 5. yılında bütünlüklü ve güçlü bir politik faaliyet…
  Hacıbektaş Şenlikleri ve devrimci müdahale sorumluluğu
  Milletin parası...
Yüksel Akkaya
  Pakistan diktatörü general Pervez Müşerref çukura sürüldü
  Türkiye-Afrika İşbirliği Zirvesi tamamlandı...
  Doğu Avrupa’ya “füze kalkanı” yeni savaşlara davetiye çıkarıyor!
  Dünyadan…
  Diyet öyküleri / 2...
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Belediye işçisi greve hazırlanıyor…

“Direne direne kazanacağız!”

Talepleri kabul edilmediği takdirde 28 Ağustos günü greve çıkacaklarını duyuran belediye işçileri, 14 Ağustos tarihinden itibaren grev taleplerini ve grevin sonucunda ortaya çıkacak aksamalardan kendilerinin sorumlu olmayacağını İstanbul halkına duyurmaya başladılar.

Belediye-İş Sendikası İstanbul Şubeleri’ne üye belediye işçileri 14 Ağustos günü İstanbul Büyükşehir Belediyesi önünde oturma eylemi gerçekleştirerek kararlılıklarını ortaya koydular.

İstanbul halkına yönelik hazırlanan bildirinin işçi ve emekçilere dağıtıldığı eylem sırasında Belediye-İş yöneticileri işçilere seslendiler. Greve çıkış nedenlerini ve taleplerini tekrar duyurdular. Oturma eylemi boyunca taleplerini içeren dövizler taşıdılar, sloganlar attılar.

Belediye binası önünde işçilere seslenen Belediye-İş Sendikası 2 No’lu Şube Başkanı Hasan Gülüm, belediye işçilerinin gerçek güçlerini 17 Temmuz’daki eylemde ortaya koyduklarını ve bundan sonra da ortaya koyacaklarını ifade etti.

***

Belediye-İş üyeleri 15 Ağustos günü de Kadıköy İskele Meydanı’nda İstanbul halkına seslenen bildirilerin dağıtımını yaptılar. Greve çıkma gerekçelerini işçi ve emekçilere ulaştırdılar.

Kadıköy İskele Meydanı’nda Belediye-İş Sendikası adına yapılan konuşmada, Büyükşehir Belediyesi’nin teklif ettiği %14’lük zam oranını yeterli görmediklerini belirterek, insanca yaşamaya yeten ücret talebinde bulundular. Açıklamanın ardından İskele Meydanı’nda önlüklerle bildiri dağıtımı gerçekleştirdiler.

***

18 Ağustos günü Taksim’de bir araya gelen belediye işçileri Tramvay durağında basın açıklaması yaptılar ve ardından Galatasaray Lisesi önüne kadar bildiri dağıtımı gerçekleştirdiler.

Basın açıklamasını Belediye-İş Sendikası İstanbul 2 No’lu Şube Başkanı Hasan Gülüm gerçekleştirdi. İnsanca yaşanacak bir ücret talep eden Gülüm, sadece son 5 ay içerisinde suya, doğalgaza, ulaşıma, ekmeğe ve temel gıda maddelerine %30 oranında zam yapıldığını ifade etti. Bu nedenle belediyenin işçilere teklif ettiği ücret zammını kabul etmeyeceklerini vurguladı.

Konuşma şu sözlerle sona erdi: “Eğer olası bir grev yaşanırsa bugünden bunun sorumluları olmayacağımızı bir kez daha siz İstanbul halkına ve kamuoyuna duyurmak istiyoruz. İstanbul’da grev 28 Ağustos Perşembe günü başlayacaktır. Sonuç olarak; tüm bu söylediklerimizi belediye yöneticilerinin dikkate  alarak mutlak bir grevin yaşanmaması için olumlu adımları atacağı inancındayız.”

Eylem boyunca “Direne direne kazanacağız!”, “Topbaş şaşırma, sabrımızı taşırma!” ve “Topbaş istifa!” sloganları atıldı.

Kızıl Bayrak / İstanbul


Belediye işçileriyle grev hazırlıkları üzerine konuştuk!

