İçindekiler:

8 Kasım 2022
Sayı: KB 2022/32

Sosyalizm günceldir!
Ekim Devrimi yol gösteriyor!
"Sahtekarların yüzyılı" başlıyor!
AKP'nin vizyonunda ülke güzellemeleri
TÜSİAD'ın asıl derdi "sermayenin refahı"
Erdoğan'ın Diyarbakır gezisi
Emekçilere araba "müjdesi": TOGG!
Saray'da paçalar tutuştu
TTB yine mafyatik rejimin hedefinde!
Acarköy Tekstil direnişinin gösterdikleri...
Bornova Belediyesi'nde taban örgütlenmesi
Genel-İş'in mücadele bayrağını yere düşüren kim?
Dünyayı sarsan altmış yıl!
Avrupa'da güçlenen sınıf mücadelesi zemini
Doğu Akdeniz'de kartlar kırılıyor
"Dünyadaki durum en kötü senaryoya gidiyor"
2022 Küresel Açlık Endeksi
Dünya İklim Konferansı Mısır'da başladı
NATO'nun şefi Türkiye'de
Madenci katliamı
Maden işçisi hesap sormalıdır!
İEKK İstanbul'da buluşma gerçekleştirdi
MEB-A101 protokolü
Susurluk karanlığı sürüyor...
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Emekçilere araba “müjdesi”: TOGG!

 

Seçime hazırlık sürecini başlatan AKP şefi Tayyip Erdoğan, çöküşte olan rejimine oy desteği sağlayabilmek için “büyük balonlar” şişirmeye başladı. Görünen o ki, giderek yoğunlaşan baskı ve zorbalığa “sahte vaatler” de eşlik etmeye devam edecek. Sosyal konut projesi, “Türkiye Yüzyılı” derken, AKP şefi 29 Ekim’de Anıtkabir’de elinde salladığı “yerli/milli” otomobil “TOGG balonu” ile sahneye çıktı.

TOGG yandaşlar, yarı yandaşlar, dalkavuklar ve beslemeler tarafından “coşkuyla” karşılandı. Saray beslemesi “gazetecilerin” hazırladıkları özel programlarla pazarlanan TOGG, sanki şimdiden Avrupa’yı kıskançlıktan çatlatmış bir “başarı hikayesi” şeklinde pazarlanıyor. Saray rejiminin batağa sapladığı Türkiye TOGG’a binip uçmaya başlamış gibi demagoji yaptılar/yapıyorlar. Oysa TOGG Üst Yöneticisi (CEO) Gürcan Karakaş, otomobilin Mart 2023’te trafiğe çıkmasının planlandığını açıkladı. Yani ortada bir otomobil yok ama seçim malzemesi olarak kullanılan İtalyan tasarımı “yüzde 100 yerli/milli” TOGG var. 

***

“Yerli/milli” safsatasını iki de bir kullanan Tayyip Erdoğan ve “renkli” yardakçı takımı, bir kez daha riyakarlığın sınırlarını alt üst ediyorlar. Oysa “TOGG müjdesi” konusunda açıklamalar yapan CEO Gürcan Karakaş, otomobilin aksamları konusunda şu bilgileri “iftiharla” veriyor:

Motor: Alman

Batarya: Çin

Şasi: İngiliz

Tasarım: İtalyan.

Araç entegrasyonu: Alman…

Görüldüğü üzere saray rejiminin TOGG’u “yüzde 100 yerli/milli” bir otomobildir.

TOGG bu kadar yerli/milli olunca, tahmini fiyatı bir milyon olan bu otomobilden “ilk siparişi verme şerefi” de haliyle Tayyip Erdoğan’a düştü: “Alacağımız otomobilin rengini refikam Emine Hanımla istişare edeceğiz, sonra karar vereceğiz…Vatandaşlar Şubat’ta başlayacak ön satışla birlikte siparişlerini verebilecekler…” Vatandaşlar sipariş için sıraya girebilirler; ne de olsa TOGG’un fiyatı sadece bir milyoncuk…

***

“Yerli/milli” otomobil AKP şefinin hayallerinden biriydi. Çünkü kurmak istediği dinci-faşist rejimin bu tür imajlara ihtiyacı var. Kapitalistler bu işe girişmek istemeyince, saraya biat eden TOBB (Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği) yönetimine bu görevi verdi. Bu kapsamda az sayıda kapitalistin katılımıyla 2017 yılında Türkiye Otomobil Girişim Grubu (TOGG) şirketi kuruldu. Elektrikli otomobili bu şirketin üreteceği söyleniyor. Ancak neredeyse her şeyi devletten, yani halkın sırtından toplanan vergilerden karşılanacak.

2 Kasım’da konuyla ilgili yazdığı makalede (*) Mustafa Sönmez şu bilgileri veriyor: “…Yatırıma, Erdoğan’ın talimatıyla Bursa Gemlik’te büyük bir eski askeri alan tahsis edilirken sağlanan teşvikler bununla kalmadı. Gümrük Vergisi muafiyeti, Katma Değer Vergisi istisnası, yüzde 100 vergi indirimi, azami tutar sınırı olmaksızın 10 yıllık sigorta primi işveren hissesi desteği, 10 yıllık Gelir Vergisi stopajı desteği, azami 360 milyon liralık nitelikli personel desteği, faiz ve kâr payı desteği de teşvik paketinde yer aldı. Hükümet ayrıca 2035 yılına kadar kamu için toplamda 30 bin araçlık alım garantisi verdi.”

