19 Haziran'04
Sayı: 2004/24 (16)


  Kızıl Bayrak'tan
  Devletin sahte açılımları ve Kürt sorununun gerçek çözümü
  Düzen medyası yine görev başında...
  Devrimci tutsaklardan açıklama...
  Castleblair’de eylem ve sendikal ihanet!
  Castleblair işçilerinin açıklaması...
  DİSK 12. Genel Kurulu üzerine
  NATO Zirvesi ve sendikaların tutumu üzerine
  Gaziosmanpaşa’da NATO karşıtı eylem, etkinlik ve pratik çalışmalar...
  BDSP’nin Pendik NATO karşıtı çalışmalarından...
  NATO karşıtı eylem, etkinlik ve faaliyetten
  Mamak NATO Karşıtı İşçi-Emekçi İnisiyatifi’nin eylem ve etkinliklerinden…
  Petkim işçileri eylemde
  Kızıl Bayrak 10. yayın yılını geride bıraktı!
Devrimci sınıf çizgisi ve geleneğinin yayın kürsüsü
  Nice 10 yıllara!
  “Kızıl Bayrak emekle, bedellerle yükseliyor, yükselecek!”
  Liseli gençlik çalışmasının sorunları
  6. ay zamları için örgütlenelim, mücadele edelim!
  İslam Konferansı Örgütü (İKÖ) toplantısı üzerine...
  ABD emperyalizmine uşak olanlar, siyonistleri desteklemeye mahkumdur
  Aznar’dan sonra “fino köpeği” Blair de seçimlerde hezimete uğradı...
  Emperyalizm özgürlük değil egemenlik ister!..
  Bültenlerden
  Bültenlerden
  1. Çiğli İşçi Kurultayı Sonuç Bildirgesi:
  Tüketirken tükenen kadınlar
  12 Haziran’da Frankfurt’ta yapılan Konferans’ın Sonuç Bildirgesi
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın



 
İslam Konferansı Örgütü (İKÖ) toplantısı üzerine...

“Reform” adı altında emperyalizme uşaklık

İstanbul’da gerçekleşen İKÖ toplantısında, örgütün genel sekreterliğine ilk defa bir Türk seçildi. Toplantıda 57 ülke, dışişleri bakanı düzeyinde temsil edildi. Halen İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi Genel Müdürlüğü’nü yürüten Ekmeleddin İnsanoğlu, ev sahibi sıfatıyla Türk dışişleri bakanlığı tarafından yapılan baskıların da etkisiyle İKÖ genel sekreterliğine seçildi.

Neyin reformu?

Hatırlanacağı gibi Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) gündeme getirildiğinde, Bush ile savaş kundakçısı çete, Arap/Müslüman ülkelerinde “demokratik reformlara” ihtiyaç olduğunu iddia etmiş, bu projenin de bu reformları hızlandırmak amacıyla gündeme getirildiğini söylemişlerdi.

Emperyalistlerin dilinde, reformun ne anlama geldiğini anlamak için Ebu Garib ya da Guantanamo’ya bakmak yeterlidir aslında. Ancak saldırganlık ve şiddetin borazanı olan sermaye basın-yayın araçları bu kavramları o kadar çok kullanıyorlar ki, her türlü vahşeti bu kavramların ardına sığdırmak istiyorlar.

BOP’un gündeme gelmesiyle mesajı alan gerici Arap/İslam rejimleri bile artık bu kavramla haşır neşir oldular. Bu anlaşılır bir durum. Çünkü onlar Afganistan ve Irak’ta yaşanan süreçlere bakarak bu kavramın ne anlama geldiğini biliyorlar. Nitekim 22 Mayıs’ta Tunus’ta yapılan Arap Birliği Zirvesi’nde, sözkonusu rejimler “reform gereksinimini” resmen gündemlerine aldılar. Tabii bu “demokratik reformların” gerçek hayatta ne anlam ifade ettiğinden hiç söz etmeden.

