11 Eylül'04
Sayı: 2004/36 (28)


  Kızıl Bayrak'tan
  Yeni Ceza İnfaz Yasa Tasarısı gündemde...
  Yeni CEZA İNFAZ YASASI aslına uygundur / görülmüştür!
  Eğitim-Sen'i kapatma talebiyle açılan davanın ikinci duruşması 15 Eylül'de....
  Savaş örgütü NATO'nun NAM-04 tatbikatı Konya'da başladı...
  Sarıgazi Şenlikleri'nde AKP ve jandarmaya büyük öfke
  Metaldeki ve Tekstildeki toplu iş sözleşmeleri görüşmeleri kritik önemdedir...
  Philips tekelinin işçi kanı üzerine kurulu dünyası
  İşgüvencemiz ve kazanılmış haklarımız tehdit altındayken göstermelik toplu görüşme aldatmacasına kanmayalım!..
  Zina sorunu üzerine
  Irak direnişi işgalcilerin saldırı ve manevralarına rağmen ilerliyor
  Emperyalist saldırganlığı direnen halklar püskürtecek!
  Birleşmiş Milletler emperyalist saldırganlığın hizmetinde
  Castleblair patronu saldırıyor, saldırtıyor
  Sportif aktiviteler işçileri kaynaştırıyor
  Sermayenin çözümleri de yalan ve çarpıtmaya dayalı
  Türkiyeli emekçilerin katılımı için daha çok çaba!
  Almanya'da sermayenin saldırılarına karşı emekçilerin protestoları sürüyor
  OPEL'de saldırı hazırlıkları
  Ekim Gençliği'nden..
  Okur anketi çalışmasından gözlemler...
  Sefaköy'de coşkulu 10. yıl etkinliği
  Despotik siyaset tarzı, demokrasi ve "biz"...
  Bültenlerden....
  İnfaz yasasıyla zindanlara yönelik kapsamlı saldırı tamamlanmak isteniyor
  Victor Jara: Şili'nin ölümsüz şarkısı
  Basından...
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın



 
Silahlı direniş Türkmen bölgelerine de yayılıyor...

Irak direnişi işgalcilerin saldırı ve
manevralarına rağmen ilerliyor

Emperyalist orduların işgal karşıtı direnişi ezmek için giriştikleri vahşi saldırılar ters tepiyor. İşgalcilerin temel dayanakları silahlar, bombalar, yıkımlar, işkenceler, kitle katliamları olmaktadır. Yani Irak’ı özgürleştirmekten sözeden haydutların bu ülke halkına sundukları tek şey şiddet ve zorbalıktır. Bu kıyıcı zihniyetin halkların direnişiyle dize getirildiğine ise tarih defalarca tanıklık etmiştir. Irak halklarının da aynı güç ve kararlılığı gösterecek potansiyeli mevcuttur.

İşgalciler anlaşmaları kaale almıyor

Necef’te üç hafta boyunca emperyalist ordulara karşı süren direniş, Ayetullah Ali Sistani’nin araya girmesiyle sağlanan ateşkesle sona ermişti. Ardından Bağdat’ın Sadr semtinde de kukla hükümet ile Mehdi Ordusu arasında anlaşma sağlandığı açıklanmıştı. Ancak işgal ordularının yapılan anlaşmaya uymasını beklemenin boş bir hayal olacağının anlaşılması için fazla beklemeye gerek kalmadı. Zira işgalci ABD güçlerinin Necef’i terketmeye niyetli olmadığı hemen anlaşıldı. Buna tepki gösteren Sadr’in sözcüsü, “ABD askerlerinin tanklarını Hz. Ali Türbesi önüne konuşlandırdığını, bunun da anlaşmanın ihlali anlamına geldiğini” açıklamasını yaptı. Aynı sözcü “Irak polisi”ni, Necef’te arama operasyonları düzenleyerek ve Sadr yandaşlarını tutuklayarak, bu kentte sağlanan ateşkes anlaşmasını ihlal etmekle suçladı.

Bağdat’taki Sadr semtinde de durum farklı değildi. Amerikan tankları, Sadr semtinin tüm giriş-çıkışlarını tutarken; El Mehdi Ordusu’na bağlı direnişçiler uzun namlulu silahlar ve roketatarlarla işgalcilere karşı direniyor, semtin caddelerinde de devriye geziyorlar.

İşgal ordularının saldırgan tutumuna karşı Mehdi Ordusu direnişçileri, yaptıkları açıklamada, Amerikan ordusunun ateşkese uymayarak evlerini bombalaması sonucu ateşkesi sona erdirdiklerini ve Amerikan askerleri ile çatıştıklarını söylediler. Direnişçiler Amerikan askerlerine karşı mücadelelerinin süreceğini vurguladılar. Bu arada, semtte devam eden çatışmalarda 4 Amerikan tankı direnişçiler tarafından tahrip edildi. Çatışmalarda onlarca Iraklı’nın öldürüldüğü 200’e yakın insanın da yaralandığı bildirildi. Sadr’ın yardımcısı Şeyh Naim El Kabi de, çatışmalarda Mehdi Ordusu milislerinden 15 kişinin öldüğünü, 62 kişinin de yaralandığını söyledi. Her zaman olduğu gibi işgalci zorbalar, Sadr semtinde yine sivil halkın tepesine bomba yağdırmaya devam ediyorlar.

