25 Aralık 2009
Sayı: SİKB 2009/49

 Kızıl Bayrak'tan
TEKEL direnişi, sorunlar ve görevler.
Direnişçi TEKEL işçileri
yol gösteriyor!
Düzen sınırlarını aşmayan her yol
tasfiyeye götürür!
Emekçi Kadın Komisyonları’ndan TEKEL işçileriyle dayanışma çağrısı
TEKEL’de direniş günlüğü...
Türk-İş’ten 1 saatlik
iş bırakma kararı
Patronlar işçi öldürür,
mahkemeler serbest bırakır!
TÜİK il bazında işsizlik rakamlarını açıkladı..
Esenyurt-Avcılar polisi devrimci sınıf faaliyetine saldırıyor
Entes’te direniş güncesinden
İşçilerden köprü ve Taksim eylemi
Volkan Yaraşır’ın Parti etkinliğinde yaptığı konuşma...
19 Aralık Katliamı lanetlendi! 
Genç-Sen 3. Olağan Genel Kurulu Ankara’da toplandı!
DLB’lilere gözaltı ve işkence
Katiller düzeninden hesap soralım!
Onlar, Kürt halkına düşman...
Köhnemiş sistemin çürümüş oyunları
Yunanistan’da kapitalist sistem iflasın eşiğine dayandı.
Almanya’nın gündeminden
Kunduz bombardımanı düşmüyor!
Ulusal soruna devrimci yaklaşımın paradoksları - 4 M. Can Yüce
Hasta tutsaklara özgürlük!
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Yunanistan’da kapitalist sistem iflasın eşiğine dayandı…

Kazanımları koruyup geliştirmenin
tek yolu sosyalizmdir!

Kapitalizmin küresel krizinin pekiştirici etkisiyle, 11 milyon nüfuslu Avrupa Birliği (AB) üyesi Yunanistan’da rejim iflasın eşiğine dayandı. Dış borçların 300 milyar avroya ulaştığını açıklayan Pan-Helenik Sosyalist Parti (PASOK) lideri Başbakan Yorgo Papandreu, iflasın üstesinden gelebilmek için “milli birlik” çağrısı yaptı.

Bütçe açığının yüzde 12.7, büyüme oranının eksi yüzde 0.5 olduğu, işsizliğin ise yüzde 9’u aştığı Yunanistan’da, 2010 yılı için 60 milyar avroluk ek borca ihtiyaç olduğu bildiriliyor.

Ekim ayında işbaşına gelen PASOK hükümeti, iflasın eşiğindeki rejimi “kemer sıkma” politikalarıyla kurtarmanın yollarını arıyor. Kapitalist sistemin dolaysız sonucu olan iflasın faturasını işçi ve emekçilerin sırtına yıkmaya hazırlanan hükümet, işinin zor olduğunu bildiğinden “milli birlik” ipine tutunma çabasında. Ancak bu ucube söylemin Yunanistan işçi ve emekçilerine yutturulması kolay değil. Nitekim mücadele geleneği güçlü olan bu ülke işçi ve emekçilerinin, daha ilk adımda saldırıya grevle karşılık vermeleri, Papandreu yönetiminin derin açmazının işaretlerini şimdiden vermiş bulunuyor.

Rejimin iflasını resmen ilan ettiği konuşmasında, “herkesi Yunanistan’ın yeniden inşası için milli gayret göstermeye davet eden” Papandreu, “önümüzdeki 3 ay içinde onlarca yıldır yapılmayanları yapmak üzere kararlarımızı alacağız” şeklinde konuştu.

“Çok büyük bir bütçe açığı olduğunu” söyleyen Papandreu, “ekonomik çıkmazın 1974’ten sonra ilk defa ulusal egemenliği tehdit ettiğini” açıkladı.

Ya değişiriz ya da batarız” sloganının her zamankinden daha fazla gündemde olduğunu belirten Papandreu şöyle konuştu: “Ufak çaplı tamirattan söz etmiyoruz. Her alanda adil değişikliklere gideceğiz. Birçok düzenleme can acıtacak. Hepimiz huzurumuzdan vazgeçmeliyiz. Düşük ücretliler ile orta sınıfı ise destekleyeceğiz.”

İflasın vardığı nokta, faturanın tümünü işçi ve emekçilerin sırtına yıkma olanağını ortadan kaldırdığı için “yolsuzlukları bitirme, devlet harcamalarında radikal kesintiler yapma, KİT yöneticilerinin maaşlarını yüzde 50 indirme, vergi kaçakçılığı ve kayırmacılığının önüne geçme, silah harcamalarında kesinti yapma” gibi önlemlere de başvurulacağını belirten Papandreu, “faturayı tüm millet ödeyecek” yanılsaması yaratmaya çalışıyor.

“Hepimiz huzurumuzdan vazgeçmeliyiz” edebiyatı yapan “sosyalist” başbakan, kapitalizmin kaçınılmaz sonucu olan uzlaşmaz sınıf çelişkilerinin üstünü örtmeye çalışıyor. Oysa ne kadar etkili olursa olsun, söylem, varolan olguları ortadan kaldırma gücünden yoksundur. Emekçilerin saldırı ilanını grevle karşılamaları, “milli birlik” söyleminin güçsüzlüğünü de gözler önüne seriyor.

