Geride kalan bir yılın ardından...
Gençliği devrim mücadelesine kazanmak için şimdi daha güçlü, daha deneyimli ve daha iddialıyız!..
Yıllardır kapitalist köleliğe karşı verilen devrimci sınıf mücadelesinin mirasçısı olan genç komünistler, bu topraklarda sosyalizm özleminin, kapitalist köleliğe duyulan öfkenin yanı sıra devrime olan inancın simgesi olmaya devam ediyorlar.
Tüm dünyada önü alınamayan ABD terörizmi kendi baskı ve hegemonya gücünü artırırken; emperyalizm önüne gelen tüm engelleri askeri müdahalelerle kaldırırken; baskı, sömürü ve barbarlığa dayalı bir sistem tüm çarkları ile işçi ve emekçileri öğütürken yola çıkmak, hele hele kapitalist kâr hırsına dayalı bu zalim sistemi yıkmak hedefinde olmak, devrim mücadelesinin kaçınılmazlığını anlatır.
Üniversitelerde gençliğin örgütlenmesi hedefiyle çalışma yürüten genç komünistler açısından geride bıraktığımız dönem, değerlendirme konusu yapılmak zorunda. Buradan çıkarılacak sonuçlar ile geleceğin kucaklanması daha da kolaylaşacaktır.
Kitleleri kendi talepleri doğrultusunda örgütlemek, alana çıkarmak ve mücadeleye kazanmak olduğunun bilinciyle hareket eden genç komünistler, geçen bir yılı esası yönünden kazanmışlardır. Üniversitelerde her türlü gündeme anında müdahale etmeye çalışan, bu müdahalesini düzenli bir işleyişe oturtan, sistemli faaliyeti ile kitleleri kuşatan, yarattığı araçlarla gençlik içinde güç olan genç komünistler, bu kazanımların onları ileride gençlik içinde önemli bir yere getireceğinden hiç kuşku duymamaktalar. Harcanan bunca emek, örülen bunca çalışma, bulunduğumuz her alanda bizi ve çalışma alanlarımızı devrimci mücadeleye yaklaştıran birer adım olarak karşımıza çıkacak. Kazandığımız her mevzi, sistem karşısında kurumsallaşmış her çalışmamız, devrim mücadelemizin ve kile çalışmamızın volan kayışları olacaktır.
Şimdi biz genç komünistler geride bıraktığımız bir yılı bu bakışla irdelemeli, çıkarılacak dersleri doğru okumalıyız. Eksikliklerimizi, hatalarımızı ve zaaflarımızı bugünden görmek, bunları düzeltmek için adım atmak ertelenemez bir görev olarak duruyor önümüzde. Çalışmanın toplam bir tablosunu yansıtma gibi bir kaygısı bulunan bu yazı, olumlu örnekleri de ileride yararlanacağımız birer rehber olarak önümüze koyma iddiasını da taşıyor.
Dönem açılışı ve bir örnek çalışma
Dönemin açılışı ile birlikte genç komünistler, denilebilir ki bulundukları tüm yerellerde gündemin yakıcılığına da yaslanarak hızla çalışmalarına başladılar. Yaz dönemini de mücadele imkanı olarak değerlendiren genç komünistler, hiçbir duraksamaya yer vermeden çalışmalarına dört elle sarıldılar.
Üniversiteler açıldığı andan itibaren sistemli bir şekilde kitlelere giden genç komünistler, denebilir ki, bu koşuşturmanın en önemli adımını ODTÜ yerelinde bir şenlik örgütlemekle attılar. ODTÜ Ekim Gençliğinin yalnızca kendi güçlerine dayanarak hazırladığı bu alternatif etkinlik ve öncesinde yapılan çalışma, genç komünistlerin yapabileceklerinin küçük ama başarılı bir örneğini oluşturması açısından anlam taşıyor. Günler öncesinden çalışmaya başlayan genç komünistler, tüm okulu bu etkinliğin duyuruları ile donattılar. Yurt, amfi ve birebir konuşmalar ile hazırlıklarını tamamlayan komünistler, yaklaşık 200 kişinin katıldığı bir etkinlik gerçekleştirdiler. Okulun açılmasıyla daha tatil psikolojisinden kurtulamayan birçok örgütlü insandan daha hızlı hareket etmenin geriside, diğer kazanımların yanı sıra genç komünistlerin yaz çalışmasından aldıkları deneyim ve inisiyatifli hareket etme olgusu var.
