6 Mart'04
Sayı: 2004/01


  Kızıl Bayrak'tan
  Devrimci bir sınıf hareketi geliştirmek için görev başına!
  Ekonomik "canlanma" masallarının iç yüzü...
  Hükümet işçi ve emekçilerle alay ediyor!
  Hükümet ve muhalefet: Al birini vur ötekine!
  BDSP seçim çalışmalarından...
  BDSP seçim çalışmalarından...
  BDSP seçim çalışmalarından...
  BDSP seçim çalışmalarından...
  BDSP seçim çalışmalarından...
  BDSP seçim çalışmalarından...
  BDSP seçim çalışmalarından...
  İLGP kuruldu...
  ÖO Direnişi'nde 108. şehit: Muharrem Karademir
  Liberal solun yerel seçim perişanlığı... "Yerel yönetimler" ve liberal hayaller
  Yerel seçimler, EMEP reformizmi ve sosyal demokratlaşma
  Süresiz iş bırakmayı örgütleyelim!
  Kapitalizm ve kadın
  Türkiye'de işçi-emekçi kadın olmak!
  Savaş çetesinin "Büyük Ortadoğu Projesi"
  "Büyük Ortadoğu Projesi"nin merkez ülkesi Türkiye!..
  İşgalcilerde ahlaki çöküntü büyüyor
  Haiti'ye emperyalist müdahale
  Bültenlerden...
  Bültenlerden...
  Neo-liberalizme karşı reformist savunma
  Mücadele postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın



 
Haiti’ye emperyalist müdahale

Haiti’de yaşanan gelişmeler, devlet başkanı Jean Betrand Aristide’nin düşürülmesi, tıpkı Hollywood senaryolarına benziyor. Pazar gününün erken saatlerinde Aristide’nin kaçarak ülkeyi terkettiğinin duyurulması ile Kanadalı özel askerlerin başkentteki uluslararası havaalanı ve önemli stratejik noktaları denetim altına aldıkları haberi aynı anda dünya televizyonlarında gösterildi. Aynı günün akşamı iki büyük askeri uçakla ABD’nin özel komandoları da Haiti’ye çıkartma yapıyordu.

Bir gün sonra ise BM Güvenlik Konseyi, uluslararası bir gücün “güvenliği” sağlamak için Haiti’ye gönderilmesini kararlaştırdı. Bu karar 15 üyenin oybirliğiyle alındı. Mavi bereliler ABD’nin komutası altında “sükuneti ve düzeni” yeniden sağlayacaklar. Bu kararı resmi bir temele orturtmak için de ara hükümetin geçici başkanı olarak atanan Boniface Aleksandre’nın BM’ye yazılı destek talebi alındı! BM’nin görev süresinin ilk etapta üç ayla sınırlı olduğu belirtiliyor. Bu güce ABD’nin yanında Kanada, Fransa ve Karibikler’den askerler de katılacak. Colin Powell bin kadar ABD özel gücünün görev alacağını belirtirken, Fransa’dan 200 özel gücün göreve başladığı açıklandı.

Emperyalistlerin ahlakı:
İşime yaramazsan gidersin

Birkaç aydan bu yana başkent Port-Au-Prize’de öğrenciler ve muhalefet tarafından başkanın düşürülmesi için aralıksız gösteri yapılıyordu. Gösteriler izlenen ekonomik politikaya karşı tepkiler olarak gündeme geliyordu. Fakat aniden silahlanmış eğitimli askeri güçlerin kentleri ardarda denetimine alarak başkente doğru yönelmesi olayın seyrini tamamen değiştirdi. Artık olay öğrencilerin ve bazı muhalif güçlerin iktidara katılma taleplerini çoktan aşmıştı. Bu durumun farkında olan Aristide Fransa’ya bir delegasyon göndererek, barış planını uygulamaya hazır olduğunu ve muhalefetin yönetime katılması için hemen harekete geçebileceğini iletti. Fakat geç kalmıştı. Emperyalistler kararlarını çoktan vermişlerdi. Fransa delegasyona ancak 45 dakika ayırabildi. “Haiti’nin ulusal bütünlüğü temsil eden br hükümete ihtiyacı vardır” diyerek, Aristide’den desteklerini geri çektiklerini resmi olarak duyurdu. Fransa’nın ardından Bush yönetimi de aynı yönde açıklama yaptı.

