12 Haziran 2009
Sayı: SİKB 2009/22

  Kızıl Bayrak'tan
  Mücadele sertleşirken...
  “Ekonomik teşvik ve istihdam paketi”nin özü özeti
Kürt sorununun “çözüm”üne yönelik yeni ekonomi paketi...
Kent AŞ direnişi
İşçi ve emekçi hareketinden…
  Kapitalizmin krizine karşı 15-16 Haziran Direnişi'nden öğrenilmesi gerekenler
  Tersaneler cehennem,
işçiler köle kalmayacak!
AKP’nin sözde Alevi açılımı...
  Eğitimde fırsat eşitliğinden ve seçme özgürlüğünden bahsedenler sermayenin sözcüleridir...
  ÖSS mitinglerinden...
  Kapitalizm doğanın ve insanlığın geleceğini yok ediyor!
  Dünya Emekçi Kadınlar
Konferansı’na doğru
  Obama’nın Kahire vaazı…
  Pakistan’da iç savaşın perde arkası - Knut Mellenthin
  Taraf’ın Taraf’ı...
  Engin Çeber davası sürüyor...
  Bir kitap tanıtımı ve
yazarının okura çağrısı...
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Kürt sorununun “çözüm”üne yönelik yeni ekonomi paketi...

Ekonomi paketi ve
gizlenemeyen gerçekler!

Sermaye hükümeti, kalkınmayı sağlayarak Kürt sorununun çözümüne katkı sağlayacağı iddialarıyla, yeni bir ekonomi paketi ile ortaya çıktı. Yeni ekonomi paketi ile Diyarbakır, Mardin, Siirt, Van, Tunceli, Muş, Bingöl, Bitlis, Şanlıurfa, Hakkari ve Şırnak illeri özel teşvik kapsamı içine alındı.

Paket incelendiğinde kapitalistlere verilen destek açıkça görülüyor. Örneğin Kürdistan’da yatırım yapan kapitalistlerden sigorta primi alınmayacak. Kapitalistlerin işyerlerinde kullanacakları elektrik yüzde 50 daha ucuz olacak. Arsalar, kapitalistlere parasız tahsis edilecek. Yatırım yapılacak sanayi bölgelerinde arsaların su, elektrik ve altyapı hizmetleri sermaye devleti tarafından karşılanacak.

Ekonomi paketi ile sermaye hükümeti bir taşla iki kuşvurmak istemektedir. Büyük toprak sahipleri de içinde Kürt burjuvazisinin sermaye devleti ile olan ilişkisini daha da güçlendirmek bunlardan ilki, bir bütün olarak sermaye için yeni karlı yatırım alanları açmak ikincisidir. Kürt burjuvazisinin sermaye devletiyle bağlarının pekiştirilmesi rejim açısından büyük önem taşıyor ve AKP bu konuda diğer burjuva partilerden çok daha hassas davranıyor. Çünkü halihazırda Kürt burjuvazisinin önemli bir bölümü onun bünyesinde bulunmaktadır.

AKP, paketi hayata geçirebildiği ölçüde, bir nebze daha “iyileşen” ekonomik koşullar aracılığıyla, Kürt emekçilerinin AKP’den uzaklaşmalarının önüne geçmeye çalışıyor. Bu Kürt hareketinin kitle desteği zayıflatılması bu aynı amacın öteki boyutunu oluşturuyor.

Çeyrek asrı aşan bir süredir devam eden “son Kürt isyanı”yla boğuşan sermaye hükümetleri, Kürt sorununda hep çözümsüzlüğe oynadılar. Kürt halkını yatıştırmaya, siyasal çıkarları doğrultusunda kullanmaya çalıştılar. Ama her defasında ellerinde bütün dertlere deva olacak ekonomi paketleri ile ortaya çıktılar.

