Zindandan mektup...
Cezaevindeki genç yoldaşlarımızın yazdıklarını yayınlamaya devam ediyoruz. Özgür yoldaşı ve zindanlardaki tüm devrimci tutsakları devrimci coşkumuzla kucaklıyoruz...
Güneşe sevdalıydık
Güneşe tutkunduk
Yüreklerimizin her dağlanışında
Bizler için doğacaktı güneş
Yüreklerimizi ısıtan
Güneşe tutkun ve sevdalıydık
Kavga sıcaklığıyla almıştık
Barikatlardaki yerlerimizi
Ellerimizde Kızıl Bayraklar
Komüncülerden öğrenmiştik direnmeyi
Her tüfek doğrulduğunda barikatlara
Canlarımız birer birer düşerdi toprağa
Filiz olup yeşerecekti canlarımız
Boy boy olacaktı başaklarımız
Karanlık gecenin sessizliğinde
Ay ışığında yıldızları seyrederken
Her yeni günün kızıl şafağı bizler için
doğacaktı...
Ö. Yaman
Sevgili ... yoldaş, merhaba;
Her zaman sana ayrı bir mektup yazayım diyordum, bir türlü yazamıyordum. Sonradan bunun bir tembellik olduğunu düşündüm. Sonradan kendime kızdım. Senin gibi bir yoldaşa mektup yazmak gerçekten çok hoş. Çünkü seninle kısa da olsa birlikte mahpusluk yaşadık. Bir gün seninle tavuğu terbiye etmiş, domates, soğan vs. tüpte pişiriyorduk. Bir yandan da türkü söylüyorduk. Ne kadar da söylesek, fazla beceremiyorduk. Bir ezgiye başlıyorduk, hep de yarım kalıyordu. Çünkü tamamını bilmiyorduk. Bildiklerimizi de kendi tarzımızca söylüyorduk. Öte yandan gökyüzünde yıldız arardık, bulamazdık. Gördüğümüz de ise yıldızlara bakar ve farklı duygular yaşardık. Hep aynı şeyler üzerine düşünürdük. (...)
Aradan geçen bunca zaman da, hep selam yolladım. Sense arada bir yazdın. Ve yoldaş sıcaklığını yine her zaman olduğu gibi hissettim. (...)
Şimdi ise dışarıda öyle güzel kar yağıyor. Her yağmur ya da kar yağdığında, yağan yağmur ve kar taneleri gönderdiğiniz sıcak selamları iletiyorlar bana. Ve kar taneleri birbirleriyle yarışıyor. Hangimiz önce ineceğiz diyerekten.Ve milyarlarca yürek dolusu sıcak selamlarınızı alıyorum.
(...) Sınıf cephesinden yaşanan gelişmeleri sınırlı da olsa ilgiyle izliyoruz. Şu ara gazetenin hemen her sayısı elimize ulaşsa da kavganın kokusunu alanda solumak gibi değil. Özelleştirmelerin ve kölelik yasasının sınıfın öfkesini kabartacağını tahmin ediyorduk, ancak sendika ağalarının (ham de patronlardan daha başarılı) engellemeleri bizi kaygılandırıyordu. Oysa Ankara mitingi belli açılardan farklı geçmiş gibi görünüyor. Bir kez Türk-İş tabanından rahatsız olmaya başlamış ki, binlerce işçiyi kandırmak için bile olsa alanda buluşturdular. Bütün olumsuzluklarına rağmen bu sınıf devrimcileri için önemli bir imkan olmalı. Sanırız buna uygun değerlendirilmiştir. Pankartımızın indirilmesine bizden başka tepki gösteren oldu mu bilemiyoruz? Ama indirememiş olmaları işçilerin gözündeki yerimizi güçlendirmiştir. Saldırılar devam ediyor, elbette yanıtımızı da veriyruz, vereceğiz.
(...) Yine gazetede özel okullara öğrenci verilmesi ile ilgili genç komünistlerin bir yazısı çıkmıştı. Bu konuyla ilgili neler yapılıyor. Günlük basında çok sınırlı açıklamalar var, ama biz sizin ne yaptığınızı öğrenmek istiyoruz. Öğrenci hareketi YÖK Yasa Tasarısına karşı oldukça ciddi çıkışlar yapmıştı. Bunu kolay yutmaz herhalde.(...)
Bir dahaki mektupta görüşmek üzere, yüreğimin tüm sıcaklığıyla hepinizi kucaklıyorum.
Sevgilerle
Özgür Yaman
Haymana Kapalı Cezaevi
|