Seçim çalışmalarına etkin katılım
Seçim çalışmaları sırasında tüm yerellerde belirli sınırlılıklarla da olsa anlamlı çalışmalar ortaya konuldu. Adana, Ankara, İstanbul ve İzmirde seçim çalışmalarının yüküne ortak olan genç komünistler, İstanbul, Ankara ve Adana yerellerinde denebilir ki seçim döneminin en iyi çalışmasını yürüttüler. Seçim döneminin olumsuz yanı ise, taşra üniversitelerindeki yoldaşlarımızın bu dönemi çok verimli geçirememiş olmalarıdır.
Seçim döneminde genç komünistler, hem üniversitelerde, hem de il genelinde yapılan tüm çalışmaların ileri birer parçası haline gelirlerken, bu vesile ile işçi ve emekçilerle diyalog kurma şansını da yakalamışlardır. Dağıtılan onbinlerce bildiri, yapılan binlerce afişte genç komünistlerin de emeği bulunmaktadır.
Toplamında seçim çalışmasının tüm gençlik güçleri üzerindeki etkisi ve toparlayıcılığı ortadadır.
Emperyalist savaş dönemi
Savaş dönemi de genç komünistler açısından çok olumlu değerlendirilmiş bir dönemdi. Savaş döneminde, önderliğin kitleden kopuk hareket etmek demek olmadığı, kitleleri harekete geçirecek araçların yaratılmasından tutun da, alana çıkarılmasına kadar bir bütün olarak algılanması demek olduğu ispatlanmıştır.
Genç komünistler hemen hemen bulundukları tüm yerellerde emperyalist savaş karşıtı platformlar oluşturmuşlar ve eylemli bir süreci önlerine koymuşlardır.
Savaş dönemi çalışmalarından örnek alınabilecek bir yerel alan olarak İstanbul öne çıkmaktadır. Gerek muhalefetin kalbi olması açısından, gerek kitle hareketinin en gelişkin dinamiklerini içinde barındırması açısından öne çıkan İstanbul; buradaki çalışmamızın düzeyi ile örnek alınmaya hak kazanmıştır. Savaş döneminde öne çıkan iki yerel birim olarak ise, Yıldız Teknik Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi platform çalışmalarının düzeyi ve etkisi bakımından önemli bir aşama kaydetmiştir. Dönem dönem iki yerel platformun da koordineli hareket etmesi, önlerine ortak kampanyalar koyması, eylemli bir süreç örmesi ve çıkardıkları bültenler, ortaya koydukları pratikler ve organize ettikleri etkinliklerle (şenlik, piknik vb.) öne çıkmışlardır. Platformların içinde bulunan ve onların etkin bir bileşeni olan İÜ ve YTÜ Ekim Genccedil;liği, önderliğin gerektirdiği açılımları yaparak, hem bulundukları üniversitelerde hem de tüm yerellerde çok iyi örnek olmuşlardır.
Savaş döneminin sonuna doğru platformlar tarafından ortaya koyulan Söz Üniversite kampanyası ve birçok sanatçı ve grupla konuşularak örgütlenen 1 Mayıs pikniği çalışmaların düzeyini göstermesi bakımından anlamlı örneklerdir. 21 Mart boykotunda İstanbul Ekim Gençliği tarafından ortaya konulan inisiyatif ve pratik çalışma, tüm yerellere örnek olabilecek niteliktedir. 21 Mart İstanbul boykotu, denebilir ki; oldu bittiye getirilmeye çalışılan, iki günde bir yapılan ve tüketilen bir boykot çalışması olmaktan çıkarılmış, genç komünistlerin müdahalesi ve bizzat genç komünistlerin çabasıyla Eğitim-Sen ile diğer bileşenlerin bu sürece hızlı katılması sayesinde İstanbuldaki tüm üniversitelerde boykot özüne uygun bir hal almıştır. Burada gösterilen inisiyatif ve iddiada, çalışmalarıız için kuşanacağımız temel bir özellik olarak durmaktadır.
Yine savaş döneminin önemli bir alanı olarak İzmirde de anlamlı çalışmalar ortaya konmuştur. Dokuz Eylül Üniversitesinde kurulan platform, yaptığı 250 kişilik basın açıklaması ile önemli bir adım atmıştır. Polis saldırısına karşı hazırlıklı olunamaması ve 1 Mayısa çıkışın örgütlenememesi, bu platform tarafından yapılan 250 kişilik eylemin önemini yine de azaltmaz. Henüz yeni bir çalışma alanı olmasına rağmen genç komünistler burada da inisiyatif ve önderliğin gereklerini yerine getirmiş ve platform çalışmasının mimarı olmuşlardır.
