24 Temmuz'04
Sayı: 2004/29 (21)


  Kızıl Bayrak'tan
  İşçi sınıfı ve emekçiler bu yağma ve peşkeşe dur demelidir!
  “Kamu Yönetimi Reformu” adlı kapsamlı saldırı programı
  Aydoslu emekçiler yıkıma karşı örgütleniyor
  Kölelik yasası meclisten geçti... Sırada işgüvencesinin gaspı var...
  Eğitimde sözde devrim ya da gericiliğin sınır tanımazlığı
  Özelleştirme saldırısına, kölelik dayatmasına karşı
  Metal ve tekstilde TİS süreci yaklaşıyor...
  Direnişteki Socotab işçileriyle konuştuk...
  İşgal karşıtı direnişte yeni gelişmeler...
  Filistin direnişi engelleri aşacaktır!
  Üçlü şer ittifakını dağıtmak bölge halklarının görevidir
  Direnişçi Castleblair işçileri DİSK Tekstil yöneticilerini yanıtlıyor!..
  Sarsan ve saflaştıran direniş!..
  Castleblair’de bugün olup bitenlerin ışığında ibretle okunsun!..
  Beybi’de sendikalaşma ve reformizmin gericiliği
  Direnişçi Castleblair işçilerine...
  Direnişçi Castleblair işçilerine...
  Daimler-Chrysler işçisi kölelik dayatmasına karşı mücadelede kararlı
  Bültenlerden...
  Bültenlerden...
  Kapitalizmde spor
  Semt gençliği ve kültürel dejenerasyon
  Mamak İşçi Kültür Evi ve Mamak İşçi-Gençlik Kültür Evi’nin yaz dönemi kampanyası...
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın



 
Mamak İşçi Kültür Evi ve Mamak İşçi-Gençlik Kültür Evi’nin yaz dönemi kampanyası...

“Yoksulluğa mahkum,
yozlaşmaya teslim olmayacağız!”

Mamak’ta işçi sınıfının kültür-sanat mevzisi olan İşçi Kültür Evi, işçilerin-emekçilerin ve gençliğin yaşadığı temel sorunları faaliyetinin gündemine aldı. Bu sorunlara açıldığından bu yana kendi cephesinden güçlü bir şekilde müdahale etmeye çalıştı. Bugün de yaz sıcaklarını mücadelenin sıcaklığıyla bütünleştirecek bir kampanyaya başlıyoruz. Mamak İşçi Kültür Evi; burjuvazinin değerlerine, düzenine, kültürüne karşı tok bir mücadelenin kültür-sanat cephesinden mevzisi oldu. Kimi zaman eylemli süreçlerle, okul derslerini de kapsayan eğitimle, tiyatro çalışmalarıyla, müzik topluluğu çalışmasıyla, kimi zamanda kurum içi ve sokaklarda yapılan etkinliklerle, tiyatro gösterimleriyle, kitle çalışmasını güçlendiren kadın çalışması-smtteki emekçileri içine alan komisyonlarla, turnuvalar ve dönemsel kampanyalarla işçi-emekçilerin sesi-soluğu olmaya çalıştı. Kimi zaman türkülerimiz, halaylarımız slogan olup çarptı sermaye düzeninin suratına, kimi zaman aldık elimize pankartımızı çıktık sokaklara...

Düzenin tüm baskılarına karşı bir kültür-sanat mevzisi olarak geri adım atmaksızın geldik bugünlere. Milyonlarca işçi-emekçinin emeğini sömürmekle kalmayıp onları kendi çürümüş kültürüyle yozlaştırmaya çalışanlara karşı öfkemiz ne kadar büyükse verdiğimiz mücadelede o kadar güçlü ve uzun soluklu oldu. Bundan sonra da öyle olmaya devam edecek... Emeği sömürülen işçi ve emekçileri her türlü sosyal- kültürel faaliyetten mahrum bırakanlara karşı emekçileri kendi kültürlerini ve değerlerini yaşatmak ve varetmek için olan gücümüzle çalıştık. Tıkandığımız, eksik kaldığımız anlarda ise dünyadaki ve ülkemizdeki devrimci mirasa yaslanarak hatalarımızdan ders almasını bildik. Bu iddiamızın altını doldurmak için faaliyetimizi hiç ra vermeksizin yeni bir kampanya çalışmasıyla sürdüreceğimizi buradan ilan ediyoruz.

