<

03 Eylül 2010
Sayı: SİKB 2010/36

 Kızıl Bayrak'tan
Referandum sonrası yeni dönem…
Referandum aldatmacası sona erdi, sınıf mücadelesi sürüyor!
Baskı ve tehditlere rağmen Kürdistan’da boykot kazandı
HPG gerillalarının katledilmesi protesto edildi
Anadilde eğitim için
kampanya
Şerzan Kurt cinayetinde
polisten sahte tutanak
KPSS rezaletinin
faturası emekçiye kesildi!
UPS direnişinin kazanması için
UPS direnişi dayarnışma ile büyüyor...
İşçi ve emekçi hareketinden...
Tuzla’da umutları dirilten direniş: BETESAN
Zorlu mücadele süreci ve görevler
MİB’den MESS önünde
TİS eylemi!
İş kazaları ve
cinayetleri durmuyor
Kapitalizm geleceksizlik üretiyor
Filistin-İsrail temsilcileri doğrudan görüşmelere başladı
Fransa’da işçi ve emekçiler ayakta
Foxconn patronu konuştu: İnsan öğüten fabrikalarda “insan sevgisi”!
Dünyadan işçi ve emekçi eylemleri
Köln’de 12 Eylül sempozyumu ve
Yılmaz Güney anması
Kadın sözkonusu olunca sermaye devleti 3 maymunu oynuyor
Referandum sonuçları
üzerine…-M. Can Yüce
Tutsak BDSP’lilerden mektup.
Tekirdağ F Tipi’nde
hak ihlalleri sürüyor
Allianoi: Bir varmış, bir yokmuş
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Kadın sözkonusu olunca sermaye devleti 3 maymunu oynuyor

Gazetelerin 3. sayfalarında hemen her gün kadına yönelik şiddet olaylarına dair haberlere yer veriliyor. Töre cinayeti, taciz, tecavüz, dayak ya da kocası tarafından katledilen kadınların haberleri... Sıradanlaşan bu haberlerin ortak noktası ise kadınların “kader”inin yıl ve yıl hiç değişmemesi. Polis ve jandarmanın, ‘Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddet’ verileri de “toplumsal olaylarda” şiddetin hedefinin kadın olduğunu teyit ediyor. Özellikle cinsel istismar ve taciz olaylarının son iki yılda tavan yapması dikkat çekiyor.

Kadına yönelik şiddet her yerde

‘Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddet’ verilerinden yansıyanlar kadınlara yönelik fiziksel, ekonomik, psikolojik şiddetin yaşamın her alanında temel bir sorun olduğunu ve bu sorunun derinleşerek sürdüğünü gösteriyor.

2004-2010 yılları arasındaki rakamlar, İstanbul’da her gün yaklaşık 90 suçun işlendiğini gösterirken bu olaylarda 39 kadının mağdur olması sermaye devletinin kadına yönelik bakış açısını ortaya sermeye yetiyor. Cinayet, tecavüz, cinsel istismar, namus cinayeti, yaralama, fuhuşa teşvik ve darp işlenen suçlar arasında yer alırken, kadına yönelik şiddeti engelleme yönünde sermaye devleti tarafından herhangi bir adım atılmıyor. Aksine devlet emniyetinden yargısına bütün kurumlarıyla şiddeti üreten zemini kendisi besliyor. Suçu işleyenleri ise cezasızlıkla ödüllendiriyor ve kadına yönelik şiddeti bizzat kendisi teşvik ediyor.

2004: 103 cinayet

2004 yılında meydana gelen 24 bin 995 olayda 4 bin 889 kadın mağdur oldu. 20 kadın töre ve namus cinayetine kurban giderken, 103 kadın öldürüldü. Bin 662 kadın ise işlenen diğer suçların mağduru oldu.

2005: 124 kadın öldürüldü

2005 yılı İstanbul’da işlenen 32 bin 245 “suç”ta, 8 bin 844 kadın mağdur oldu. 7 kadın töre ve namus cinayetine kurban giderken, 124 kadın öldürüldü. 3 bin 201 kadın ise daha farklı suçların mağduru oldu.

2006: 10 bin 802 kadın mağdur

2006 yılında kişilere karşı 30 bin 319 suç işlendi. Bu olaylarda 10 bin 802 kadın mağdur oldu. 16 kadın töre ve namus cinayetine kurban giderken, 125 kadın öldürüldü. 3 bin 820 kadın darp edildi. 2 bin 500 kadın ise farklı suçların mağduru oldu.

2007: 129 tecavüz

2007 yılında kişilere karşı 29 bin 723 suç işlendi. Bu olaylarda 13 bin 205 kadın mağdur oldu. 34’ü namus cinayeti olmak üzere 89’u öldürüldü. 129 kadına tecavüz edildi. 2 bin 704 kadın daha farklı suçların mağduru oldu.

2010: 7 ayda 12 bin kadın mağdur oldu

2010 yılının ilk 7 ayında kişilere karşı 22 bin 141 suç işlendi. Bu olaylarda 12 bin 17 kadın mağdur oldu. 3 kadın töre ve namus cinayetine kurban giderken, 28 kadın öldürüldü. 6 bin 978 kadın kasten yaralandı. 281 kadın cinsel saldırıya uğrarken, 3 bin 167 kadın tehdit mağduru oldu. 76 kadın fuhşa zorlanırken, 936 kadın cinsel taciz mağduru oldu. 291 kadın ise aile içi şiddete maruz kaldı. 257 kadın ise farklı suçların mağduru oldu.

Kapitalist sömürü düzeninin kadına yönelik suç defterinin yalnızca bir bölümünü oluşturan bu veriler kadının maruz kaldığı şiddetin vahametini ortaya koyuyor. Referandum oyununda kadına yönelik pozitif ayrımcılık üzerinden koparılan yaygaranın ise bir safsatadan ibaret olduğu böylece bir kez daha görülüyor. Zira var olan kanunlar dahi uygulanmıyor, kadınlar mahkeme salonlarından, karakollardan şiddet uygulayan eşlerinin kollarında ölüme gönderiliyor.



Sakine için eylem!

İzmir KESK Kadın Platformu 14 Eylül günü saat 18.30’da Eski Sümerbank önünde Sakine Mohommed Aştiyani için basın açıklaması gerçekleştirdi.

2006 yılndan beri iran Tebriz hapishanesinde tutulan 43 yaşındaki iki çocuk annesi Aştiyani’ye recm cezası verilmişti. Oluşan baskılar sonucu bu cezasının geri alındığının belirtildiği açıklamanın devamında idam cezasının da kaldırılması istendi. 22 yaşındaki oğlu Secad Gaderzade tarafından dünyaya duyurulan davanın devam ettiği belirtildi. Dine dayalı neoliberal politikaların hakim olduğu ülkelerde kadın cinsine yönelik ayrımcılığın halen sürdüğü vurgulandı.

Eylem atılan sloganların ardından bitti.

Kızıl Bayrak / İzmir