Son pakete göre bölgeye milyarlarca yatırım yapılacak. Oysa gerçekte ayrılacak kaynak kapitalislerin semirmesi için kullanılacak. Güya bu paketle milyonlarca insana iş sağlanacak, gerçekte ise kapitalistler için kölece koşullarda işgücü olanağı yaratılaca

Kapitalistlerin asıl iştahını kabartan ucuz işgücü olanağıdır!

Kapitalizm, kâr için üretim demektir. Daha fazla kâr içinse daha fazla sömürü, daha düşük ücret politikası geçerlidir. Bunu gerçekleştirmek için nerede daha ucuz işgücü varsa oraya yönelmek, işçilik maliyetini en aza düşürerek kârı artırmak; işçiyi hem daha fazla süre, hem de daha ucuza çalıştırarak sermayesini daha fazla büyütmek, tüm kapitalistlerin ortak davranış paydasıdır. Pakette yer alan teşviklerin içinde yer almayan en önemli kâr kaynağıysa, Kürdistan’da var olan devasa boyuttaki ucuz işgücü potansiyelidir.

Ucuz işgücünün kaynağı olan Kürt kitleleri zaten uzun zamandan bu yana metropollerdeki kapitalist işletmelerde karın tokluğuna çalıştırılmaktadır. Böylelikle ucuz işgücü yığını büyüdükçe, kapitalistlerin de iştahı kabarmaktadır. Zira bu sayede Kürt olsun olmasın bütün işçilerin gitgide daha kötü koşullarda çalışması kaçınılmaz hale gelmektedir. Nitekim Kürtler ucuz işgücü deposu haline geldikçe taşeronlaşma, esnek çalışma adı altında sigortasız-sendikasız çalışma da ayyuka çıkmıştır.

Kürdistan’a yönelik yeni ekonomi paketi, sermayeye Kürt halkını ucuz işgücü olarak kullanma olanağını sunmaktadır. Böylece kapitalistler hem yatırım için devasa devlet desteğine, hem de ucuz işgücü deryasının içine düştüler.

Bu saldırıların yalnız Kürtlere yönelik olmadığı bellidir. Sanayi merkezlerinin etrafında biriken ucuz işgücü yığını, kirli savaş nedeniyle göçen Kürt halkının katılımı ile iyice büyümüştür. Sermaye sınıfı bunu, genel planda ücretleri düşürmek ve kazanılmış hakları budamak için etkili bir silah olarak kullandı bugüne kadar ve hala da kullanmaktadır. Sendikasız sigortasız çalışmaya razı olanların sayısı ne kadar arttıysa, sendikasızlaşma o kadar artmış, sosyal haklar o kadar budanmış, sigortasız çalışma yaygınlaşmış, iş güvencesini kaybedenlerin sayısı artmıştır.

Yeni ekonomik destek paketi Kürdistan dışındaki işçi ve emekçileri de tehdit etmektedir. Bu paketin kaçınılmaz sonuçlarından biri, işçi sınıfının tümünün Kürt proleterleri ile aynı koşullarda çalışmaya zorlanmasıdır. Nitekim sürecin bu yönde işlemesi kaçınılmazdır. Bu kirli çarkın dönebilmesi için Kürt olsun ya da olmasın, sermaye düzeninin açıkça karşısında duranların baskı altında tutulması gerekir. Öyle olduğu açıktır; emekçilere ve düzene başkaldıranların tümüne yönelen saldırılar, Kürt ve Kürt olmayan ayrımı yapmadan büyümektedir.

Türkiye’nin açgözlü kapitalistleri, açlık sınırının çok çok altındaki asgari ücreti dahi yüksek bulmakta ve düşürülmesini istemektedirler. “Ücret maliyetini düşürme” hedefi tüm kapitalist ülkelerin tüm kapitalistleriyle temsilcilerinin öncelilikleri arasında yer alıyor. Kürdistan’da var olan büyük işsizlik, bölgesel asgari ücret uygulamasının devreye sokulması ile birlikte kapitalistlerin elini daha da güçlendirecektir.