Ülkenin egemen gruplarıyla güçlü tarihsel ilişkileri ve bağları olan sömürgeci güç Fransa, baba ve oğul Duvalier diktatörlüğünü her dönem korumuş ve kollamıştı. ‘86 yılında iktidardan uzaklaştırılan Duvalier hala Fransa’nın himayesinde Cote d’Azu’da tatil yapmaktadır. ABD ise ‘94 yılında BM kararıyla, ‘91 yılında bir darbeyle düşürülen Aristide’yi 20 bin kişilik bir müdahale gücüyle sürgünden getirerek yönetime oturtmuş ve bundan sonra da desteklenmişti.

Aristide, Fransa ve ABD’nin kendisini sırtından hançerlemelerini kabullenmeyerek, “ülkeyi terket” taleplerini reddetti. Ancak CİA senaryoyu uygulamaya koymuştu bile. Önce Aristide’yi “korumak” için saraya giden ABD özel askerleri gece saat ikide onu tutuklayarak bir odaya kapattılar. Aristide’nin kapıcısı olarak açıklama yapan bir kişi, ABD askerlerinin onu silah zoruyla tutukladıklarını belirtti. Odada tutulduğu sırada kendisine gizli olarak bir cep telefonu ulaştırıldığını belirten Aristide ise, ABD’li insan hakları aktivisti Randal Robinso’yu arayarak durumu açıkladı: Ellerine kelepçe takılarak, 20 asker tarafından zorla kaçırılarak bir uçağa götürülmüştü. ABD yönetimi bu iddiaları reddederken, büyükelçi James Foley Aristide’nin güvenli bir şekilde ülkeyi terketmesini sağlamak için yardımcı olduklarını accedil;ıkladı.

ABD planı uygulamaya konuldu

“İsyancılar”ın Dominik Cumhuriyeti’nde eğitilen eski ordu mensupları olduğu gerçeği hazırlanan planı ortaya seriyor. ABD geçen haftadan itibaren Aristide’yi Haiti’deki olayların sorumlusu ilan etti. Yani gelişmeler tümüyle ABD’nin denetimdeydi ve yapılan plan adım adım uygulamaya konuldu. “İsyancılar” olarak tanıtılanlar emperyalizmin uşağı bir ayak takımı. Aristide’nin ABD’deki avukatı Ira Kurzban, “Democraci Now” radyo programında, bu planın ABD tarafından hazırlanıp finanse edildiğini açıkladı. Bu silahlı güruh ABD tarafından Dominik Cumhuriyeti’nde üretilen M-16 silahları taşıyor. İsyancıların başı olduğu bilinen Lois Somblon ya da Jean Pierre Batiste ise ‘90’lı yıllarda ABD’nin dostları olarak biliniyor. O dönemde CİA tarafından eğitilip finanse edilmiş ve bir darbe ile Aristide düşürülmüştü. Bu güruh odönemde tam 5 bin sivili katletmişti.

Haiti’de yönetime getirilmek istenen muhalefet ise ABD’li vakıflarca finanse ediliyor. Bir yıl önce Aristide’yi düşürme platformu üzerinde biraraya gelen heterojen gruplardan oluşuyor. Ayrıca eski askeri aygıtın önemli isimleri de muhalefetin önemli üyeleri arasında. Aristide döneminde önce yönetimde yer alan ve daha sonra ayrılan birçok kişi de muhalefette yer alıyor. Bu nedenle muhalefetin ortak bir program üzerinde uzlaşması pek mümkün görünmüyor.

