20 Temmuz 2018
Sayı: KB 2018/28

Türkiye kapitalizmi tekliyor
OHAL’i mumla aratacaklar
Dünün “Yeşil Kuşak” çocukları günümüzün “Ilımlı İslam”cıları
Tren faciasının asıl nedenleri
Suruç Katliamı’nın 3. yılı
CHP kendi yörüngesinde her daim dönecektir
Star Rafineri’de zehirlenme sonrası polis yığıldı, işçiler tepkili
Sınıfın biriken öfkesini devrime yöneltmeliyiz
BDSP’den 60. gününde Flormar direnişine ziyaret
KHK zulmü akrabaya sıçradı
Güneş paneli sektörü
Üretimde kriz sinyalleri
Putin-Trump görüşmesi
Irak’ta emekçiler sosyal talepler için sokaklarda!
Brüksel Zirvesi’nde NATO’nun iç hesaplaşması
“Zengin fakir ülke”de* emekçilerin durumu ve görevleri
Bir devlet klasiği olarak NSU davası
Mesleki eğitim alanında gelişmeler
Kadıköy’de Flormar işçileriyle forum ve eylem
Kadınlar Şule Çet için sokaklara çıktı
Sen yine sür umut tarlalarını!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Üretimde kriz sinyalleri

 

Türkiye kapitalizminin yapısal sorunları kendisini toplumsal yaşamda zamlar, artan vergiler, işsizlik, enflasyon vb. olgular üzerinden fazlasıyla göstermeye başladı. Bu sebepledir ki iktidarı tek elde toplayan Erdoğan yönetimi bile krizin varlığını yok sayamayan açıklamalarda bulunuyor.

Sürekli olarak rekorlarla, büyüme rakamları ile iktidar medyasında anılan otomotiv sektörü bugünlerde krizin etkilerini üretim süreçleri üzerinden yaşamaya başladı. Birçok otomotiv yan sanayisinde yükselen döviz kurundan dolayı ham madde alınamıyor. Ham madde alamamaktan kaynaklı bir dizi yan sanayi fabrikası vardiya sayılarını düşürdü. Kimileri işçileri topluca işten çıkardı.

Türkiye’nin en büyük otomotiv fabrikalarından olan Tofaş, yıllık bakım/onarım duruşunu daha geri bir tarihe çekti. KAP’a bildirim yapılmadan önce yine haftanın 3-4 günü üretimler yapıldı. Başka bir Koç sermayesi olan Ford Otosan ise şanzıman tedarikinde yaşanan sorunlardan dolayı 16, 20 ve 21 Temmuz tarihlerinde Yeniköy fabrikasında kaynak, montaj ve boyahane bölümlerinde üretime ara verdi. Ford Otosan’ın genelinde 5 Ağustos’ta başlayacak olan planlı duruşun geri çekilebileceğine dair söylentiler yaygın bir şekilde dolaşıyor. Son olarak ise Türk Traktör’de, satışlardaki azalma bahane gösterilerek sözleşmeli işçiler işten çıkartıldı. Fabrikada çalışma gün sayısı azaltıldı, bir vardiya iptal edildi.

Döviz kurunun yükselmesi ile etkisi güçlenen kriz olgusu satışlarda da kendini ortaya koyuyor. Geçen yıl Avrupa pazarında 6. sırada yer alan Türkiye bu yıl Haziran ayında 4 basamak gerileyerek 10. sıraya düştü. Otomotiv Sanayicileri Derneği’nin açıkladığı 2018 Haziran ayı ve ilk 6 aylık verilere göre, ekonomideki kırılganlık otomotiv üretimine de yansımış durumda. Adet bazında üretimde yaşanan daralmanın yanı sıra otomotiv pazarında da yüzde 11’lik daralma oldu.

Son dönemde büyük otomotiv firmalarında yaşanan daralma, üretime ara vermeler, vardiya eksiltmeler ve kısmi toplu işten çıkarmalar krizin üretim süreçlerine yansımalarıdır. Ancak özellikle özel şirketlerin dış borçlanmasından dolayı krizin etkilerinin daha artacağı bekleniyor. En çok borçlular listesinde ise otomotiv fabrikaları ilk sıralarda.