İstanbul’daki İKÖ toplantısında da konuşan herkes reformla söze başladı. Açılış konuşmasını yapan Necdet Sezer, “İKÖ üyeleri çağı yakalamak için reformlara ivme katmalı... Artık Ortadoğu’da reformların tutup tutmayacağına dair tartışmalar bir kenara bırakılmalı... İKÖ böylelikle uluslararası toplumda hakettiği yeri alabilir...” türünden ifadelerle bezeli “öğüt”ler sıraladı.

Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ise Sezer’den de ileri giderek öğüt-tehdit karışımı bir üslupla konuştu. Tescilli Amerikan uşağı Gül’e göre, “Daha demokratik, şeffaf, ekonomik-sosyal anlamda etkin, iyi yönetilen açık toplumlar yönündeki değişimi devam ettirmek gerekiyor... Reformların dışarıdan empoze edilmemesi, reformların takvim ve aşamalarının ilgili ülkeler tarafından belirlenmesi gerektiğini” vurgulayan Gül, reformların zaman kaybetmeden başlaması gerektiğini de sözlerine ekledi.

Oldukça “demokratik” görünen bu girişten sonra Gül, “Biz kendi evimize çekidüzen vermezsek, başkaları bu yöndeki talepleri bize dışarıdan dayatacaktır. Bunu bir süredir söylüyoruz. İslam ülkelerinin kendilerini 21. yüzyıla uyarlamaları gerekiyor...” türünden ifadeler kullandı. Bu arada ABD’de yapılan G-8 toplantısında da, İslam ülkelerine değişim mesajı iletildiğini aktardı.

ABD emperyalizmi için saldırı
üssü ve “model” ülke

ABD emperyalizminin, Türkiye’yi saldırı üssü ve “model” ülke olarak kullanmak istediği bir sır değil. Zira Türkiye’deki rejim hem müslüman, hem “demokratik”, hem laik, hem de iliklerine kadar Amerikan uşağı. Ortadoğu’da ABD için bundan daha uygun bir model bulunamaz herhalde.
Türk egemenleri, kendilerine biçilen bu modele uygun girişimlere çoktan başlamış bulunuyorlar. İKÖ toplantısı bu kulvarda alınan mesafeyi gösteriyor. Bu ayın sonunda İstanbul’da gerçekleşecek NATO toplantısı ile bu kirli misyon daha da pekişecek ve de somut biçimler alacak.

Reform sözünü ağızlarından düşürmeyen bu gerici güçler, kendi ülkelerinde en basit demokratik hakların kullanılmasına dahi tahammül etmiyorlar. Dahası engellemek için azgın bir şiddet kullanıyorlar. Arap rejimlerini geçtik, zorbalığın boyutunu görmek için, İslam ülkelerine öğütler sıralayan Türkiye’deki Amerikancı rejimin bugünlerde estirdiği devlet terörüne bakmak yeterlidir.

Demek ki “reform”lardan kastedilen şey, zorba rejimlerin demokratik haklara tahammül etmesi değil, Amerikan emperyalizminin istediği yönde adım atmasıdır. Yani onursuzca bir uşaklıktır. Aksi halde “birileri dışarıdan gelip evimize çekidüzen verir.” Tabii Afganistan ve Irak’a çekidüzen verdiği gibi.

İşbirlikçi sermaye iktidarının Kıbrıs’la ilgili destek talebi dışta tutulursa, İKÖ zirvesinde gündemi işgal eden temel mesele BOP oldu. İKÖ genel sekreterliği mevkisini işgal etmeye başlayan Amerikancı rejim, bu mevkiden de yararlanarak BOP için daha aktif bir figüran olmaya çalışacak.

Bush’la savaş çetesinin Ankara’daki uşakları daha şimdiden, kısa ve net bir mesaj verdiler İslam dünyasına; “Ya ABD’nin dediğini yaparsınız, ya da sonunuz Taliban veya Saddam gibi olur. Tercih sizin!”