Savaş döneminde önemli örnekler olarak taşra illerindeki gelişmeleri de gözlemleyebiliriz. Edirne, Trabzon, Adana, Antakya, Kütahya, Kırşehir, Çanakkale ve birçok ilde genç komünistlerin de içinde olduğu savaş karşıtı çalışmalar örülmüş ve bunlar eylemli bir hatta çekilmeye çalışılmıştır. Savaş dönemi toplam hareketliliğin içerisinde taşradaki yoldaşlarımız da geri durmamış, bu eylemli sürecin örgütleyicisi olmuşlardır. Genç komünistlerinde içinde olduğu Trakya Üniversitesi Öğrenci Platformu, 1 Mart eylemine kitlesel bir katılım gerçekleştirmiştir. Trakya gençliğinin soluğunu Ankaraya taşıyan platform çalışanları ve genç komünistler, gelecek dönemin taşralarda bir gelişme dönemine sahne olacağının da habercisi oldular.
İç eğitim ve etkinlikler
Genç komünistler, bulundukları tüm yerellerde oluşturulan platformlar, yürütülen kitle çalışması ile birlikte eğitim çalışmaları ve iç etkinliklere de önem verdiler. Ankara Ekim Gençliği; Ankaranın çeşitli üniversite ve liselerine, emekçi semtlerine kadar eğitim çalışmalarını taşıdılar. Bilimsel sosyalizmi kuşanıp partili mücadeleye omuz verme açısından bir adım öne çıktilar.
Yine genç komünistlerin, genel gençlik gündeminin dışında kendi önemli gündemleri de bulunmaktadır. Partinin kuruluşu, Habip, Ümit ve Hatice yoldaşların şehit düştüğü günler, bunlardan sadece birkaçı. Burada da Trabzon Ekim Gençliğinin çalışması dikkat çekmektedir. Hatice yoldaşın ölüm yıldönümünü bir etkinlikle birleştiren yoldaşlarımız, bu konuda gereken inisiyatif ve müdahalenin gereklerini yaptılar. Trabzon Ekim Gençliğinin bu çalışması taşralardaki faaliyetimizin de düzeyini ifade etmesi açısından oldukça anlamlıydı. Hatice yoldaşın gülümsemesini kuşanan genç komünistler, bu gülümsemeyi Trabzona taşıdılar.
Yine tüm eksikliklerine rağmen İstanbul Ekim Gençliğinin ALGP ile birlikte organize ettiği Mayıs şehitleri anması, tüm devrim şehitlerinin anıldığı bir etkinliğe dönüştürüldü.
1 Mayıs çalışmaları
1 Mayıs çalışmalarını da anlamlı bir düzeye vardıran genç komünistler, tüm yerellerde binlerce bildiri dağıtmış, yüzlerce afiş yapmıştır. Gençlik kitlelerini kuşatan bir çalışma tarzı ve temposu ile hareket eden genç komünistler, işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayısa da en iyi biçimde hazırlanarak mitinge anlamlı bir katılım gerçekleştirdiler. İstanbulun birçok üniversitesinden alana gelen ve iki ayrı platform pankartı arkasında yürüyen genç komünistler, Çağlayan Meydanını sloganları ve kızıl bayrakları ile kızıllaştırdılar. Ankarada dört ayrı üniversiteden platform pankartıyla alanı dolduranlar, DTCFden sarkıtılan pankartla binlerin coşkusunu ikiye katlayanlar, gençliğin içinde ve en önünde yer alanlar genç komünistlerdi. Yine genç komünistlrin de içinde bulunduğu KTÜ öğrencileri pankartı arkasında yürüyen 120 kişilik kitle, gerek attığı sloganlar, gerekse alandaki disiplinli duruşu ile düzen güçlerine Trabzondan verilen en anlamlı cevap olmuştur. Yine Çanakkalede gerçekleştirilen 1 Mayıs eylemine genç komünistlerin de aralarında bulunduğu devrimci demokrat öğrencilerden oluşan 100 kişilik bir kitle katılmıştır.
Genç komünistlerin de içinde bulunduğu Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Öğrenci Platformu da 1 Mayısta alanda yerini aldı. Çalışmalarına geç başlanması önemli bir katılım olmasını engellese de, Kütahyada ileriki süreçler için anlamlı bir adım oldu.