Sermaye çevrelerinin, sınırsız yetkilerle donatılmış demir yumruk Erdoğan’dan beklentileri, toplumun emekçi kesimlerinin üzerine yıkılacak faturalarla krizin etkilerinden hızlıca korunmaya çalışmak. 2009’da “teğet geçti” diye ifade edilen krizde işçi ve emeçkiler krizin etkilerini herkesten daha fazla gördüler. Maaşlarının yarısına el konuldu. Kitlesel boyutlara varan işten çıkarmalar yaşandı.

İşçi sınıfının örgütsüzlükle, dinci-milliyetçi burjuva ideolojileri ile etkisizleştirilmeye çalışıldığı ve düzene yedeklenmek istenildiği bir dönemde; krizin bedelini ödememenin yolu sermayeye karşı mücadele ve beraberinde örülecek birliktelikle ancak mümkün olacaktır.

Kocaeli’den bir sınıf devrimcisi

 

 

 

 

Gerçek işsizlik oranı yüzde 17,3”

 

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Dairesi (DİSK-AR), Temmuz 2018 tarihli işsizlik ve istihdam raporunu açıkladı. Raporda gerçek işsizlik oranının yüzde 17,3 olduğu, Türkiye’nin OECD ülkeleri içinde en yüksek işsizliğe sahip 4. ülke olduğu ifade edildi.

Gerçek işsiz sayısının 5 milyon 872 bin, ne eğitimde ne istihdamda olan genç sayısınınsa 2,5 milyonun üzerinde olduğu belirtilen raporda, kentsel genç işsizliğinin yüzde 19, genç kadın işsizliğinin yüzde 22, kentsel genç kadın işsizliğinin yüzde 25, yüksek öğrenim işsizliğinin yüzde 10,9 olduğu kaydedildi.

“Genç işsizliği yüksek”

Raporda TÜİK’in 16 Temmuz’da açıkladığı Nisan 2018 dönemi işgücü istatistiklerinin değerlendirildiği belirtilerek şunlar ifade edildi: “Dar tanımlı standart işsizlik yüzde 9,6’ya düşmüş olmasına rağmen, mevsim etkilerinden arındırılmış işsizlik 10,3 olarak gerçekleşti ve bir önceki aya göre 0,4 puan artış gösterdi. Mevsim etkilerinden arındırılmış standart işsiz sayısı 103 bin artarak 3 milyon 188 binden 3 milyon 291 bine yükseldi. Mevsim etkilerinden arındırılmış tarım dışı işsizlik yüzde 12,2 olarak gerçekleşirken, mevsim etkilerinden arındırılmış genç işsizliği 17,9 olarak gerçekleşti. Geniş tanımlı işsiz sayısı 5 milyon 872 bin, geniş tanımlı işsizlik oranı ise yüzde 17,3 olarak hesaplandı. Kadın işsizliği yüzde 12,6, genç kadın işsizlik oranı yüzde 22 olarak gerçekleşti. Yüksek öğrenim işsizliği 10,9 olarak hesaplandı. Ne eğitimde ne istihdam da (NEET) olanların oranı yüzde 21,3 olarak açıklandı. 2,5 milyonu aşkın genç ne eğitimde ne istihdamda yer alıyor.”

Raporda, işsizliğin geldiği boyuta ve işsizlerin iş bulma ümidine ilişkinse şunlara dikkat çekildi: “Çalışmayan nüfusun 1 milyon 500 binini iş aramayıp çalışmaya hazır olanlar oluşturdu. Bunun ise 1 milyon 38 bini kadınlardan oluşmaktadır. İş aramayıp çalışmaya hazır olan grubun büyük çoğunluğu kadınlardan oluşurken, 538 bin kişi ise iş bulma ümidini kaybetmiş durumdadır.”

“İşsizliği azaltacak önlemler alınmalı”

Raporda TÜİK’in kullandığı yöntemlerin gerçek işsizlik tablosunu ortaya koymadığı vurgulanarak, işsizliğin azaltılması için öneriler sunuldu. Önerilerden öne çıkanlar; çırak, stajyer, bursiyerlerin ucuz işgücü olarak kullanılmasına son verilmesi, çalışma sürelerinin düşürülmesi, taşeron işçisi çalıştırmaya son verilmesi, İşsizlik Sigortası Fonu’nun amaç dışı kullanılmasına son verilmesi, herkese güvenceli iş sağlanması oldu.