“Taleplerimiz karşılanmadığı için grev silahını kullanmak zorundayız”

Belediye-İş Sendikası 2 No’lu Şube Park Bahçeler Müdürlüğü Yıldız Koru İşyeri Temsilcisi Ali Temürcü:

Eylemlerimiz 13 Ağustos’tan itibaren başladı ve 28 Ağustos tarihine kadar devam edecek. Bugün (14 Ağustos) burada oturma eylemi var. Kadıköy ve Taksim’de bildiri dağıtacağız. Ayın 28’ine kadar sonuç alamazsak grevimiz başlayacak. Ama bunun sorumlusu bizler değiliz, bizleri yönetenler. Bunun sorumlusu bu ülkeyi bu hale getirenler... İşçiye geldiği zaman hiçbir şey yok ama taşeronlara, yandaşlara geldiği zaman miktarlar bol. Bedelleri hesap edilemeyecek ihaleler yapılıyor. Ben kendim Park Bahçeler’de Yıldız Korusu’nda çalışıyorum. Yıldız Korusu’nda bizim yaptığımız işler belediyenin taşeronu tarafından yapılmış gösterilerek birtakım ihaleler dönüyor. Biz alnımızın terini, emeğimizi ve insanca yaşamayı istiyoruz. 

Hazırlıklarımız devam ediyor ve edecek. Tabii ki biz İstanbul halkına bu grevi yaşatmak istemeyiz ama zorunda bırakırlarsa yapacak bir şey yok. Tabii ki masada çözmek isteriz. Taleplerimizi dile getirdik. Eğer masada çözülmüyorsa eylem ve grev hakkımıza başvuracağız. İstanbul halkı bunu görecek.

 

Belediye-İş Sendikası 1 No’lu Şube Deniz Hizmetler Müdürlüğü İşyeri Temsilcisi Mehmet Çimen:

İşyerlerinde kırgınlık, kızgınlık ve öfke var. Bu dönem taşeronla içiçe çalışıyoruz. Şirketlerin durumları bizden iyi. Biz farklı bir şey istemiyoruz. Bu ülkede insanca yaşamak, yaşamımızı sürdürebilmek için bir ücret istiyoruz. Biz diğer ilçelerin ücretlerinin ortalamasını istiyoruz. İşveren uygun görmüyor. Her sene yapılan bütçede işçi giderleri düşüyor. Diğer sendikalarla diyaloğumuz var. Genel-İş’le ortak bir hareketimiz var. Biz grevi en son nokta olarak görüyoruz. Sözleşmenin bitmesini ve İstanbul halkının zarar görmemesini istiyoruz.

 

Belediye-İş Sendikası İstanbul 1 No’lu Şube Merkez Garaj Sosyal İdare İşyeri Baştemsilcisi Hasan Karakazan:

Biz şimdiye kadar iyi niyetle davrandık ama bizim iyi niyetimize belediye başkanı iyi yanaşmıyor. Sanki kölelik ücreti gibi…Doğalgaza yapılan zam %43-%45, ekmek zamları %100 neredeyse... Baktığın zaman %8 zamla ekmek almamız zor. Bu da kölelik demek. Bir de taşeronlara harcanan paralar var. 22 senedir çalışıyorum ben ve bu işleri biz yapıyorduk. Özel şirket yapıyor ve çukurlar açılıyor. Çünkü biz sağlam yapıyoruz. Bugün kaldırımları yapıyor ve çabuk bozuluyor. Bıraksın taşeronu bize versin. Yarın greve gidildiği zaman çok kötü olacak. İstanbul metropol diyorsa, çoluğumuzu çocuğumuzu aç bırakacaksa, biz de boş durmayız. İlçe belediyelerine verilen zamlar %60-%70. Bizim istediğimiz 60 YTL taban ve %15... Eğer insanca yaşamasını istiyorsa bunu işçiye vermesi gerekir.

İşyerlerimizde hazırlıklarımız devam ediyor. Zannetmesin ki biz şu anda burada olduğumuz kadarız. Bugün arkadaşlarımız “bir an önce greve gidelim” diyorlar! Komitelerimizi hazırladık, yarın çıkarsak çıkarız. Nöbet yerlerimizi, gözcülerimizi, komitelerimizi kurduk. Taleplerimiz karşılanmadığı için grev silahını kullanmak zorundayız.

Kızıl Bayrak / İstanbul


Sarıyer Belediyesi işçileri grevde!..

“Sözleşme hakkımız, grev silahımız!”


Belediyelerdeki toplu sözleşme süreçlerinin grevle sonuçlandığı ilk yer Sarıyer Belediyesi oldu. Genel-İş Sendikası Avrupa Yakası 1 No’lu Şube’ye bağlı Sarıyer Belediyesi işçileri grevlerini 15 Ağustos’ta başlattılar.