Sonuçta ABD ve Fransa büyük oranda eski askerden oluşan ve bazı “muhalefet” temsilcilerinin de katıldığı bir kukla yönetim atayacaktır. Haiti’nin temel sorunu da budur; emperyalist boyunduruk ve müdahale.

Temel sorun emperyalizm

Haiti’de 150 yıllık sömürgeci egemenliğin kalıntıları hala sürmektedir. Bir taraftan inanılmaz bir zenginlik, diğer taraftan korkunç bir yoksulluk... Marketlerdeki pirinç torbalarına, büskivi paketlerine yaşamlarını yitirmeyi göze alarak saldıran kitleler gerçeği çok şeyi anlatmaktadır. Hala uygarlığın koruyucusu olarak kendini lanse eden Fransız emperyalizmi tam bir köle ekonomisi inşa ederek Haiti’nin bütün yeraltı ve yerüstü zenginliklerini yağmalamıştır. “Fransız uygarlığının” bu köle kanı üzerinde yükseldiği unutulmamalıdır. Ve Haiti 1915-1934 yılları arasında doğrudan ABD tekellerinin diktası altında yeniden biçimlendirilmiş, Duvalier diktatörlüğüne her türlü destek sunularak ‘86 yılına kadar bu barbarlık sürdürülmüştür.

1994 yılında Aristide yönetiminden bir an önce İMF’nin bilinen programlarının uygulanması istenmiş, fakat Aristide bu programı uygulama gücünü bulamamıştır. Sadece kendi konumunu düzeltmeye yönelmiştir. Aristide’nin gitmesi bu temel sorunları çözmeyecek, kısa bir süre sonra işin başına, gösterilere ve sokak çatışmalarına dönülecektir.



Venezuela: Karşı-devrimcilerin çabası
sonuç vermiyor

CİA’nın organize ettiği darbenin boşa çıkartılması üzerine Chavez’i “demokratik” yöntemlerle düşürmeye çalışan egemen oligark sınıf, her seferinde halkın sert duvarına çarpıyor.

En son, Anayasaya dayanılarak başlatılan bir imza kampanyası ile Chavez’in yönetim süresine son vermek istenildi. Yüksek Seçim Kurulu verilen imzaların büyük oranda sahte olduğunu tespit ederek, kararını iki kez erteledi. Toplanan imzaların doğruluğunu tespit etmek için Mart ayında oy lokallerinin seçim kurulu tarafından oluşturulacağının açıklanması üzerine, karşı-devrimci güçler birkaç kente, özellikle de başkent Caracas’ta gösteriler yaparak, polis ve Chavez taraftarlarıyla çatışmaya girdiler.

Her türlü faaliyeti hızlandıran karşı-devrimci güçler ABD tarafından doğrudan destekleniyorlar. Yakalanan birçok ajan bu doğrudan müdahalenin kanıtı. ABD’nin bu provokasyonlarına son vermesi çağrısı yapan Hugo Chavez, 1 Mart Pazartesi günü başkentte toplanan onbinlerce kişi önünde konuştu. Bush yönetimine karşı açık bir tutum ortaya koyan Chavez, Bush’un “2002 yılında emperyalist danışmanlarına uyarak bir darbe girişiminde bulunduğunu” belirtti.

ABD emperyalizmine karşı sloganlar atan coşkulu kitlelere, “Venezuela Haiti ve Chavez de Aristide değildir” diyen Chavez şunları söyledi: “Sayın Bush bilmelidir, eğer delice bir fikre sahipse, yani Venezuela’ya karşı ambargo ya da müdahaleye kalkarsa, ABD halkı tek damla petrol alamayacaktır.”

Venezuela ABD’ye petrol veren dört ülkenin başında gelmektedir. Bu nedenle Bush yönetimi bugüne kadar darbe girişiminde yer almadıklarını iddia etmektedir.

Bu büyük kitle gösterisinden sonra yürüyüşe geçen kitleler “CİA dışarı!”, “Yankee müdahalesine son!” dövizlerini taşıyarak emperyalist saldırganlığa karşı kararlılıklarını ortaya koydular.