Kitaplarda Ermeni düşmanlığı!..
Okullarda ücretsiz ırkçılık dersleri!
İlk kez bu yıl ders kitaplarının ücretsiz dağıtımına başlandı. Sınıflarda ilk günlerde bir kargaşa; kitabı gelenler gelmeyenler... Öğretmenler kitap seçimindeki inisiyatiflerinin ellerinden alınmasından yakınıyorlar. Dağıtılan kitaplar ilk günden itibaren ırkçı içerikleri ile öğretmenlerin yüzünü kara çıkartmadı.
İşin iç yüzü yazılıp çizilmediğinden (çünkü hiç kimse kolay kolay parasız dağıtıma karşı çıkmaya cesaret edemiyor) bütün öğrenci velileri Tayyipe duacı. Bu arada tabii ki özel yayınevleri de. Yayınevlerinin hükümetle aralarında çok özel bir ilişki kurulu. Çünkü bu işten sadece yayınevleri ve hükümet kârlı çıktı. Zira özel yayınevlerine ödenen paralar yine velilerin ödediği vergilerden aktarıldı.
O kadar kârlı anlaşmalar var ki arada. Örneğin kitapların masraflarının bir kısmını karşılamak için reklam alacaklar. Ders kitaplarını artık sermaye devletinin manifestosu sayabiliriz. İç kapakta Sabancı reklamı, yanında İstiklal Marşı. Bu arada kitapları Ülker bastırıyor, okutuyorsa; okul kantininde ancak onun ürünleri satılacak. Mükemmel bir tezgah yani.
Ancak bir terslik çıkması ihtimaline karşı önlem de alınmış: Bu kitaplara gelecek en ufak zarar karşısında veliler fiyatının iki katını ödeyecekler. Ne kadar da zor bir ihtimal, ilkokul çocukları, bir kitaba nasıl olur da zarar verir!..
Ders kitaplarını şekillendiren birinci etken resmi ideolojidir. Bu vurgu temel nitelik taşır. Çünkü bilimsel ve demokratik eğitim talepleri kökenini bu dayatmacı politikalardan alır. Ders kitapları da çocukların kimlik edinme süreçlerinde oldukça önemli bir etkiye sahiptir. Bu önermelere bakarak rahatlıkla söyleyebiliriz ki, resmi ideoloji bu araçları kullanarak bugünden geleceğin tapusunu almaya çalışmaktadır!
Çocukların ırkçı ve bilim dışı yaklaşımlarla beyinlerinin yıkanması yeni karşılaşılmış bir olgu değil. Bu yıllardır kullanılan bir yöntem. Ancak konu Türkiyede yeni tartışılmaya başlandı. Konunun gündeme gelişi ortaöğretim tarih kitapları ve ilköğretim sosyal bilgiler kitaplarına Ermeni sorununun eklenmiş olması. Daha önce de bu konu dışlanmamış, ama gizlenmişti. Yoksa tarih kitapları eskiden beri resmi ideolojinin ve karşı devrimcilerin işgali altındadır. Daha öncekinden farklı olarak bu kez kullanılan dilin amiyaneliği ve ortaya konulan savların iyiden iyiye temelsiz ve gülünç olması, dikkatin bir nebze olsun bu kitaplara çekilmesini sağlamış oldu.
Kitapların içinde Ermeni sorununun işlenişinde birinci dikkat çekici nokta, tehcirin haklılığındaki ısrarcılık. İkincisi ise, ki bu gerçekten ırkçılığın yazılı belgesidir, Ermeni okullarının hedef gösterilmesidir. Ayrıca Ermenilerin anadillerini Osmanlı ile uyum içinde yaşadıkları için zamanla unuttukları tezi de bu kitapların vurucu yanlarından biridir.
Ders kitaplarının propaganda aracı haline getirilip bilimsellikten uzaklaştırılması elbette Türkiyenin tek başına geliştirdiği bir şey değil; bu, bizzat Avrupadan ithal ettiği bir uygulamadır. Almanyada yapılan bir araştırma sonucunda, özellikle tarih, coğrafya ve biyoloji alanlarındaki ders kitaplarının Afrikaya yönelik sömürgeci bir yaklaşıma sahip oldukları sonucu çıkmış. Ders kitaplarının yüksek fiyatlı (!) yazarları Afrikalıları, misyonerlerden önce adeta hiçbir şey bilmeyen yabaniler olarak tanımlamışlar. Kutsal bakire Meryemin torunları olmasaydı uygarlık orada asla kurulamayacaktı. Afrika hakkında yaratılan bu genel eğilim sonrasında öğrenciler arasında yapılan ankette yansımalarını buldu. Öğrencilerin yüzde yetmişi Afrikaya eski sömürge gibi yaklaşıyordu. Ve tüm Afrikalıların soyları gereği pasif ve tembel olduklarını düşuuml;nüyorlardı.
Göz göre göre okumuş cahiller ordusu yaratmak isteniyor. Ellerindeki veriler devletin verdiği ile sınırlı olan gençler bunlara inanıyorlar diye onları kimse suçlayamaz. Hele ki bugün ilkokul 5. sınıflara kadar çekildiği düşünülürse, yapılan saldırının boyutu da daha iyi anlaşılacaktır.
Yakın tarihte MEB, içinde Ermeni okullarının da bulunduğu ilk ve orta dereceli okullara bir genelge gönderdi. Bu genelgeye göre okullarda Ermeni soykırımının asılsız olduğu temalı konferanslar düzenlenecek, kompozisyon yarışmaları yapılacak.
Bir de yararlanılacak kitap listesi: Yusuf Ziya Bildircinin Adanada Ermenilerin Yaptığı Katliamlar ve Fransız Ermeni İlişkiler ile Erdal İlterin Ermeni Kilisesi ve Terörü.
İsimlerinden de anlaşıldığı üzere, pek de öfkeli kitaplar kendileri! Bir o kadar da bilim dışı safsatayla dolular. Öğrencilere de bu kaynaklar sunulacak. Ancak önemli bir nokta daha var. O da tabu cümleler! Her kim ola ki, Birinci Dünya Savaşı ortamı içinde Türklerin bazı Ermenileri öldürmüş olmaları olasıdır derse, derhal başı kesile!..
Irkçılığın bu kadar açıktan desteklendiği bir olay karşısında duyarlılık ibresi tamamıyla Ermeniler üzerinde durmamalı elbette. Çünkü burada Ermeniler, gelecek nesillerin zihinlerinin bulanıklaşması ve yanlış yönlendirilmesinde araç olmak durumundalar.
|