Genel-İş Sendikası, geçmiş toplusözleşme süreçlerinde kazanılarak toplusözleşmeye dâhil edilen kimi hakların bu dönem gaspedilmesi hamlesine karşı grev silahını kullandı.

2008 yılının Şubat ayında sendika ve Sarıyer Belediyesi arasında başlayan TİS görüşmelerinde idari maddelerde anlaşma sağlanırken, kıdem zammı konusunda tıkanma yaşandı. Belediye, işçilerin 10 kuruşluk kıdem zammını 8 kuruşa çekmek isterken, sendikanın yemek ücretleri konusunda istediği artışa da razı olmadı. Şimdiki toplusözleşmede 6 YTL olan yemek ücretini 8 YTL’ye çıkartmak isteyen sendika bu talepte de sonuç alamadı.

Belediye işçileri Sarıyer Belediye Başkanlığı binasının yakınındaki parkta sabah 08.00’den akşam iş çıkışına kadar düzenli olarak beklemeyi sürdürüyorlar. Toplu biçimde parkta bekleyen işçilere gün boyu farklı kesimlerden ziyaretler gerçekleştiriliyor.

“Bu işyerinde grev vardır” pankartı belediyeye bağlı beş farklı birimin kapısında asılı vaziyette duruyor ve bu noktalarda ikişer grev gözcüsü bekliyor. Gün boyu toplu halde parkta yapılan bekleyiş akşam üzeri 20 kişilik grev komitesinin nöbetiyle devam ediyor. Büyükdere Parkı olarak adlandırılan park aynı zamanda grev meydanına dönmüş durumda.


Destek ziyaretleri: “Yaşasın sınıf dayanışması!”

Belediye işçilerinin grevine destek ziyaretleri grevin 5. günü olan 19 Ağustos tarihinde de devam etti. Öğle saatlerinde grev yerine Genel-İş Sendikası Anadolu Yakası 1 No’lu Şube Kadıköy Belediyesi işyeri temsilcileri ve şube yönetim kurulu üyeleri destek ziyaretinde bulundular. İşçilerin beklediği parkta “Yaşasın sınıf dayanışması!”, “Direne direne kazanacağız!”, “Sözleşme hakkımız, grev silahımız!”, “Sarıyer işçisi yalnız değildir!” sloganları atıldı.

Kitleye seslenen Genel-İş Anadolu Yakası 3 No’lu Bölge Başkanı Veysel Demir, Sarıyer Belediyesi işçileriyle grevin başladığı günden bu yana yanyana olduklarını, grevin başarısı için sınıf dayanışması gerektiğini söyledi.

Ardından söz alan Genel-İş 1 No’lu Şube Başkanı Hikmet Aygün, desteklerinden dolayı Demir’e teşekkür etti. Genel-İş üyelerinin destek ziyareti işçilerle yapılan sohbetlerle devam etti.

Ziyaretin sonlarına doğru Halkevleri üyeleri pankart ve sloganlarla parka gelirken, belediye işçileri tarafından alkışlarla karşılandılar.


Tersane işçileri: “Köle değil işçiyiz, örgütlüysek güçlüyüz!”

Tersane İşçileri Birliği Derneği üyesi tersane işçileri 17 Ağustos günü dayanışma ziyareti gerçekleştirdiler.

Büyükdere Parkı’nda oluşturdukları kortejle yolu trafiğe kapatarak sloganlarla belediye önüne gelen tersane işçileri yürüyüş boyunca “Yaşasın sınıf dayanışması!”, “Belediye-tersane omuz omuza!”, “Belediye işçisi yalnız değildir!”, “Köle değil işçiyiz, örgütlüysek güçlüyüz!”, sloganlarını attılar. Sarıyer Belediyesi önünde “grev gözcüsü” önlükleriyle bekleyen işçiler, TİB-DER üyelerini alkış ve sloganlarla karşıladılar.

İlk sözü alan TİB-DER Başkanı Zeynel Nihadioğlu, tüm grev ve direnişteki işçilerle dayanışmayı yükseltmeye gayret ettiklerini belirtti. Belediye işçilerinin başlatmış olduğu grevin başarıya ulaşması için ellerinden geleni yapacaklarını söyleyen Nihadioğlu sözlerini selamlayarak sonlandırdı.

Ardından DİSK / Genel-İş Sendikası Avrupa Yakası 1 No’lu Şube Sekreteri İsmail Özçelik söz aldı. Tersane işçilerinin içinde bulunduğu durumu yakından takip ettiklerini söyleyerek sınıf dayanışmasının önemine dikkat çekti.