Daha ilk adımda öğretmenler, doktorlar, gazeteciler greve çıktı. Başlangıcı 24 saatlik grevle yapan emekçiler, Yunanistan egemenlerinin PASOK hükümeti eliyle gündeme getirdiği hak gaspları saldırısına karşı başlayacak güçlü bir direnişin habercisi oldu.

PAME, Syriza, Olme gibi ilerici sendika ve birliklerin çağrısıyla gerçekleşen grevle başlayan protesto eylemlerinin, önümüzdeki aylarda yayılması bekleniyor. Nitekim liman işçilerini, memurları, öğretmenleri ve doktorları greve çağıran PAME Sendikası, konuyla ilgili açıklamasında, kapitalizmin dolaysız ürünü olan krizin bedelini emekçilerin ödemesine karşı olduğunu ilan etmiş bulunuyor.

Yunanistan’ın en büyük iki sendikası ilk greve katılmadılar. Ancak saldırının boyutu bu sendikaların sessiz kalmasına fırsat tanımayacak kapsamdadır. Şimdiden tutumlarını gözden geçirme sinyalleri veren sendikaların, saldırının fiilen başlatılması durumunda tabandan gelecek basınca karşı durmaları mümkün görünmüyor.

2010 yılı hedeflerinin, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın yüzde 12,7’si oranındaki bütçe açığını 4 puan azaltmak olduğunu belirten Papandreu, bütçe açığını dört yıl sonra AB normu olan yüzde 3’e çekeceklerini öne sürüyor.

İflasın eşiğine gelen rejimi kurtarmak için saptanan hedeflere ulaşmak zorunda olduklarını ifade eden Papandreu, işçi sınıfı ve emekçilerin kazanımlarına karşı saldırıya geçmek zorundadır. Bu ise, kaçınılmaz olarak Yunanistan’daki sınıf çatışmalarını keskinleştirecektir.

Zira Yunanistan burjuvazisi rejimi iflastan kurtarmaya ne kadar kararlıysa, işçi sınıfıyla emekçi müttefikleri de demokratik sosyal kazanımlarını savunmakta o kadar kararlıdır. Uzlaşmaz sınıf çatışmalarının somut örneğini gösteren bu tablo, işçi sınıfıyla emekçilerin sömürü ve kölelik düzeni kapitalizmi parçalayıp yıkmadan, hiçbir kazanımlarının güvence altına alınamayacağını kanıtlamaktadır.

Her ülkede olduğu gibi, Yunanistan’da da varolan kazanımları koruyup geliştirmenin tek yolu, insanın insan tarafından sömürüsünü ve her tür köleliği ortadan kaldıracak olan sosyalizmi kurmaktır. Bunun dışındaki her çözüm geçici ve iğreti olmaya mahkumdur!

 

Dünyanın dört bir yanından
grevler yükseliyor...

 

İngiltere’deki Fujitsu’da saldırılara grevle yanıt

İngiltere’de Japon elektronik devi Fujitsu’nun çalışanları 18 Aralık günü greve gitti. Grev daha önce hazırlanan grev takviminin başlangıcı oldu. Grev Fujitsu tekelinin 1200 işyerini yok etme ve ücretleri dondurma planlarına karşı yapılıyor. İngiltere’deki Fujitsu’da 26 işyerinde 12.500 kişi çalışıyor.


Nepal’de NBKP/M’nin çağrısıyla 3 günlük grev

Nepal’de, Nepal Birleşik Komünist Partisi/Maoist’in çağrısıyla, hükümeti protesto etmek için ülke genelinde 3 günlüğüne greve gidildi. 20 Aralık günü başlayan grev nedeniyle özellikle başkent Katmundu’da hayat durdu. İşçiler çalışmadı, esnaf dükkânları açmadı, yollara kurulan barikatlar nedeniyle trafik durdu.

Maoistler eylemleri ile hükümeti anlaşma masasına çekmeyi planlıyorlar.


Güney Vietnam’da tekstil işçileri grevi

Güney Vietnam’ın Dong Nai ilinde Çarşamba günü 750 işçi MJ Apparel tekstil firmasında zorunlu mesai ve kötü çalışma koşullarını protesto etmek için greve gittiler. İşçilerin tuvalete gitmeleri dahi sınırlandırılırken ücretler düzenli ödenmiyor.


Yunanistanlı emekçiler tasarruf paketlerine karşı grevdeler

Yunanistan’da, kapitalizmin krizinin bedelini çalışanlara ödetmek için hükümetin kemer sıkma politikalarına karşı işçi ve emekçilerin tepkileri büyüyor.

16 Aralık Çarşamba günü öğretmenler bir günlüğüne greve gitmişti. Perşembe günü de ülke genelinde doktorlar ve gazeteciler 24 saatliğine greve gittiler. Grev nedeniyle radyo ve televizyonlarda haber programları yapılamadı. Hastanelerde acil servisin dışında çalışılmadı. Doktorlar yeni doktor alınmasını da talep ediyor.

Pame, Syriza ve Olme gibi solcu sendikalar ve birliklerin çağrı yaptığı grevle PASOK hükümetinin tasarruf paketleri protesto edildi.

Papandreu, içinde debelendikleri kriz nedeniyle milli birlik çağrısı yapmış ve 2013 yılında bütçe açığını yüzde 12’den yüzde 3’lere çekmeyi vaat etmişti. Papandreu krizin faturasını işçi ve emekçilere yıkmak için, herkesin sorumluluk üstlenmesi gerektiğini söyleyerek kemer sıkma önlemleri açıklamıştı.