25 Aralık 2009
Sayı: SİKB 2009/49

 Kızıl Bayrak'tan
TEKEL direnişi, sorunlar ve görevler.
Direnişçi TEKEL işçileri
yol gösteriyor!
Düzen sınırlarını aşmayan her yol
tasfiyeye götürür!
Emekçi Kadın Komisyonları’ndan TEKEL işçileriyle dayanışma çağrısı
TEKEL’de direniş günlüğü...
Türk-İş’ten 1 saatlik
iş bırakma kararı
Patronlar işçi öldürür,
mahkemeler serbest bırakır!
TÜİK il bazında işsizlik rakamlarını açıkladı..
Esenyurt-Avcılar polisi devrimci sınıf faaliyetine saldırıyor
Entes’te direniş güncesinden
İşçilerden köprü ve Taksim eylemi
Volkan Yaraşır’ın Parti etkinliğinde yaptığı konuşma...
19 Aralık Katliamı lanetlendi! 
Genç-Sen 3. Olağan Genel Kurulu Ankara’da toplandı!
DLB’lilere gözaltı ve işkence
Katiller düzeninden hesap soralım!
Onlar, Kürt halkına düşman...
Köhnemiş sistemin çürümüş oyunları
Yunanistan’da kapitalist sistem iflasın eşiğine dayandı.
Almanya’nın gündeminden
Kunduz bombardımanı düşmüyor!
Ulusal soruna devrimci yaklaşımın paradoksları - 4 M. Can Yüce
Hasta tutsaklara özgürlük!
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Davutpaşa iddianamesi
Ağır Ceza Mahkemesi’nde...

Davutpaşa patlamasında hayatını kaybedenlerin yakınları, 19 Aralık günü, 26. kez Taksim Tramvay Durağı’nda adalet istedi.

Eylemde, “Davutpaşa’yı unutmadık unutturmayacağız” pankartı ile Davutpaşa’da yaşamını yitirenlerin isimlerinin bulunduğu pankart açıldı. Basın metnini patlamada yaşamını yitiren Gülhan Çabuk’un eşi İdris Çabuk okudu.

Çabuk, açıklamaya göçük altında hayatlarını kaybeden işçileri anarak başladı. Çabuk, işgüvenliğinin önemsenmemesinin sonuçlarını, işçi ve emekçilerin hayatlarıyla ödemeye devam ettiğini söyledi. Sel felaketi sırasında, kapalı kasa minibüste boğulan 8 işçinin davasındaki 2 görevlinin, daha 2 ay bile geçmeden tahliye edilmesini kınadı.

Çabuk, Cumhuriyet Savcılığı tarafından hazırlanarak, 6. Ağır Ceza Mahkemesi’ne teslim edilmiş olan iddianamenin hakimlik tarafından kabul edildiğini ancak henüz kendilerine ve avukatlarına tebliğ edilmiş bir iddianame ve verilmiş bir duruşma tarihinin olmadığını ifade etti. Bilirkişi raporunda belirtilen isimlerin ve İçişleri Bakanlığı’nın yargılanması için çaba göstermeye devam edeceklerini söyledi.

Kızıl Bayrak / İstanbul

 

 

Çiğli PSAKD’den Maraş anması

Maraş Katliamı İzmir’de düzenlenen etkinlikle lanetlendi. PSAKD Çiğli Şubesi 20 Aralık Pazar günü Çiğli Belediyesi Meclis Salonu’nda “Katliamı unutmadık, unutturmayacağız!” şiarıyla bir anma etkinliği gerçekleştirdi. Salonda “Maraş katliamının sorumluları yargılanmalıdır. Katiller halka hesap verecek!” ve “Aleviyiz, haklıyız, kazanacağız!” şiarlı pankartlar yer aldı.

