26 Şubat 2005
Sayı: 2005/08 (08)


  Kızıl Bayrak'tan
  SEKA’nın çaktığı kıvılcım büyüyor!
  ABD emperyalizmine yanıtımız: Uşaklarını da al ve ülkemizden defol!
  Savaş kundakçılarından uşaklarına sert emir
  Özelleştirmeler Avrupa Birliği için!
  Öğrenci affı neyi gizliyor?
  SEKA direnişi ve acil görevler
  SEKA direnişine ziyaret
  Cevizli Tekel işçileri eylemde
  Adana BDSP ve DHP’den TEKEL ve SEKA işçileriyle dayanışma çağrısı
  Emek Platformu’nu kim kurtaracak?
  Eğitim-Sen eylemleri
   Mersin’deki katliam protesto edildi
  Sermayenin alternatif muhalefet arayışı
  Ulusal sorun ve Kürt hareketi/3: Kürt hareketinde ideolojik silahsızlanma
  Suriye’ye yönelik tehditler sürüyor
  AB şeflerinin Bush'la suç ortaklığı!
 Filistin halkı “barış” yalanına kanmayacak!
Lübnan’da “Lübnanlaşma”
belirtileri
 Kadın emeği ve sendikal katılım
Sosyalizm, kadının kurtuluşu ve
Sovyet deneyimi
İstanbul Eğitim-Sen 4 No’lu Şube Genel Kurulu...
AB ve Kürdistan sorunu
Bültenlerden
Kapitalizmde mutluluk ancak anketlerde olur!!
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın



 

Lübnan'da “Lübnanlaşma” belirtileri

Emperyalist ve siyonist güçler ile bölgedeki düşkün işbirlikçileri, kirli planlarını Lübnan'da devreye koymuş görünüyorlar. CİA denetiminde uygulanan bu planlara artık yabancı değiliz. Bu kirli plan; hoşnutsuz kitlelerin tepkilerini hedefinden saptırmak, Amerikan kuklası bir yönetimi başa getirmek için seferber etmek, yani emperyalist hedefler için kitlelerin tepkisini dolgu malzemesi olarak kullanmak temeli üzerinde şekilleniyor.

Lübnan halkının hoşnutsuzluğu hedefinden saptırılıyor

Eski başbakan Refik Hariri'nin öldürülmesinin ardından, Lübnan'da muhalefet ile hükümet arasındaki gerilim de büyümeye başladı. Cenaze törenini Suriye karşıtı bir gösteriye çeviren muhalefet, suikasttan hükümeti sorumlu tutarak, ülkedeki Suriye nüfuzuna karşı “bağımsızlık intifadası” başlattığını duyurdu.

Lübnan muhalefeti suikasttan -ortada herhangi bir delil bulunmadığı halde- Suriye ve Beyrut hükümetinin sorumlu tutarak, hükümeti düşürmek için taraftarlarını sokağa çıkmaya çağırdı. Lübnan Başbakanı bu girişimin darbe çağrısı olduğunu belirtti. Muhalif milletvekilleri, Suriye yanlısı olduğunu belirttikleri Beyrut hükümetinin istifa etmesini istiyorlar. Muhalefet tarafından yayınlanan açıklamada şu anki hükümetin meşru olmadığı iddia edilerek, Suriye ve Lübnanlı yöneticiler “suç ve terör” politikaları izlemekle suçlandı. Bilindiği gibi “suç ve terör” savaş kundakçılarının “sihirli” sözcükleridir.

Girişimlerini sürdüren muhalefet partileri, Hariri'nin öldürülmesinden bir hafta sonra gösteri düzenledi. Lübnan'daki çeşitli kesimlerden yürüyüşe katılan binlerce kişi, Suriye karşıtı sloganlar attı. Ellerinde “Suriye Lübnan'dan ellerini çek!”, “Şimdi sıra kimde!”, “Demokratik Lübnan!” gibi sloganların yazılı olduğu pankartlar taşıyan göstericiler, Washington ve Telaviv'de oturan canilerin istediği türden bir görüntü sergiledi.

Suriye karşıtı muhalefetin sembolü olan kırmızı-beyaz renkler (Ukrayna'da sembol renk turuncuydu) taşıyan göstericiler, eski başbakanın gömüldüğü Muhammed Emin Camisi'ne kadar yürüdü. Hariri suikastından Şam yönetimini sorumlu tutan göstericiler, Suriye askerlerinin derhal çekilmesini talep etti.

Muhalefet partilerinin sözcüleri, bu gösteriyle “bağımsızlık intifadasını” başlattıklarını iddia ederek, eylemlerini hükümeti düşürene kadar sürdüreceklerini dillendirmeye başladılar. Gösterilerde kullanılan şiarlar, taşınan semboller, liderlerin açıklamaları bir araya getirildiğinde, Lübnan'ın son günlerdeki tablosu, giderek Gürcistan ve Ukrayna'da yaşananları hatırlatıyor

Suriyeli işçilere saldırılar!

Hariri'nin öldürülmesinin ardından, başta muhalefet ve ABD emperyalizmi olmak üzere çeşitli gerici çevrelerin Suriye'yi sorumlu tutması ilk uğursuz sonuçlarını üretmeye başladı. Lübnan'da çalışan Suriyeli işçileri (sayıları bir milyonu buluyor) hedef alan şoven saldırılar gündeme geldi. Son olarak, ülkenin kuzeyinde Suriyeli işçilerin kaldığı kampın silahlı kişilerce kundaklandığı bildirildi.

Yayınladıkları bir bildiriyle Suriye'nin çekilmesini isteyen bir grup Lübnanlı aydın, ülkede çalışmak için bulunan masum Suriyeli işçilerin saldırılara hedef olmasını da kınadılar.