***

Her şey yolunda giderse TOGG Mart 2023’te trafiğe çıkacak. Ancak bu noktada bazı sorular akla geliyor: AKP şefinin seçim propagandası olarak pazarladığı bu otomobili hangi “vatandaşlar” alacak? Böyle bir otomobil kimler için ve neye göre “müjde” anlamına geliyor? Bir milyonluk otomobil, ezici çoğunluğu asgari ücret veya biraz altında ya da üstünde bir ücretle çalışan işçi sınıfını için ne anlam taşıyor?

İşçilerin, emekçilerin ezici çoğunluğunu sefalete mahkum eden, onları sağlıklı beslenme hakkında bile yoksun bırakan rejimin milyonluk bir otomobili pazarlaması kaba küstahlığın da ötesinde, tam bir ahlaksızlıktır. Zira 5500 lira ücret alan bir işçinin, tahmin edilen fiyatla (ki enflasyon yükseldiği için bu fiyat daha da artacaktır) TOGG alabilmesi için yemeden, içmeden, giyinmeden, yıkanmadan 20 yıl kadar çalışması gerekiyor.

Hal böyleyken bir milyonluk bir otomobili “vatandaşa müjde” gibi sunmak kaba bir sahtekarlıktır. Gerici-faşist rejim muhtemeldir ki, seçimlere doğru buna benzer başka “büyük sahtekarlık projeleri” pazarlamaya devam edecektir. Ancak sahtekarların şişirdiği “seçim balonlarının” rejim tarafından sefalete mahkum edilen milyonlara sunacağı bir şey yoktur…

(*) mustafasönmez.net

 

 

 

 

AKP-MHP rejimi kimlere çalışıyor?

 

Bedelini işçilerin emekçilerin ödediği, giderek derinleşen bir ekonomik kriz var. Krizin yansımaları toplumsal yaşamın her alanında somut bir şekilde görülüyor. Açlık sınırı 7.500 liraya dayanırken, 1 Ocak 2023 tarihine kadar geçerli olan asgari ücretin 5.500 lira olması, kapitalistlere hizmet eden saray rejiminin emekçileri nasıl bir sefalete mahkum ettiğinin çarpıcı göstergesidir.

Belirtmek gerekiyor ki, ülkede derinleşen ekonomik krizin yansımaları her sınıf için farklıdır. Yani saraylarında sefahat sürenlerin “aynı gemideyiz” safsatasının gerçek hayatta karşılığı bulunmuyor. Nitekim kriz emekçilerin yaşamına “çok yönlü bir sefalet” şeklinde yansırken, saraylarda sefahat sürenleri zerre kadar etkilemiyor. Finans sektörü, bankalar, diğer adıyla “faiz lobisi” ve kapitalist şirkeler için ise durum tam tersidir. Emekçiler için “sefalet” olan ekonomik kriz, onlar için “altın fırsat” olabiliyor.

Kısa süre önce bankaların son bir yılda karlarını %300 civarında arttırdıkları açıklanmıştı. Bunu teyit eden yeni açıklama ise Koç Holding’den geldi. Yılın ilk 9 ayına ilişkin finansal raporunu Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) açıklayan Koç Holding, yılın ilk 9 ayında devasa kar sağladığını ilan etti.

Rapora göre Koç Holding toplam konsolide gelirlerini geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 189 artırarak 646 milyar 872 milyon TL seviyesine yükseltti. Kar oranındaki artış ise çok daha yüksek. Raporda holdingin faaliyet kârının yüzde 300 arttığı, net karın ise yüzde 336’ya ulaştığı belirtiliyor. Geçen yılın aynı döneminde 9 milyar 417 bin lira olan net kar oranının, bu yıl 42 milyar 22 milyon liraya ulaştığı belirtiliyor.

***

Koç Holding raporunun verileri çarpıcıdır. Zira AKP-MHP rejiminin emekçileri derin bir sefalete sürükleyen politikalarının hangi sınıfın çıkarları gözetilerek hazırlandığını gözler önüne seriyor. Bu tablo, sadece adı geçen holdingin değil, bütün sermaye kodamanlarının kriz döneminde yaptıkları vurgunlar hakkında da fikir veriyor.

Saray rejiminin ekonomi politikaları eleştirildiğinde; “Biz ne yaptığımızı çok iyi biliyoruz” diye yanıt veren AKP şefi Tayyip Erdoğan elbette hangi sınıfa hizmet ettiğini çok iyi biliyor. Bu bağlamda Koç Holding’in kar bilançosunu, saray rejiminin bir tür “karnesi” sayabiliriz. Propaganda amacıyla uydurulan “Türkiye Yüzyılı” gibi safsataları bir yana bırakıp bu “karneye” bakanlar, AKP-MHP koalisyonunun kimleri temsil ettiğini ve hangi sınıfların hizmetinde olduğunu ayan-bayan görecektir.