Etkinlikte açılış konuşmasını yapan PSAKD Çiğli Şube Başkanı Türkan Doğan, aralık ayının katliamlar ayı olduğunu ve sömürücü egemenlerin sınıflar mücadelesinin önüne geçebilmek için sık sık katliamlara başvurduğunu belirtti. Bursa’da gerçekleşen grizu patlamasına da değinerek, açlığın ve yoksulluğun bu halka dayatıldığını Alevi-Sünni, Türk-Kürt ayrımları yapılarak devletin provokasyonlar yarattığını ifade etti.

Ardından ‘78 yılında Maraş katliamını yaşayan bir tanık kürsüye çıkarak, yaşadıklarını ve hissettiklerini paylaştı.

Anma etkinliği derneğin bağlama kursiyerlerinin dinletisi ve semah gösterisi ile devam etti.

Anma etkinliğine Şair Asım Gönen  ve araştırmacı-yazar Bilsen Başaran da katıldı.

Kızıl Bayrak / İzmir

 

 

Emekliler sağlıklı yaşam istiyor


DİSK’e bağlı Tüm Emekliler Sendikası (Emekli-Sen) Adana Şubesi ve Adana Tabip Odası, emeklilerin sağlıklı yaşam koşulları içinde yaşamalarının masaya yatırılacağı Sağlıklı Yaşam Konferansları’nın duyurusu için ortak basın toplantısı düzenledi.

Adana Tabip Odası’nda gerçekleştirilen toplantıda konuşan Dr. Rıza Mete, bir emek örgütü olarak her zaman için emeklilerin yanlarında olduklarını belirterek 60 yaş ve üzeri emeklilerin daha sağlıklı bir şekilde yaşamlarını sürdürebilmeleri için bu konuda bilgilendirme konferansları yapacaklarını ifade etti.


Kızıl Bayrak / Adana

 

 

2010’a doğru H1N1’de ne durumdayız?

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Pandemik Bilimsel Danışma ve İzleme Kurulu “2010’a doğru H1N1’de Türkiye’nin ne durumda olduğunun” değerlendirildiği raporunu İstanbul Tabip Odası’nda 22 Aralık günü düzenlediği basın toplantısı ile sundu. Hükümeti, bir kez daha “sosyal devlet sorumluluğunu hatırlamaya ve salgın sürecini sağlık ve yaşam haklarına uygun biçimde yönetmeye” çağırdı.

Basın açıklamasını Feride Aksu Tanık gerçekleştirdi. “Tedavi hizmetlerine erişim vatandaşlık hakkı olmalıdır” diyen tanık, Sağlık Hakkı – Yaşam Hakkı – Sosyal Devlet Anlayışı’nın, sağlık kurumlarına başvuruda alınan katkı ve katılım paylarının kişilerin ekonomik durumlarının dışında, sağlık hizmetleri üzerinde de yükü olduğunu belirtti. Özellikle güvencesi olmayan hastaların bu nedenle Acil Servislere başvurmayı tercih ettiğini, bunun ise acil servislerin hasta yükünü arttırdığını ifade etti.

Sosyal güvencesi olmayanların ilaca erişimi konusunda da ciddi sorunlar yaşandığını söyleyen Tanık, “Oysa Umumi Hıfzısıhha Kanunu’nun ilgili maddeleri ülkede bulaşıcı hastalık salgını çıktığında Sağlık Bakanlığı’nın yetki ve sorumluluklarını tanımlamaktadır” dedi.

“Sağlık Bakanlığı’nın katkı ve katılım paylarını kaldırması kaçınılmazdır” diyen Tanık, Sağlık Bakanlığı’na yeniden çağrıda bulunarak, devletin “küresel salgın” karşısında, özellikle de desteğine ihtiyaç duyan yurttaşlarını özenle koruması gerektiğini, bu talebin keyfi değil, evrensel düzeyde kabul edilmiş olan “sağlık ve yaşam hakları” ile ilgili temel bir gereklilik olduğunu söyledi. Devletin temel ilkelerinden biri olan “sosyal olma niteliği”nin göz ardı edilmemesini ve bir an önce katkı ve katılım paylarının kaldırılmasını istedi.

Kızıl Bayrak / İstanbul