Ortadoğuda yeni Yol Haritası dayatması...
Herşeye rağmen intifada sürüyor!
Emperyalistler yıllardır Filistin direnişini boğmaya çalıştılar. Ancak her defasında taş generallerin dinmez öfkesi ile karşılaştılar. Bundan iki yıl önce, Kasap Şaronun Mescidül Aksayı ziyareti ile başlattığı saldırı ve katliamlar zinciri bir kez daha direnişle, ikinci intifada ile karşılanmıştı. İlk günden beri, İsrail siyonizminin Filistin halkına yönelik katliamlarına kayıtsız kalan ABD emperyalizmi için bu katliamlar, 11 Eylül olaylarının ardından bir olanağa dönüştü. Ortadoğuyu ele geçirme planları yapan ABD için, Filistin direnişinin ezilmesi bir zorunluluk. Çünkü ezilen Ortadoğu halkları, bu direnişten aldıkları güçle kendi direnişlerini örebilirler. Ortadoğuda tam egemenlik için Filistin direnişi bastırılmalıydı. Ancak başaramadılar. Tanklara karşı taş generallerin taş ve sapanları, buldozerlere karşı Rachl Corrie ve barış savaşçılarının yüreği, şimdi başta Irak halkı olmak üzere tüm Ortadoğu halklarının mücadelesine taşındı.
Katliamlarla emellerine ulaşamayan emperyalistler, bugünlerde sahte barış söylemlerinin ardından İsrail siyonizmini yaşadığı açmazdan kurtarmaya çalışıyorlar. Filistin direnişiyle, bir türlü güvenli ve istikrarlı bir ortama kavuşamayan İsrailde başta turizm olmak üzere hemen hemen tüm sektörlerde ciddi krizler yaşanıyor. 1 milyon Yahudinin İsraile yerleşmesi planları yapılırken, ikinci intifadadan bugüne 1 milyon Yahudi İsraili terketmiş durumda.
Sorunun barışçıl çözümü için kolları sıvayan demokrasi havarileri, Ortadoğu Yol Haritası adı altında bir plan önerdiler. Teslimiyetçi Filistin yönetimi tarafından kayıtsız şartsız kabul edilen bu plan, ilk başta reddedilmesine karşın 25 Mayıs tarihinde İsrail kabinesi tarafından da onaylandı. Muhtemelen siyonistler, ABD tarafından bu planın İsrailin çıkarları doğrultusunda hazırlanan bir plan olduğuna ikna edildiler. Zaten 2005 yılına kadar 3 aşamalı bir şekilde Filistin devletinin kuruluşunu öngören planın dayattığı hükümler, direnişi bitirmek için atılan adımlar. İlk ve en önemli dayatması, yıllardır Filistinde kurtuluş mücadelesi veren solcu FHKC ve diğer örgütlerin etkisizleştirilerek direnişin bitirilmesinin amaçlanan planda; İsrailden kendisi için yeni yerleşim yerleri açmayı durdurması istniyor. Bunun ardından ise Filistin seçimleri ve mülteci sorununun BM kararları doğrultusunda çözümü var. Filistin yönetiminden kalıcı tavizler alarak işgali derinleştirmeyi amaçlayan bu planın İsrail tarafından nasıl uygulanacağı da şüpheli. Direnişin sönümlenmesi ile İsrailin daha güçlü saldırılara başlaması daha önce de yaşanmıştı. Bu plan sonucunda tekrar gerçekleşmesi muhtemel olan br durum.
Direnişi boğma planında ilk adım Arafatın etkisizleştirilmesi ile atıldı. Arafat devre dışı bırakılarak başbakanlığa Mahmut Abbasın atanması sağlandı. İktidara gelişinin ardından iki kez Şaron ile görüşen Abbas, aslında Arafatın kendi imajını kurtarmak için atadığı, her türlü teslimiyeti kabul eden bir elçiydi. Abbas teslimiyetçi tutumunu burada da Yol Haritasını kayıtsız şartsız kabul ederek sürdürdü. On yıldır İsrail-Filistin görüşmelerini yürüten ve Arafata yakınlığı ile bilinen Saib Erakatın çağırılmadığı ilk görüşmenin ardından istifa etmesi ise, Arafatın etkisinin Filistin yönetimi içerisinde iyice azalmasına yol açtı.
Emperyalistler ve siyonistler Filistin direnişine yönelik kuşatmalarını her gün arttırıyorlar. İsrail siyonizmi, Mescidül Aksanın Yahudilerin ibadetine açılacağını açıklayarak yeni bir provokasyon hazırlığına girişti. İkinci intifadayı çakan kıvılcım da Şaronun Mescidül Aksayı ziyareti olmuştu. Kuşatmayı derinleştirerek direnişi kırmayı amaçlayan ABD ise, direnişin bölge halkından ve ülkelerinden aldığı desteği engellemeye çalışıyor. ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell, Suriye ziyareti sırasında Beşar Esad Şam yönetimi üzerinde baskı kurarak Filistinli örgütlerin faaliyetinin yasaklanması istemişti. Tehditler karşısında geri adım atan Suriye yönetimi, Filistinli örgütlerin Şamdaki bürolarını kapattı. İktidarları tehditler ile teslim alan emperyalizmin halkları teslim alması ise mümkün gözükmüyor. Filistin direnişin kendisine rehber edinen Ortadoğu halkları, emperyalist-siyonist ittifakın planlarını bozacaklardır.
Aslında ortaya konan Yol Haritası söylemi, intifada ve direnişin siyonistlerin yüreğinde saldığı korkuyu anlatıyor. Her türlü baskı, şiddet ve katliam girişimlerine rağmen kıramadığı direnişi, şimdi o çok katı Şaron da diplomatik yollardan çözmeye çalışıyor.
Canlar pahasına sürdürülen direniş sahte barış planları ile engellenemeyecek. Ortadoğu halklarının geleceği açısından oldukça önemli olan intifada, taş generalleri ile direnişe devam edecektir.
|