5 Eylül 2008 Sayı: SİKB 2008/36

  Kızıl Bayrak'tan
  Gürcistan krizi ve Türkiye
   Burjuvazi solunu aramaya devam ediyor!
Komutan yeni, parola eski:
Toplu görüşme süreci ve devrimci sorumluluk!

Metal sektöründe mücadele dinamikleri ve görevlerimiz

Metal TİS’lerine müdahale
sorumluluğu
  Canovate’deki saldırıya gereken yanıt verildi...
  İşçi ve emekçi hareketinden...
  12 Eylül faşizminden hesabı işçi ve emekçiler soracak!
  Mehmet Beşeli ile 2008-2010 Metal Grup Toplu Sözleşmeleri üzerine konuştuk…/2
  Memlekette sendika(cılık) var mı ?..
Yüksel Akkaya
  Kapitalizmin “güçlü” kadını değil, sosyalizmin özgür kadını!
  Gerici savaşlar halkların birleşik direnişiyle yanıtlanmalıdır!
  Dünyadan...!
  McCain ile Obama’nın başkan adaylığı kesinleşti…
  Çok kutupluluğa doğru…- M. Can Yüce
  Sol liberalizm: İllüzyon tüccarları ve
kolera günleri / 1
Volkan Yaraşır
  “İki, üç daha fazla Vietnam!”
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Metal TİS’lerine müdahale sorumluluğu

Metal sektöründe 100 bin işçiyi kapsayan MESS grup TİS görüşmelerinin 2. turu tamamlanmış durumda. BMİS’in yaptığı açıklamalara göre ilk iki turda TİS taslağının iki maddesinin sorunsuz geçtiği biliniyor. Bu maddeler ise sendika temsilcilerinin görev ve yetkilerini kapsıyor. Sözleşmenin esasını oluşturan ücret ve esneklik maddeleri önümüzdeki turlarda ele alınacak. Süreci belirleyecek olan bu maddelerle satış ya da kazanım ortaya çıkacak, TİS bağıtlanacak.

Yapılan görüşmelerde tarafların tutumu az-çok belli olmuştur. Her iki taraf da sektörün büyüdüğü, istihdamın arttığı, büyümenin aynı oranda örgütlülüğe de yansıdığı konusunda hemfikir. Patron tarafı MESS, geçtiğimiz dönemlerin aksine bu kez, “sektör zor durumda, kriz var, batarız, işten çıkarmalar zorunlu hale gelir” vb. klasik argümanlar yerine, işçilerle bir sorunlarının olmadığı, sorunun rejimin istikrar tablosu içinde aranması gerektiği vb. açıklamalar yapmıştır. Gelinen yerde tablo patronlar açısından toz pembedir. İşçiler açısından ise hiç de iç açıcı değildir. Kârlılık ve büyümeye karşın işçilerin hakları gaspedilmiş, çalışma koşulları çekilmez hale gelmiş, sömürü ağırlaşmıştır.

Metal işçileri MESS patronlarının yıkıcı saldırıları ile özellikle Türk Metal çetesinin kuşatması altındadır. Sorunlar daha da artmıştır. Düşük ücretle birlikte çalışma saatleri uzamış, fiilen uygulamada olan esneklik sonucunda kuralsız çalışma kural haline getirilmiştir. İşletmelerin tümünde istisnasız taşeron uygulaması vardır. Güvencesiz, geleceksiz çalışma baş sorunlar arasındadır.

Sektörde sendikasızlaştırma, büyümeye bağlı sendikalaşmayla aynı orandadır. MESS kapsamındaki 130 bin işçinin 100 bine düşmesini, MESS’e bağlı sendikalarda örgütlü işletme sayılarındaki düşüş, tek başına işletmelerin kapanması ya da MESS üyeliğinden ayrılması ile izah edilemez. Bu düşüşün gerisinde aynı zamanda, örgütlü sendikaların işten çıkarmalar, taşeronlaştırma saldırıları karşısında izlediği sınıf uzlaşmacı çizgi vardır.

Türk Metal çetesi her sözleşme döneminde olduğu gibi MESS patronlarıyla kolkoladır. Bu dönem MESS patronlarını dahi şaşırtacak açıklamalarla esnekliğe itiraz etmeyeceğini, göstermelik ücret pazarlığı üzerinden TİS’leri yürüteceğini erken bir tarihte açıklamış bulunmaktadır.

BMİS cephesinde anlamlı adımlar atılmış olmakla birlikte, onun da süreci nasıl sonuçlandıracağı merak ve tartışma konusudur. TİS komitelerinin önden kurulması, taslağın tabana sunulması, esneklik konusunda bilgilendirmeler ile “esnekliğe geçit vermeyeceğiz” söylemleri BMİS açısından olumlu ve ileri girişimler olmakla birlikte, daha şimdiden Türk Metal’in açıktan ihaneti karşısında süreci tek başına karşılayacak takatlarının olmadığı yönünde belirtiler mevcuttur. Görünen o ki, tabandaki anlamlı tepki eyleme dönüşemediği takdirde TİS’in akıbeti geçen dönemlerden farklı olmayacaktır.

