26 Şubat 2005
Sayı: 2005/08 (08)


  Kızıl Bayrak'tan
  SEKA’nın çaktığı kıvılcım büyüyor!
  ABD emperyalizmine yanıtımız: Uşaklarını da al ve ülkemizden defol!
  Savaş kundakçılarından uşaklarına sert emir
  Özelleştirmeler Avrupa Birliği için!
  Öğrenci affı neyi gizliyor?
  SEKA direnişi ve acil görevler
  SEKA direnişine ziyaret
  Cevizli Tekel işçileri eylemde
  Adana BDSP ve DHP’den TEKEL ve SEKA işçileriyle dayanışma çağrısı
  Emek Platformu’nu kim kurtaracak?
  Eğitim-Sen eylemleri
   Mersin’deki katliam protesto edildi
  Sermayenin alternatif muhalefet arayışı
  Ulusal sorun ve Kürt hareketi/3: Kürt hareketinde ideolojik silahsızlanma
  AB şeflerinin Bush’la suç ortaklığı!
  Suriye’ye yönelik tehditler sürüyor
 Filistin halkı “barış” yalanına kanmayacak!
Lübnan’da “Lübnanlaşma”
belirtileri
 Kadın emeği ve sendikal katılım
Sosyalizm, kadının kurtuluşu ve
Sovyet deneyimi
İstanbul Eğitim-Sen 4 No’lu Şube Genel Kurulu...
AB ve Kürdistan sorunu
Bültenlerden
Kapitalizmde mutluluk ancak anketlerde olur!!
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın



 

Adana BDSP ve DHP'den TEKEL ve SEKA işçileriyle dayanışma çağrısı...

“TEKEL ve SEKA işçilerinin yaktığı direnme ateşi birleşik ve militan bir mücadele pratiğine dönüştürülmelidir!”

İşçiler, emekçiler! Bugün işçi ve emekçi hareketi zor bir dönemden geçmektedir. Sermaye başta sosyal güvenlik alanında olmak üzere sömürü ve yıkım saldırılarını büyük bir kararlılıkla sürdürüyor. Emperyalizmin tam desteğini alan sermaye; devlet ve hükümet cephesinden tüm olanaklarını seferber etmiş durumdadır ve şimdiye kadar aksayan özelleştirme saldırısı hız kazanmıştır. KİT'ler peşkeş çekilmektedir. SEKA, TEKEL, TELEKOM, PETKİM, THY, gibi işletmelerin yağmaya açılması için son hazırlıklar yapılmaktadır. Geçen yıl çıkarılan kölelik yasasının ardından şimdi de, sosyal reform ve sağlıkta dönüşüm programı adı altında sosyal güvenlik kurumları tasfiye edilmekte, peşkeş çekilmektedir. Bu saldırılardan sonuç alınması halinde ise işçi ve emekçiler tam anlamıyla köleleştirilmiş olacaktır. Mevcut durumda emek cephesindeki dağınıklık ve güvensizliğin en önemli sebebi ise, sendikaların başına çöreklenmiş ve işçiye yabancılaşmış sendika ağalarının uzlaşmacı ve ihanetçi çizgileridir. Sınıf hareketi köklü bir yenilenmeye gitmek durumundadır. Gündemde olan ve tarihsel önem taşıyan saldırıların püskürtülebilmesi; saldırıların hedefi olan işçi ve emekçilerin silkinip ayağa kalkmasına, örgütlü birleşik bir mücadele yürütmesine bağlıdır.

Tüm bu oyun ve baskılara karşı SEKA işçileri direnmeye devam ediyorlar, çeşitli vesilelerle “Bizim SEKA'dan ölümüz çıkar” diyerek, hem sermayeye hem de sınıf kardeşlerine güçlü mesajlar veriyorlar. Güçler dengesinde ibrenin SEKA işçileri lehine dönmesini ise, sınıfın diğer bileşenlerinin SEKA işçileriyle dayanışması belirleyecek.

Bu doğrultuda ilk ve anlamlı destek TEKEL işçileri cephesinden gösterilmektedir. SEKA işçilerinin direnişi ve kararlılığı yine saldırı kapsamında yeralan TEKEL işçilerini tetiklemekte, işçilerde sınıf bilincini güçlendirmekte ve fabrika işgalleri eylem biçimi olarak öne çıkmaktadır. Seka direnişinin gücü kendi sınırlarını aşan bir etki yaratmaktadır. Uzun bir zamandır işçi sınıfında varolan moralsizlik ve güvensizlik, “SEKA gibi direnmek!” sloganıyla umuda dönüşmektedir. Özelleştirme karşıtı mücadele sınıf hareketi açısından yeni bir süreci ifade etmektedir.

“SEKA kıvılcımı çaktı, biz Türkiye'yi tutuşturacağız” diyen TEKEL işçileri günlerdir mücadelelerini sürdürüyorlar. Onları bu onurlu mücadelelerinden ne polis copu, ne de sıkılan biber gazları vazgeçirebilir. Çünkü onlar artık yalnız değiller. Diyarbakır, Batman, Bitlis, Muş, Adıyaman ve Malatya'da binlerce işçi “TEKEL işçisi yalnız değildir!”, “TEKEL, SEKA elele!” sloganlarını haykırarak dayanışma mesajları verdiler.

15 Şubat'ta 2 bin Cevizli TEKEL işçisi “Her yer SEKA, her yer TEKEL!” sloganını hep bir ağızdan haykırarak, SEKA işçilerinin açtığı yoldan ilerlemeye niyetli olduklarını ifade ettiler.