İşgalcilerin kayıpları günden güne artıyor

Emperyalist ordularla sicilli Amerikan ajanı Allavi başkanlığındaki kukla hükümetin asıl derdi direnişi kırmak, buna bağlı olarak da Irak halklarının onursuz bir köleliği kabullenmesini sağlamak. İşgalci güçlerle düşkün işbirlikçileri ancak o zaman Irak’ın zenginliğini diledikleri gibi yağmalayabilir. ABD emperyalizmi de bölge halklarını köleleştirmek ya da katletmek için planladığı askeri üsleri kurabilir.

Küstah emperyalistlerin dayatmalarına meydan bırakmamaya kararlı olan Iraklı direnişçiler ise, işgalci haydut sürüsünü ne pahasına olursa olsun topraklarından söküp atmaya kararlı. Bu kararlılık devam ettiği sürece, işgalcilerle soysuz işbirlikçilerinin kirli amaçlarına ulaşma şansı olmayacaktır.

Necef’teki direnişin ateşkes oyunu ile sona erdirilmesinden hemen sonra, emperyalist ordular, direnişin güçlü olduğu Felluce, Samara ve diğer kentleri bombalamaya başladılar. Necef dışında Mehdi Ordusu’nun direnişi yeniden başlarken, Amerikan bombardımanına maruz kalan direnişçiler yanıt vermekte geç kalmadı. Felluce kentinin Amerikan savaş uçakları tarafından bombalanmasından, onlarca sivil kadın, erkek ve çocuğun öldürülmesinden sonra seyir halindeki ABD araçlarına Felluce yakınlarında yapılan saldırıda, 7 Amerikan deniz piyadesiyle 3 Irak “Milli Muhafız” askerinin öldüğü işgalciler tarafından açıklandı. Felluce’deki saldırıdan bir gün sonra ise, Bağdat yakınlarında ve Musul’da düzenlenen saldırılarda ölen ABD askerlerinin sayısı 5 olarak açıklandı. Aynı günlerde Bağdat’ta, Amerikan üssüne akaryakıt taşıyan 2 tanker direnişçiler tarafından yakıldı. Görgü tanıkları, saldırıda ayrıca, 4 Amerikan askerinin öldüğünü açıkladılar. Aynı günlerde gerçekleşen bir diğer önemli saldırı, Kerkük-Yumurtalık petrol boru hattını devre dışı bıraktı. Bugüne kadar “petrol tesislerine yapılan en büyük sabotaj” olarak kabul edilen saldırı sonucu günlük kapasitesi 600 ila 800 bin varil olan boru hattından yapılan petrol sevkıyatı tamamen durdu.

Kuzey Irak’ta Türkmenler’in yaşadığı Tel Afer kasabasına saldıran işgalci ABD ordusu direnişle karşılandı. Amerikan tank ve savaş uçaklarının sivil yerleşimleri bombalaması üzerine, Türkmenler direnişe geçti. 9’u sivil 13 kişinin öldüğü, 50’yi aşkın kişinin yaralandığı çatışmada, Türkmen direnişçilerin açtığı ateş sonucu bir ABD helikopteri isabet aldı. Emperyalist ordularla Türkmenler ilk defa bu kapsamda silahlı çatışmaya girmiş oldular. Şu ana kadar işgale karşı durmayan Türkmenler’in, -azından bir bölümü- Ankara’daki Amerikan uşaklarından medet umuyor. Oysa Türkmenler katledilirken, hükümet tarafından yapılan açıklamada durumun sakin olduğu söylenerek ABD katliamı görmezden gelindi. Bu gelişmeler, artık Türkmenler’in de işgale karşı duruşlarını gözden geçirmelerinin önünü açacak mahiyettedir.

Pentagon tarafından yapılan resmi açıklamaya göre, Irak’ta ölen Amerikalı asker sayısı -tabii resmi açıklamalar hiçbir zaman gerçek rakamı yansıtmaz!— 1003’e, yaralı sayısı ise 7 bine ulaştı. Bu rakama İngiliz ordusu ve Amerikan uşağı rejimlerin Irak’a gönderdiği küçük askeri birliklerin kayıpları dahil değil. Özel “güvenlik şirketleri”ne mensup kiralık katiller de bu rakamın dışındadır. Adına “Irak polisi” veya “milli muhafız” denilen işbirlikçi Irklılar’ın verdiği kayıpların hesabını ise kimse tutmuyor.
Bu tablo, 1 Mayıs 2003’te zafer ilan eden kibirli emperyalistler için azımsanacak cinsten değil. Irak direnişi, hedefi net bir anti-emperyalist programla işgalin karşısına dikildiği zaman, savaş kundakçılarının ölüm çanı da çalacaktır.

Direnişi her yolla destekleyelim!

Irak’taki çatışma hem emperyalist haydutlar, hem de dünya halkları açısından kritik bir önem taşıyor. Zira emperyalist barbarların başlattığı yeni paylaşım savaşının seyrini doğrudan etkileyecek bir cephedir Irak. Dolayısıyla Irak’ın 2. Vietnam’a çevrilmesi özellikle bölge halkları açısından acil bir ihtiyaçtır. Aksi durumda yıkım ve katliamların nereye varacağını kestirmek bile olası olmayacak. Amerikan seçimlerinin yaklaştığı bugünlerde, İran’a ani bir saldırının sürpriz olmayacağı konuşulmaya başlandı bile.

Açıkça görülüyor ki savaş çetesi, ülkeleri işgal etme ve halkları köleleştirme savaşından kolay vazgeçmeyecektir. Püskürtülene kadar ise, başta hedef seçilen ülke halkları olmak üzere dünya halklarına ağır bedeller ödetmek isteyecektir. Bu durum tüm ilerici-devrimci, anti-emperyalist güçlerin Filistin ve Irak direnişlerine sahip çıkmasını, her olanağı kullanarak destek vermesini zorunlu kılmaktadır.