Düzenin yoz kültürüne, ahlaki dejenerasyona, sömürü düzeninin neden olduğu sefalet koşullarına karşı ‘’Yoksulluğa mahkum, yozlaşmaya teslim olmayacağız!’ şiarlı yaz dönemini kapsayacak bir kampanya başlatıyoruz.

Düzenin yereldeki tüm yansımalarına karşı yoğunlaşan bir faaliyet yürütürken, bu temel şiarlı çalışmayı diğer gündemlerle bütünleştireceğiz. Emperyalistlerin NATO Zirvesi’nde işçi-emekçilere ayırmadıkları kaynakları katillere daha iyi uşaklık etmek için kullananlar, zirvenin ardından asgari ücrete komik bir artış yaptılar. Sefalet koşulları katmerleşerek sürüyor. Kamu hizmetlerini tasfiye eden, emekçileri köleliğe mahkum eden kölelik yasaları meclisten geçti, devrimci tutsakları tek tip elbise ve zorunlu çalıştırma ile teslim almayı hedefleyen ceza ve tevkif yasası da mecliste. Sosyal güvenliği tamamen çöpe atacak uygulamalar peşi sıra uygulanıyor. Tüm bu sorunlar kampanyada işleyeceğimiz talepler olacak.

Kampanyanın araçlarını belirlerken önceliği güçlü bir kitle çalışmasına verdik. Bunun içinde bu gündemleri somut önerilerle birleştirdik. Öncelikle gençliğin ama temelde tüm işçi-emekçi kitlelerin temel sorunu olan kültürel dejenarasyon-yozlaşma ile mücadele edecek yeni bir mevzi olan Mamak İşçi Gençlik Kültür Evi’nin açılışını kampanya çalışmasının bir parçası olarak değerlendirdik.

* Sportif faaliyetlerin imkanlar dahilinde yapılmasını hedef aldık. Ve kayıtları devam eden futbol, voleybol turnuvaları başlattık. Geçen yılki turnuva deneyimimizden de yararlanarak daha iyi bir turnuva organizasyonu planladık. Ayrıca satranç turnuvasını bu yıl da başlattık.

* Mamak’ta ilk kez yapılacak olan bir kültür-sanat festivalini de kampanya dahilinde 6-8 Ağustos tarihlerinde yapmayı planladık. 8 Ağustos aynı zamanda ‘Gündüzünde sömürülmeyen gecesinde aç yatılmayan bir dünya için Mamak İşçi-Gençlik Kültür Evi Açlılıyor!’ şiarıyla bölgedeki 2. mevzimizin açılış şenliğinin yapılacağı gün olacak. Mamak 1. Kültür Sanat Festivali’ni yalnızca kendi güç ve olanaklarımıza dayanarak Mamak İşçi Kültür Evi ve Mamak İşçi Gençlik Kültür Evi olarak başlatıyoruz. Büyük bir iddia koyarak işçi sınıfı ve emekçilerin kültür-sanat mevzisine yaraşır bir şekilde Mamaklı işçi-emekçileri kültür-sanat etkinlikleriyle buluşturacağız.

Festival programını da ilerici sanatçı ve aydınlarla emekçi kitleleri buluşuracak bir bakışla hazırladık. Festivali ezilenin ezene karşı verdiği mücadelenin bir aracı olarak kullanacağız. Mamak’ta Kültür Evleri’ni, kampanyamızı ve festivali duymayan, bilmeyen tek bir emekçi kalmayacak bir tempoyla çalışmalarımızı sürdüreceğiz.

* Kampanyayı bildirilerimiz, afişlerimiz ve çıkaracağımız yerel bir bültenle ve farklı araçlarla güçlendireceğiz.

Tüm işçi-emekçilere ve gençliğe çağrımızdır!

Festival aynı zamanda Kültür Evleri’nin kendi alanında elde ettiği gelişmenin ve düzeyin bir yansıması olacaktır. Festival süresince yaptığımız hiçbir etkinlik ücretli olamayacaktır. Bu açıdan tüm işçi ve emekçileri ‘Mamak 1. Kültür Sanat Festivali’ne destek vermeye, İşçi Kültür Evleri’yle dayanışmaya çağırıyoruz.

Dayanışma için Mamak İşçi Kültür Evi Tel: 0 (312) 389 59 57

Mamak İşçi Kültür Evi ve
Mamak İşçi Gençlik Kültür Evi çalışanları




Küçükçekmece BDSP çalışmaları yoğunlaşarak sürüyor…

Faaliyetimizi coşku ve kararlılıkla sürdüreceğiz!