Hizbullah'tan iç savaş uyarısı

Son gelişmeler üzerine bir açıklama yapan Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, Lübnan halkının Suriye'ye karşı kışkırtılmasının Lübnan'ı yeniden bir iç savaşa sürükleyebileceği uyarısında bulundu. Nasrallah, başkent Beyrut'ta aşure günü etkinlikleri dolayısıyla toplanan binlerce Şii'ye hitaben yaptığı konuşmada, Hariri cinayetiyle ilgili olarak soruşturmanın da hızla yapılmasını istedi. İç savaştan çıkmış bir ülkenin sorumluluğunu taşıdıklarını ifade eden Nasrallah, “Kızgın olsak bile geçmişin hatalarını tekrarlamamalıyız” uyarısında bulundu.

Lübnan muhalefetinin sırtını emperyalist güçlere dayaması, İsrail'le işbirliğine kapı aralaması, ABD emperyalizminin halklara karşı kullandığı “terör” vb. argümanları Beyrut hükümet ile Suriye'yi suçlamak için kullanması, son derece karmaşık bir etnik, dinsel ve mezhepsel yapıyı içinde barındıran bu ülkede -kısa süre önce çekilen- zebanilerin sahneye davet edilmesi anlamına geliyor. Oysa, ulusal, dinsel, mezhepsel kökenden bağımsız olarak, Lübnan halklarına gerekli olan emperyalizme ve işbirlikçilerine karşı ortak bir direnişle özgürleşmektir.

------------------------------------------------------------------------------------

Mamak İşçi Kültür Evi Kadın Komisyonu çalışmalarından...

Emekçi kadınların özgül sorunlarını gözardı eden onları devrime kazanamaz!

Kapitalist toplumda işçi ve emekçi kadınlar sadece sınıfsal kimliklerinden dolayı değil, cinsel ve ulusal kimliklerinden kaynaklı da ezilmektedir. Bu nedenle işçi ve emekçi kadınlar içinde yürütülecek çalışma bu üç ayağı da gözönünde tutmak zorundadır.

Bu yaklaşıma uygun olarak Mamak İşçi Kültür Evi Kadın Komisyonu olarak çalışmalarımıza başladık. Bölgemizde yoğun olarak orta Anadolu'dan ekonomik nedenlerle göç etmiş, eğitim olanaklarından yeterince yararlanamamış ev kadınları yaşamaktadır. Her ne kadar ev kadınları üretim sürecine doğrudan katılmıyor olsalar da, yeniden üretim sürecini sağlıyorlar. İkincisi kadınlar istedikleri için değil, işsizliğin yoğun olmasından dolayı ev kadınlığına mahkum edilmişlerdir. İş buldukları oranda temizliğe gitmekte, evde örgü ve dantel örmektedirler.

Mamak İşçi Kültür Evi Kadın Komisyonu birbuçuk aydır çalışmalarını yürütüyor. Ön çalışma sürecinin ardından ilk geniş katılımlı toplantıyı 19 Şubat günü gerçekleştirdi. Toplantıya katılım ve ilgi yoğun oldu, canlı tartışmaların yaşandı. Sorunlar ve çalışma biçimi konusunda açıklık sağladı. Kadın sorunu ve çözümler üzerine tartışmalar yapıldı. 8 Mart'a kadar yapılacak etkinliklerin programı netleştirildi ve 8 Mart sonrası için öneriler genel hatlarıyla formüle edildi. Toplantıların düzenli olarak devam etmesi kararlaştırıldı.

Toplantıda öngörülen etkinlikler:

- İlki 26 Şubat, ikincisi 2 Mart'ta olmak üzere Mamak'ta en fazla dinlenen yerel bir radyoda 8 Mart'a yönelik iki program yapılması.

- İşçi-Kültür Evleri'nin 8 Mart'a yönelik afişlerinin Kadın Komisyonu tarafından yapılması.

- Kadınlara yönelik okuma-yazma kursu açılması.

- Kadın Komisyonu bünyesinde Kadın Tiyatrosu kurulması ve 8 Mart'tan sonra çalışmalarına başlaması.

- Uzmanların da katılımıyla iki haftada bir kadınların yaşadığı sorunların tartışılması. Tartışma konuları olarak “İşsizlik ve yoksulluk”, “Yozlaşma-madde bağımlılığı”, “Kadına yönelik şiddet” belirlendi.

Ayrıca Mamak İşçi Kültür Evi, Mamak Halkevi, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Mamak Şubesi ve AK-DER tarafından 8 Mart'a yönelik ortak bir program oluşturuldu.

Program çerçevesinde gerçekleştirilecek etkinlikler:

- 2 Mart günü fotoğraf sergisi/düzenleyen Mamak Halkevi

- 3 Mart günü müzik dinletisi ve resim sergisi/düzenleyen AK-DER

- 4 Mart günü panel, “Emekçi kadınların günümüzde yaşadığı sorunlar”/ düzenleyen Mamak İşçi Kültür Evi

- 5 Mart günü 8 Mart etkinliği, MİKE müzik topluluğu, sinevizyon, MİKE şiir topluluğu/ düzenleyen Mamak İşçi Kültür Evi

- 6 Mart günü semah, halk oyunları, halk müziği/ düzenleyen Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Mamak Şubesi

İşçi Kültür Evi Kadın Komisyonu olarak önemli bir ilk adım attığımızı düşünüyoruz. Çalışmalarımız bundan sonra da yaygınlaşarak ve derinleşerek süreecek.

Mamak İşçi Kültür Evi Kadın Komisyonu