Metal işçileri sendikalarda örgütlü olmasına rağmen deyim uygunsa örgütsüzdür. Türk Metal tabanı tüm gelişmelerden habersiz, sessiz bir bekleyiş içerisindedir. İşçilerde öfke ve tepki birikmiş olsa da, şovenizmle zehirlenmiş, bilinç ve örgütlülük düzeyi dumura uğratılmıştır. TİS döneminde tüm dikkatler bilinçli bir biçimde ücret artışlarına çevrilmiştir. Sosyal kazanımlar, varolanı koruma tartışılmamaktadır bile. Bu durumdan MESS fazlasıyla memnundur ki, daha şimdiden 7 bin Ford işçisinin ücretleri düşük olduğu için seyyanen zam önerisine sıcak bakılmaktadır. Böylece temel işletmelerdeki işçilerin öfke ve tepkisinin önüne geçilmek istenmektedir. İşçileri bölmeyi, ücret makaslarını açmayı hedefleyen böl-yönet politikası izlenmektedir.

BMİS tabanında da, genel temsilciler kurulunda olsun, tabandaki işçiler arasında olsun, TİS süreci daha çok ücretler sorunu üzerinden değerlendirilmektedir.

Özetle, bugünkü sendikal hareketin TİS döneminde MESS patronlarının saldırılarına yanıt verme misyonunu yerine getirmesi son derece güçtür. Saldırılara yanıtı anca örgütlü bir taban hareketi verebilir. ‘90’ların sonundaki öncü, mücadeleci işçi kuşağının durumu ile bugünkü deneyimsiz genç işçi kuşağı arasında temelli farklılıklar sözkonusudur. Devrimci, öncü birikim her iki taraf eliyle biçilmiş durumdadır. Bu nedenle, sektörde ilerici konumda olan BMİS’in son genel kurulunda ortaya koyduğu iddia ve misyona uygun davranmasını zora sokmaktadır.

Bu durum sınıf devrimcilerinin görev ve sorumluluklarını daha da ağırlaştırmaktadır. Bu bilinçle hareket ediyor, güç ve imkanlarımız ölçüsünde sürece müdahale etmeye çalışıyoruz.

Bölgemizde, “İnisiyatif TİS komitelerine, söz-yetki-karar tabana!” başlıklı broşürümüzün dağıtımına TİS görüşmeleri öncesinde başladık. Broşürün işçiler tarafından ilgiyle karşılandığını ve sahiplenildiğini söyleyebiliriz.

Bölgemizde BMİS’te örgütlü olan PAKSAN işletmesi dışındaki işletmelerde çalışan işçiler, broşürün dağıtımıyla birlikte TİS sürecini bizden öğrendiklerini belirttiler. Türk Metal’da örgütlü Özköseoğlu işletmesindeki işçilerle dağıtım esnasında TİS süreci üzerine sohbet ettik. Türk Metal’de örgütlü olan fakat MESS kapsamında olmayan İÇTAŞ işletmesine de dağıtım yaptık. Ayrıca, sektör gözetmeksizin, bölgedeki ileri ve duyarlı işçilere de broşürümüzü ulaştırıyoruz.

Önümüzdeki hafta, “MESS patronlarının saltanatını yıkacağız!”, “MESS grup sözleşmelerinde inisiyatif TİS komitelerine, söz-yetki-karar tabana!”, “Bu kez satış sözleşmesine izin vermeyelim!”, “TİS’de yeni satışlara hayır! TİS komitelerini kur, hakların için mücadeleyi yükselt!”, “MESS ve patronların kölelik dayatmalarına boyun eğme, mücadeleyi yükselt!” şiarlarının yazılı olduğu 100’e yakın adet ozaliti işletmelerin çevresine ve yol güzergahlarına asacağız. Yanısıra, MESS kapsamı dışında bulunan örgütlü-örgütsüz metal işletmelerine dönük hazırladığımız, işçileri sürece müdahaleye ve mücadeleye çağıran bildirilerimizi dağıtacağız. Önümüzdeki hafta sonu ise metal sektöründeki güçlerimizle bir toplantı gerçekleştireceğiz. Bu toplantımızın ardından özellikle MESS kapsamındaki işletmelerde çalışan işçilerle toplantılar düzenlemeyi hedefliyoruz.

Küçükçekmece’den metal işçileri

 

Barış sosyalizmle gelecek!

1 Eylül Dünya Barış Günü vesilesiyle Sefaköy İşçi Kültür Evi’nde, “Kapitalizm savaş demektir, barış sosyalizmle gelecek!” başlıklı bir seminer gerçekleştirdik.

Kapitalizmde barışın mümkün olmayacağını, çünkü kapitalistlerin kâr hırslarının halkların kardeşliğini dinamitlediği tarihsel örneklerle açıklanarak seminere başlandı. 1. ve 2. Dünya savaşlarının emperyalistlerin yeni pazar paylaşımları sonucu ortaya çıktığı vurgulandı. Savaşın politikanın şiddet aracıyla sürdürülmesi olgusundan hareketle, her iki emperyalist savaş gerçekliği gözler önüne serildi. Kapitalist-emperyalist sistem var oldukça savaşların kaçınılmaz olduğu belirtildi. Yugoslavya’da ve eski Sovyetler Birliği’nde onyıllar boyunca kardeşçe bir arada yaşayan halkların, bu toplumların kapitalizme yeniden dönüşünün ardından savaş ve çatışmalarla yıkıma uğratıldıkları ifade edildi.

Son olarak Kafkaslar’da yaşanan savaşın kapitalizmin savaş demek olduğu gerçeğini bir kez daha gösterdiği vurgulandı. Savaş ve barış sorununa sınıfsal bakış açısının altı çizilerek seminer bitirildi.

Kızıl Bayrak / Küçükçekmece