Kürdistan emekçi ve yoksul halkın devrimci sosyalist çizgisinden selam olsun özgürlüğün komutanı Agite, selam olsun tarihi 15 Ağustos devrimci atılımımıza, selam olsun binlerce kahraman şehitlerimize ve asla zulmün önünde boyun eğmeyi bilmeyen özgürlük sevdalı halkımıza.
15 Ağustos, devrimci bir direniş, sömürgeciliğe ve egemen sınıf çizgilerine karşı cepheden tavır alış, bağımsızlık ve özgürlük yolunda atılan büyük bir atılımdır. Askeri eylem açısından olduğu gibi siyasal anlamda da mücadele çizgisini çok açık ve net ortaya koymuştur.
Mücadele tarihimizde 15 Ağustos birçok şeyin ifadesidir. Yoksul Kürt halkının canıyla, kanıyla, emekleriyle ve büyük fedakarlıklarla yazılan bir direniş tarihi, halka, devrime ve yoldaşa olan sadakatin, bağlılığın en üst boyutta, duyguda, düşüncede ve eylemde yaşamasıdır. Enternasyonal çizgide ezilen halklarla buluşmasıdır.
15 Ağustos, sömürgeciliğe, zulme ve katliamlara karşı bir çığlık ve bir devrimci patlamadır. Bu, devrimci ve özgürlüğü hedefleyen atılımımızın kökleri tarihimizin derinliklerine kadar gider. Ezilenlerin, emekçilerin ve yoksulların mücadele tarihinden beslenir. Onlarca kez betona gömülmenin, katliamlardan, sürgünlerden geçirmenin ardından gelen tarihe büyük bir dokunuştur 15 Ağustos atılımımız.
Komutan Agit öncülüğünde 15 Ağustos atılımının gerçekleşmesinde kuşkusuz zindan direnişlerimizin rolü büyüktür. Amed zindanında tarihe malolan büyük feda eylemleri ve direnişlerin yarattığı etki, hem içerde hem dışarda moral ve coşku yarattı. Mazlum Doğanın tarihe damgasını vuran ölümsüzlük ateşi, Dörtlerimizin ve 14 Temmuzun inanılmız iradesi bir nehir gibi mücadeleye aktı. Bu gelişmelerden en çok etkilenen devrimci kadrolar oldu, günlerce zindan direnişlerine cevap olabilmek için arayışlar sürdü. En son ülkeye geri dönüş kararı alındı, tüm hazırlıklarını yapan gerilla Agit komutan öncülüğünde giriş yaptı. Artık tek şey vardı gündemlerinde; 1978 devrimci programı emekçilere, yoksul halkla buluşturmak ve büyük zindan direnişlerine cevap olmak. Artık bitti denilen bir anda imknsız tekrar başarıldı, kıvılcım bozkırları, dağları tutuşturup Agitleşti.
15 Ağustos bir birikimin ürünüdür, bağımsızlık ve özgürlük özlemidir. Tarihimizin derinlerinden süzülüp gelen, bağrında sayısız isyan taşıyan mücadele, yeni bir devrimci sosyalist direniş çizgisiyle sürece damgasını vurdu. Bu çizgi, sayısız kuşatma ve zorluklara rağmen başarmanın adı oldu.
15 Ağustos, her Kürdün beynine, yüreğine kazılmış özgürlük direnişidir. Sayısız bedel ödenerek bu atılım sahiplenildi. Serhıldanlaşıp tankların, panzerlerin üzerine elleriyle, canlarıyla yürüdüler. Hiçbir fedakarlıktan, bedelden kaçınılmadı ve devrimci tarihe geçen sayısız kahramanlıklar yaratıldı.
Tüm bunlar olurken öbür taraftan İmralı, devrimci kadroları tasfiye ediyor, kendi dışında hiçbir şeyin can bulmasına müsaade etmiyordu. Mücadele gittikçe bilimsellikten ve kendi ideolojisinden kopup kişi putlaşmasına doğru gidiyordu. Bu durum öyle bir hal almıştı ki, devrime, mücadeleye ve halka bağlı olsan dahi İmralıya itaat etmediğin taktirde çok rahat ihanetle suçlanır ve başına gelmeyen kalmazdı. İmralı hiçbir emek üretmeden kendini en tepede gördü, durum böyleyken bedel ödemesi kendine gelince hiç tereddüt etmeden yaratılan onca değere ihanet etti. Bugün İmralı ihanetinin tek bir amacı ve hedefi var! O da yaratılan onca değeri tasfiye etmek, özgürlük umutlarını yoketmek. Ama şu kesin ki, hiçbir güç Mazlumların, Agitlerin değerlerini ve mücadelesini tasfiye edemez. İmralı ihaneti, bu devrimci direişlerin büyüklüğü önünde yokolup gidecektir.