Konuşmaların ardından Büyükdere Parkı’nda grev gözcüsü belediye işçileri ile sohbet gerçekleştirildi, grev çayı içildi. Yapılan sohbetlerde belediyelerdeki toplu sözleşme süreci ve tersanelerde yaşanan iş cinayetleri üzerine konuşuldu. Ziyaret direniş sloganlarıyla son buldu. Belediye işçileri tersane işçilerini alkışlarla uğurladılar.


Yerel basın grev kırıcı...

Sarıyer Belediyesi’nde grevin yükünü çeken temsilciler de çevreyle yakaladıkları sıkı diyaloğu vurguluyorlar. Sarıyer’in yerel basını ise grevi karalama kampanyasında daha ilk günlerde çeşitli icraatlarda bulunmuş. Belediye’nin düzenlediği bir konsere davet edilen işçiler, 20 kişilik komiteyle sendika önlüklerini giyerek konsere gitmişler. Ancak konser alanında işe yeni alınan zabıtaların katı tutumuyla karşılaşmışlar. Sarıyer Belediyesi işçilerine hakaret ederek işçileri içeri almamakta direnen zabıtalarla grevdeki işçiler arasında kısa süreli bir arbede yaşanmış. Ardından olayın yerel basında “Sarıyer işçisi konseri bastı” şeklinde verilmesi belediye işçilerinin tepkisine yolaçmış.


 

Sarıyer Belediyesi işçi temsilcileriyle konuştuk…

Genel-İş Sendikası Avrupa Yakası 1 No’lu Şube Sarıyer Belediyesi Baştemsilcisi Aysun Davulcu:

“Sarıyer işçisi olarak, taşeron işçiye 1.400 YTL maaş veren belediye başkanından bunun üzerinde bir ücret talep ediyoruz. Ben 1.150 YTL maaş alıyorum ve 8 yıllık bir işçiyim, bir senelik taşeron işçi benden daha fazla para alıyor. Geçinemiyoruz.  Biliyorsunuz son zamanlarda elektriğe, doğalgaza yapılan zamlara biz yetişemiyoruz. Çocuklarımıza istedikleri gibi bir yaşam sağlayamıyoruz. Birçok arkadaşımızın kredi borcu vardır. Bu da maaşımızın yetmediğini gösteriyor. Burada Sarıyer’de bir ev kirası 600 YTL. 1.250 YTL maaş alan bir arkadaşım bunun yarısını ev kirasına veriyor, bir de bunun elektriği, suyu, doğalgazını eklersek geçinmek mümkün değil. Belediye başkanımız “Büyükşehir ne veriyorsa size onu vereceğim” demişti. Bizim süremiz Büyükşehir’e yetişmediği için greve çıktık.

5. günündeyiz grevin.. Dün saat 23.00 gibi grev komitesinde olan 20 arkadaşla beraber burada oturuyoruz. Nöbet tutan arkadaşların ihtiyaçlarını karşılamak için. Hava da biraz serindi ve bizim de canımız çay içmek istedi. Çayı nerde içelim diye düşünürken karşı apartmandan biri geldi ve bizim burada olduğumuzu gördüğünü, ama amacımızın ne olduğunu bilmediğini söyledi. Saat 03.00’e kadar bizimle birlikte oturdu, sohbet etti. Esnaf da destek veriyor greve. Esnaf da belli bir yerde korkuyor. Yanımızda gözükmekten korkuyor. Ama biz taleplerimiz karşılanana kadar grevi sürdürmekte kararlıyız.”


Sarıyer Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü İşyeri Temsilcisi Erol Yıldız...

“Bizim temel talebimiz refah düzeyinde yaşamak... Ailemizi rahatça geçindirmek... Kimseye muhtaç olmamak.. Ben bütün işçiler adına yönetimden bunu istiyorum ve taleplerimiz bu doğrultuda... Bunu verdiği sürece biz halktan yana oluruz ama zorlaştırırsa grevimiz devam eder. Biz şu anda kanuni hakkımızı kullanıyoruz. Eğer bunu kullanmazsak sözleşmemiz düşer. Geçinmek için mecburen greve çıkıyoruz. Çıkmazsak çoluk çocuğumuz aç kalacak. Ben kendi çocuğumu okula yazdıramıyorum çünkü param yok. Burada benim gibi 200 işçi arkadaşım var. Onların hakkını savunmaktan biz sorumluyuz. Kazanılmış haklarımıza dönük bir saldırı olduğu için greve gidiyoruz.

Kızıl Bayrak / İstanbul