11 Eylül'04
Sayı: 2004/36 (28)


  Kızıl Bayrak'tan
  Yeni Ceza İnfaz Yasa Tasarısı gündemde...
  Yeni CEZA İNFAZ YASASI aslına uygundur / görülmüştür!
  Eğitim-Sen'i kapatma talebiyle açılan davanın ikinci duruşması 15 Eylül'de....
  Savaş örgütü NATO'nun NAM-04 tatbikatı Konya'da başladı...
  Sarıgazi Şenlikleri'nde AKP ve jandarmaya büyük öfke
  Metaldeki ve Tekstildeki toplu iş sözleşmeleri görüşmeleri kritik önemdedir...
  Philips tekelinin işçi kanı üzerine kurulu dünyası
  İşgüvencemiz ve kazanılmış haklarımız tehdit altındayken göstermelik toplu görüşme aldatmacasına kanmayalım!..
  Zina sorunu üzerine
  Irak direnişi işgalcilerin saldırı ve manevralarına rağmen ilerliyor
  Emperyalist saldırganlığı direnen halklar püskürtecek!
  Birleşmiş Milletler emperyalist saldırganlığın hizmetinde
  Castleblair patronu saldırıyor, saldırtıyor
  Sportif aktiviteler işçileri kaynaştırıyor
  Sermayenin çözümleri de yalan ve çarpıtmaya dayalı
  Türkiyeli emekçilerin katılımı için daha çok çaba!
  Almanya'da sermayenin saldırılarına karşı emekçilerin protestoları sürüyor
  OPEL'de saldırı hazırlıkları
  Ekim Gençliği'nden..
  Okur anketi çalışmasından gözlemler...
  Sefaköy'de coşkulu 10. yıl etkinliği
  Despotik siyaset tarzı, demokrasi ve "biz"...
  Bültenlerden....
  İnfaz yasasıyla zindanlara yönelik kapsamlı saldırı tamamlanmak isteniyor
  Victor Jara: Şili'nin ölümsüz şarkısı
  Basından...
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın



 
Philips tekelinin işçi kanı üzerine
kurulu dünyası

Geçen hafta Hürriyet gazetesinde yayınlanan bir yazı üzerine sizlerle düşüncelerimi paylaşmak istiyorum. Haber, dünyada elektronik tekellerinden Philips ile ilgili. Bir röportaj şeklinde hazırlanmış. Haberin başlığı şöyle; “Avrupa’daki büyümemizi Türkiye’ye borçluyuz”.

Röportaj, Philips Elektronik işler başkan yardımcısı T. Bouten ve Türk Philips AŞ Genel Müdürü Atilla Tüfekçi’nin ifadelerinden oluşuyor. Haberde Philips’in 48 ülkede pazarı olduğu ve yılın ilk yarısında Philips’in Avrupa’da %6 büyüme yaşadığı aktarılıyor. Bu büyümede en büyük payın Türk Philips’e ait olduğu belirtiliyor ve teşekkür ediliyor. Ayrıca röportajda Türk Philips’in yılın ilk 6 ayında euro bazında %40 büyüme gerçekleştirmiş olduğu ve yakın vadede hedefinin her üründe ve tek tek her ülkedeki pazarların birincisi olabilmek olduğu vurgulanıyor.

Tekellerin nasıl daha çok kâr ettiğini, daha çok büyüdüğünü hepimiz biliriz. Daha az işçiyle daha çok üretim yaptırırlar, işçi atarlar, ücretleri düşük tutarlar, ya sosyal haklardan kesintiye giderler ya da tümden gaspederler, çalışma sürelerini artırırlar vb. Büyümenin, tekelleşmenin, kârlarına kâr katmanın, işçilerin emeğini sömürmekten başka yolu yoktur.

Ben İMES’te çalışıyorum. Türk Philips’in İstanbul fabrikası yanıbaşımızda Ümraniye Dudullu Organize Sanayi Bölgesinde kurulu. Philips’te çalışan arkadaşlarımız olduğundan burada ücretli emek sömürüsünün ne demek olduğunu, Philips’in nasıl bu kadar büyüdüğünü daha yakından görebiliyoruz. Asgari ücretin biraz üstünde verilen bir ücret, sosyal haklardan yoksunluk ve kısa bir süre önce tek sosyal hak olan ikramiyelerin kesilmesi. Philips’in daha çok büyümesi demek Philips işçilerine daha çok sömürü koşulları olarak geri dönüyor. Bu nedenle Philips işçileri bu gidişe dur demek için sendikalaştılar. Sendikalaşmak kârı düşüreceğinden Philips patronu sendikanın yetkisine itiraz etti.

Dünyanın önde gelen elektronik tekellerinden Philips Başkan Yardımcısı’nın sözleri açıkça şu anlama geliyor: “Büyüyoruz, çünkü işçileri daha çok sömürüyoruz, en fazla büyüme Türk Philips sayesinde olduğuna göre en çok da Türkiyeli işçilerimizi sömürüyoruz. Büyüdükçe sömürecek, kârımıza kâr katacağız; sömürdükçe de daha çok büyüyeceğiz”!

Hiç utanmadan bunları söyleyebiliyorsunuz. Siz büyümenize devam edin. Her büyümenin bir sonu vardır. Siz çıktığınız zirveden öyle bir hızla çakılacaksınız ki yerin dibine gireceksiniz. Size bu sonu hazırlayacak olan Philips işçileri ve tüm patronlara aynı sonu hazırlayacak olan işçi sınıfıdır.

İMES’ten bir metal işçisi



Mamak Belediyesi’nde başarılı grev
anlaşma getirdi


Mamak Belediyesi’nde toplusözleşme görüşmeleri sırasında yaşanan anlaşmazlık üzerine Genel-İş’de örgütlü işçiler 3 Eylül günü greve gittiler. Toplusözleşme görüşmeleri sırasında başta disiplin ihraç maddesi olmak üzere taban ücret, ücret zammı, çocuk öğrenimi ve aile yardımı, yürürlük ve imza yetkisi ile diğer sosyal haklarda uyuşmazlık çıktı.

Özellikle iş güvencesinin ortadan kaldırılması anlamına gelen disiplin ihraç maddesi işçiler tarafından kabul edilmez bulundu. Eski düzenlemede disiplin kurulu üçü işveren, üçü işçi temsilcisi olmak üzere altı kişiden oluşuyordu ve iş aktini feshetmek için oybirliği gerekiyordu. İşverenin getirmek istediği düzenlemede ise disiplin kurulunda işçi temsilcilerine yer verilmemesi öngörülüyordu. Bu ise işçilerin herhangi bir gerekçe gösterilmeden işten atılması anlamına geliyordu.

Genel-İş’e bağlı 730 işçi öncelikle iş güvencesine sahip çıkmak için greve gittiler. Greve taşeron şirkette çalışan işçilerin bir bölümü de destek verdi. Taşeron şirket, kendilerine ayrılan bölgelerde işbaşı yapmayan taşeron işçilerin yerine günlük geçici işçiler kullandı.

Ancak tüm örgütlü işçilerin kararlı bir biçimde grevi sahiplenmesi kısa bir sürede başarıyı da getirdi. 6 Eylül günü işçilerin talepleri kabul edildi ve grev sona erdirildi. Disiplin kurulunun önceki yapısının devamı, ilk yıl %20, ikinci yıl %18 zam üzerinden anlaşmaya varıldı.

Grev bir kez daha örgütlü sınıfın başarıya ulaşacağını gösterdi.

Kızıl Bayrak/Ankara