15 Ağustos atılımımız önümüze önemli görevler koymaktadır. Kuşatma ve zorluklara rağmen sayısız imkanlar var. En önemlisi de imkansızı başaranların yoldaşıyız. Moralsizliğe, umutsuzluğa yer yoktur. Gün, Agitlerin çizgisinde mücadele ve o büyük özgürlüğe yürüme günüdür!
Yaşasın 15 Ağustos atılımımız!
Gültekin Koç Ölüm Orucu ekibinde yeralan Selami Kurnaz, 12 Ağustos ünü 117. Ölüm Orucu şehidi olarak ölümsüzleşti.
Ölüm Orucu Direnişine Tekirdağ F Tipi Hapishanesinin tecrit hücrelerinde başlayan Selami Kurnaz 5 ay önce Tekirdağ Devlet Hastanesine kaldırılmıştı. Direnişinin 300. gününde şehit düştü.
DHKC tarafından yapılan açıklamada, yoldaşları Selami Kurnazın devrimci özgeçmişine ilişkin olarak şunlar söyleniyor:
Selami Kurnaz yoldaşımız, 11 Şubat 1964, Arşin/Trabzon doğumludur. Laz milliyetindendir. Devrimci düşüncelerle 12 Eylül öncesinde henüz 14 yaşındayken tanıştı. 1980in hemen öncesinde örgütlü olarak Devrimci Yol içinde mücadeleye başladı. Cunta sonrası Devrimci Yolun dağılışına bağlı olarak örgütsüz kaldı. Bu dönemde bir süre tutsak kaldı. Ama o yine devrimci ideallerinden kopmadı. 1990lı yılların başında Trabzonda Halkevlerinde faaliyet yürüterek ideallerine bağlılığını sürdürmeye çalıştı. Ama kafasında teorik açmazlar vardı.
Aynı yıllarda Istanbula geldi. Devrimci Solcularla tanıştı; onu teorik açmazlarından kurtaracak olan ideolojiyi de bulması demekti bu. O zaten Parti-Cepheliydi. Parti-Cephenin teorik pratik mirası ise Devrimci Solda sürüyordu. İşte bu noktada tercihini Devrimci Solcu olmaktan yana yaptı Selami Kurnaz. Bundan sonra mahalli alanda çalışmalara katıldı. Bir süre Trabzonda Mücadele bürosunda çalıştıktan sonra Trabzon Özgür-Derin kurucu üyesi oldu, burada çalışmaya başladı.
Temmuz 93te tutsak düştü. Kısa süreli tutsaklığının ardından hiçbir tereddüt yaşamadı. Daha sonra 1995 ve 2000de yine kısa süreli tutsaklıklar yaşayacak, mücadele kararlılığı yine değişmeyecekti. Tutsaklıklarının dışında, mücadele ettiği yıllar boyunca onlarca kez işkencehanelerden geçirildi. Yılmadı. 1994te İstanbul mahalli alan örgütlenmesinde sorumluluklar aldı.
2001 Haziranında bir kez daha tutsak düştü. F Tiplerine atıldı. Bu onun son tutsaklığı olacaktı. Hapishanelerde hep bir özgür tutsak olarak yaşadı. Yoldaşlarının 20 Ekim 2000den bu yana sürdürdüğü direnişte bayrağı devralmak için gönüllü oldu. Gültekin Koç Ölüm Orucu Ekibinin bir savaşçısı olarak bayrağı on ay boyunca taşıdı.
Büyük direnişimizin kahramanlarından biri olarak ölümsüzleşti.
Devrimciler ölmez, devrim davası yenilmez!
ÖO direnişinin 117. şehidi Selami Kurnaz ölümsüzlüğe uğurlandı....