NATO ve 6. ay zamları gündemi üzerinden işlemiş olduğumuz ve birçok fabrikadan işçilerin yazıları ile zenginleşen Genç İşçi Bülteni ile işçilere ulaşmaya devam ediyoruz. Bültenin yanısıra emperyalist savaş ve emeğin korunmasıyla ilgili afişlerimizi İstanbul’un en işlek caddelerine asarak faaliyetimizi güçlü bir çalışmaya konu ettik.

Genç İşçi Bülteni’ni önce genç işçilerin hayli yoğun olduğu ve ağır çalışma koşullarının yaşandığı Doğu Sanayi Sitesi’ne taşıdık. Bu sanayi sitesinde faaliyetimiz işçiler tarafından tanınmış durumda. Uzun bir zamandır faaliyet götürdüğümüz Doğu Sanayi Sitesi işçileri bizlerin bu ısrarlı çabası karşısında samimi bir yaklaşım içerisindeler. Bu alanda yaklaşık 500 Genç İşçi Bülteni’ni sabah giriş saatlerinde işçilerle birebir konuşarak dağıttık.

Öğle yemeği paydosunda bir tekstil fabrikasına gittik. Buradaki işçilerin neredeyse hemen hepsi genç işçilerden oluşuyor. Bütün tekstil fabrikalarında olduğu gibi burada da işçiler yoğun mesaiye kalıyor, sigortasız ve hatta asgari ücretin de altında çalışıyorlar. İşçilere bültenimizi ajitasyon konuşmaları eşliğinde dağıttık. Burada işçilerle yaşadıkları sorunlar, yeni belirlenen asgari ücret üzerine sohbetler yaptık. Sohbetimizde bültenin işçiler tarafından sahiplenilmesinin gerekliliğinden bahsettik. Anlamlı ilişkiler yakaladığımız bu alanda yaklaşık 100 adet Genç İşçi Bülteni dağıttık.

Bir başka gün İkitelli de Marmara Sanayi Sitesi’ne gittik. Diğer başka sitelerde olduğu gibi burada da çalışma koşulları olabildiğince ağır ve acımasız. Burada işçilerin giriş yaptığı iki kapıda da 300 bülten dağıttık. Aynı gün ve saatlerde bir başka faaliyet grubumuz Topkapı’da idi. Birçok sektörün yanısıra oldukça yoğun olan metal sektörünün yüreği ve elleri çelikleşmiş metal işçileri ile buluştuk. Artık burada da işçiler bizleri sahiplenmiş ve tanıyorlar. Bültenimizi heyecanla alan işçiler arasında dağıtımımızı hızla bitirdik.

Topkapı’da Matbaacılar Sitesi de irili ufaklı atölyelerden oluşan yine yoğun sömürünün yaşandığı bir alan. Öğle paydosu sırasındaki dağıtımımızda çok olumlu tepkilerle karşılaştık. Kısa bir süredir faaliyet yürüttüğümüz bu alanda işçilerle sıcak ilişkiler kurmamız bizim için bir olumluluk. Aynı günün sabahı bültenimizde yer verdiğimiz çalışma koşullarının ağır olduğu Elvan Çikolata Fabrikası’ndaydık. Bültenimizde de yansıttığımız gibi bu fabrikanın işçileri gerçekten patronun acımasız sömürüsü altında tam bir kölelik koşullarında çalıştırılıyorlar. İlk kez dağıtım yaptığımız bu fabrikada ise diğer işletme ve fabrikalarda dağıtımlarımız kadar bir ilgi ile karşılaşmadık. Fakat yine de işçiler bültenlerimizi aldılar. Buradaki dağıtımlarmızı daha düzenli ve sistematik bir şekilde yapma ihtiyacı olduğu açık.

Artık sıra duvarlara gelmişti. NATO gündeminin ardından sessizleşen atmosferi afişlerimizle dağıtmaya çalıştık. Irak, Afganistan ve Filistin halklarının direnişini selamlayan ve işgale karşı mücadele çağrısında bulunan afişlerimizi ve “Herkese iş tüm çalışanlara iş güvencesi!”ni talep eden afişlerimizle duvarları süsledik. Cevizlibağ güzergahından başlayarak Kuleli’ye kadar duvarlara yaklaşık 400 kadar afiş yaparak faaliyetimizi bitirdik.

Faaliyetimizi önümüzdeki süreçte aynı coşku ve kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz.

Küçükçekmece BDSP