Anti-faşist mücadelede de en önde
Gençlik hareketi yükseldikçe, ileri gençlik kitlesinin arayışları ve rahatsızlıkları arttıkça, sermaye sınıfı da bunun önünü almak için çalışmalarını hızlandırıyor. Azılı faşistleri öğrenci gençlik hareketinin üzerine salan sermaye ve uşakları öğrenci gençliğe pervasızca saldırıyor.
Genç komünistler, bulundukları tüm alanlarda kendilerine çalışma yaptırmayacak hiçbir güç tanımıyorlar. Eli kanlı faşistlerinden ADKF/Türk Soluna, ÖGBsinden polisine kadar tüm aygıtları ile öğrenci gençlik hareketine saldıranlar, geçen sayımızın kapak şiarında belirttiğimiz gibi, bir bir Yanıtlarını alacaklardır!..
Öğrenci gençliğin savaş dönemi öne çıkışlarını törpülemek için taşra illerinde devrimcilere saldıran faşistler de bir süredir devam eden suskunluklarını bozmuş oldular. Devrimci gençlik mücadelesinin tüm mirasını sahiplenen genç komünistler, bu mücadeleye karşı yapılan her saldırıya göğüs gereceklerdir. Nasıl anti-emperyalist ve anti-kapitalist mücadelede en önde duruyorsak, anti-faşist mücadelede de en önde duracağız.
Edirnede genç komünistler bu sözlerimizi somut olarak ispatlamışlardır da. Dönem başından beri süren faşist saldırılar, genç komünistlerin de içinde bulunduğu ve bizzat yaratıcılarından biri olduğu mücadele hattı ile geri püskürtülmüştür. Genç komünistler, faşist saldırıların faaliyetimizi engellemeye dönük olduğunu unutmamışlar, anti-faşist mücadeleyi çatışma ve cezalandırma tartışmasına indirgememişlerdir. Sürekli kendi meşruluklarına yaslanarak hareket etmişlerdir.
Edirnede bir dönem önce geride bırakılan bu gerginlik, bu kez Çanakkaleye sıçramış, burada da gereken cevap verilmiş, devrimci çalışma engellenememiştir. Genç komünistler, burada da devrimci dayanışmanın gereklerinden kaçınmamışlardır. Çanakkalenin ardından Eskişehire de taşınan faşist saldırılar, burada da gereken cevabı almıştır. Genç komünistlerin de içinde bulunduğu öğrenciler, faşistlerin saldırısına karşı basın açıklaması yaparak kamuoyunu bilgilendirmişlerdir.
Son olarak Ankarada bir provokasyon yaşanmıştır. DTCFde Ekim Gençliği, AGD ve ÖEPin ortak düzenlediği şenliğin ardından faşistler DTCFye Mehter Takımını sokmuşlardır. İdare ve polisin desteğiyle gerçekleştirdikleri bu rezalete polis barikatının yanından bir gün boyunca ayrılmayarak yanıt veren öğrenciler, dışardan gelen arkadaşlarının da desteğiyle akşam saatlerinde okuldan toplu çıkış yapmışlar ve 600 kişilik kitle sloganlarla Yüksele yürüyerek basın açıklaması yapmıştır. Eylem boyunca toplam inisiyatifi elinde tutan genç komünistler, güne damgalarını vurmuşlardır.
Parti bayrağı daha daha yukarı!
Genç komünistler devrim mücadelesinin ihtiyaçlarına dayalı şekillenen faaliyet tarzları ile gençlik içinde Parti bayrağının daha da yükseltilmesinin güvencesi olacaklardır. Geçen dönem gerçekleştirilen kampanyalar ve örgütleme çalışmaları meyvelerini vermeye başlamış, genç komünistler gençlik hareketi içinde hem nicel, hem nitel olarak gelişme göstermişlerdir.
Gençlik hareketine önderlik etmenin tüm sorumluluğuna aday olan komünistler, geride bıraktıkları bir yıl sonunda kendi pratiklerini değerlendirdiler. Bu değerlendirmelerin ışığında eksikliklerini tamamlayacak ve yeni döneme daha örgütlü girecekler. Böylece çalışmalarının karşılığını alacaklar. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın.
Yaz dönemin de sömürünün nasıl tatili yoksa genç komünistlerin de tatili olmayacaktır. Geçmiş bir yılın kazanılması gelecek yılın da kazanılmasının garantisidir.
Gençliği kuşatmak ve devrim mücadelesine kazanmak için kavga alanlarına!..
|