İşçilerin bu anlamlı dayanışması, emekçiler tarafından sahiplenilmeli, direniş çığlığı fabrikalarda, tarlalarda ve alanlarda yankılanmalıdır. TEKEL ve SEKA işçilerinin yaktığı direnme ateşi birleşik ve militan bir mücadele pratiğine dönüştürülmelidir. Bizler Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu ve Demokratik Haklar Platformu olarak işçilerin başlatmış oldukları bu onurlu direnişlerini destekliyor ve onları selamlıyoruz.

TEKEL'e uzanan eller kırılır!

TEKEL, SEKA işçisi yalnız değildir!

İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!

Daha fazla TEKEL, daha fazla SEKA!

TEKEL, SEKA işçisi direnişin simgesi!

Talana karşı birlik, mücadele, zafer!

Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu

Demokratik Haklar Platformu

----------------------------------------------------------------------------------------

Türkiye Denizcilik İşletmesi çalışanları özelleştirme saldırısına karşı eylemde...

Türkiye Denizcilik İşletmesine bağlı şehir hatları çalışanları özelleştirme saldırısına karşı bir süredir eylem yapıyorlar. Türkiye Denizcilik Sendikası'na üye çalışanlar bir süredir sorunlarını afiş yoluyla halka duyurmaya çalıştılar. 18 Şubat'ta yaptıkları basın açıklamasıyla Karaköy İskelesi'nde oturma eylemi başlattılar. İskele'de oturma eylemine devam eden çalışanlara sefer yapan vapurlar ve halk destek veriyor.

---------------------------------------------------------------------------------------

Türkiye Denizcilik Sendikası temsilcisi ile konuştuk...

“Sonuç alamazsak zincirleri bağlamayı düşünüyoruz!”

- Bir süredir Türkiye Deniz İşletmeleri'ne bağlı vapur işletmesinin özelleştirilmesi gündemde. Türkiye Denizcilik Sendikası olarak bir süredir çeşitli biçimlerde eylemlerinize devam ediyorsunuz. Sürecinizi kısaca anlatır mısınız?

- Hükümet ve belediye özelleştirmenin başka bir versiyonu olarak bunu gündeme getirdi. Biliyorsunuz hükümet ile belediye aynı görüşte. Şu anda TDİ şehir hatları kamuya ait bir yer.

Hükümet ve belediye kendi yandaşlarına kamuda istihdam alanı bulamadıkları için buraya göz diktiler. Bir önceki hükümetin çıkarmış olduğu yasadan kaynaklı burayı belediyeye devretmek istiyorlar. Yalnız hizmet araçlarını özele verirken, çalışanların işine son veriyorlar. Bu noktada bizim itirazımız var. Yani devir yapıyorsan çalışanıyla beraber devir yap. Yalnız 135 tane kaptan alacağız diyorlar. Dolayısıyla biz buna karşıyız. Ya hep beraber ya hiçbirimiz diyoruz.

- Bugüne kadar neler yaptınız?

Bundan dört ay önce, basın bildirisi, afişleme, imza kampanyası, tekrar bildiri dağıtımı yaptık. En son 18 Şubat'ta bir basın açıklamasıyla burada oturma eylemi başlattık. Buraya gelen arkadaşlar vardiyadan çıkıp geliyorlar, bu arada hizmeti de aksatmadan bu işi yapmaya çalışıyoruz. Son geldiğimiz noktada karşı taraf kısmen geri kalan bir kısım işçileri alacağını söylüyor, ama biz bir teminat göremediğimiz için eylemimize devam ediyoruz.

- Son hazırlanan yerel yönetimler, kamu yönetimi vb. yasa tasarıyla kamu hizmetleri özelleştirilmek isteniyor. Vapur işletmelerinin belediyeye devri özelleştirilmesi anlamına geliyor...

- Bizim çalışanlarımızın bütün özlük hakları, iş yasası çerçevesinde kazanılmış hakları, sendikalaşma hakları vb. mevcut. Biz bu haklar korunarak yapılan protokoller çerçevesinde geçmek istiyoruz. O şartlar oluşursa kabul ediyoruz, yoksa etmiyoruz.

Şu da olabilir; ileride burada 10 taneye yakın gemi kalacak, bir kısım arkadaşımız burada kalabilir, bir kısmı oraya geçebilir. Zaten bunların 9. ayın 15'inde yapmış oldukları protokolde devir yapılacaktı, biz buna karşı çıkmıyorduk. 1250 kişi bütün özlük haklarıyla beraber oraya geçecekti, biz buna karşı değildik. Ne olduysa ondan sonra bir değişikliğe gidildi. Herhalde kendi adamlarının baskısına dayanamadılar. Biliyorsunuz uluslararası sermayenin dayatması var. Artık Türkiye'de kamu diye bir şey bırakmak istemiyorlar. Sendikalar artık yeni şeyler geliştirmek zorunda, sırf karşıyım demekle bazı şeyler olmuyor. Karşıyım demek sonuç vermiyor, alternatif oluşturmak zorundasınız. Bugün milyonlarca insan sigortasız çalıştırılıyor, kanunda aynı gün sigortalı olman gerekirken. Tüm bunlara karşı sendikalar yeni şeyler geliştirmeli.

- Oturma eyleminden sonra eyleminize hangi biçimlerde devam edeceksiniz?

Sonuç alamazsak zincirleri bağlamayı düşünüyoruz. Bunda da kararlıyız. Şu anda genel başkanımız Ankara'ya gitti. Görüşmelerin sonucuna göre eylemlerimiz değişebilir.

Kızıl Bayrak/İstanbul