5 Şubat 2005
Sayı: 2005/05(05)


  Kızıl Bayrak'tan
  Seçim oyunu ve şoven kışkırtmalar
tutmayacak.
  Amerikancı Tayyip sözlerinin arkasında bir
gün bile duramadı
  Emperyalist haydutların seçim oyunu
bitti
  Halkların cellatlarına bu topraklarda yer
yok!
  CHP operasyonunda son perde
  SEKA işçisinin kazanma kararlılığı!.
  SEKA işçilerinden
Unakıtan'a yanıt
  Direnişteki bir UNO işçisiyle konuştuk
  TEKSİF’in başındaki ağalar satışa imza attı!
  GOP BDSP kampanya
faaliyetinden
  Esenyurt ve Kıraç BDSP faaliyetlerinden
  Ankara BDSP kampanya faaliyeti
  İ. Ü.’nde soruşturma
skandalı
   Ulusal sorun ve Kürt hareketi/1 (Orta sayfa)
  Eğitim-Sen’in dünü ve bugünü
  Gayrimeşru seçimler işgali meşrulaştıramaz
  ÖDP 4. Kongresi üzerine
  Filistin halkı direnme kararlılığını koruyor!
  ABD-İngiliz emperyalist ittifakında çatırdama belirtileri
  “Başka bir dünya mümkün”, ama nasıl?
  Sempozyumda sorunlarımızı tartışmaya
hazırlanıyoruz
  PSAKD Maltepe Şubesi röportaj
  Irak seçimleri ve Kerkük üzerine koparılan
fırtına
 AB, kadın sorunu ve Türkiye
 Bültenlerden
 Mumcu cinayeti ve devletin “tuğladan duvar”ı
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın



 

‘Barış' adı altında köleliği dayatamayacaklar...

Filistin halkı direnme kararlılığını koruyor!

Mahmut Abbas'ın başa geçmesinden sonra ‘Ortadoğu barış süreci'nin yeniden başlamasından sık sık sözedilmeye başlandı. Başta kasap Şaron olmak üzere siyonist yönetimin önde gelen isimleri de anlaşmaya varmak için görüşmelere başlanacağını açıkladı.

Barış mı, saldırganlık mı?

Filistin-İsrail arasındaki görüşmelerin ilki eski Gazze güvenlik şefi Muhammed Dahlan ile İsrail Savunma Bakanı Şaul Mofaz arasında yapıldı. İsrail tanklarından açılan ateşle 10 yaşındaki Filistinli kız çocuğunun katledilmesi ve 7 yaşındaki bir kızın da yaralanması, Dahlan-Mofaz görüşmesinin gergin geçmesine neden oldu.
Şaron'un sözcüsü, Şaron ile Mahmut Abbas'ın Şubat ayının ikinci haftasında biraraya geleceğini söyledi. Mofaz'ın danışmanı Gilad ise, ‘Gerginliği azaltmak için güvenlik alanında verilecek tavizler dahil, gündemdeki bütün konularda esneklik göstermeye ve gerekli adımları atmaya hazırız' dedi.
Siyonistlerin iddiaları, ABD'nin yeni Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice tarafından da desteklendi. Bu savaş kundakçısına göre ‘halkının arzularını karşılayan yaşayabilir bir Filistin devleti kurulmadan, İsrailliler ve Filistinliler için barış olmayacak'. İsrail ve Filistin yetkilileriyle görüşmeler yapmaya hazırlanan Rice, Ortadoğu'ya barış getirmenin, başkan Bush'un ikinci dönemindeki önemli bir dış politika hedefi olduğunu ileri sürdü.
Ancak biliniyor ki, bağımsız bir Filistin devletinin kurulması önündeki temel engel ABD-İsrail ittifakıdır. Sözünü ettikleri ‘Filistin devleti' de her yönüyle siyonistlerin egemenliği altında olan, iradeden yoksun bir oluşumdan öte bir şey değildir.
Eğer yaptıkları açıklamalarda zerre kadar doğruluk payı olsaydı, İsrail ordusunun cinayetleri devam etmez, Doğu Kudüs'te Filistinliler'e ait topraklar gaspedilerek buralara yeni Yahudi yerleşimleri açma planı devreye konulmazdı.

‘İsrail saldırıları devam ederse silahlı direniş başlar'

Filistinli örgütlerin İsrail'e karşı saldırılarını durdurmasından sonra İsrail ordusu birçok cinayet işledi. 10 yaşındaki kız çocuğunun katledilmesinden sonra Hamas, ırkçı Yahudiler tarafından inşa edilen yerleşimlerden birine füze attı.
Filistin yönetimi, İsrail'in resmi bir ateşkes ilan etmesini ve cezaevlerinde bulunan Filistinli tutukluları serbest bırakmasını talep ederken; Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin El Kassam Tugayları'nın sözcüsü, Filistinli 8 grup adına konuştuğunu belirterek, ‘Filistinliler'e yönelik şiddet devam ederse 8 grup saldırılara yeniden başlayacak' dedi.
Hizbullah tarafından yapılan açıklamada ise, Hamas ile Hizbullah liderinin yaptığı toplantıda, İsrail'e karşı direniş seçeneğinin desteklenmesi konusunda anlaşmaya varıldığı bildirildi. Açıklamada, iki lider arasındaki görüşmede, ‘Direniş ve kararlılığın, mevcut baskıya karşı gelmek için tek seçenek' olduğu konusunda fikir birliğine varıldığı belirtildi.

Hamas'ın seçim başarısı direnişe verilen desteğin göstergesi

Gazze Şeridi'nde yapılan ilk yerel seçimleri, ezici çoğunlukla Hamas örgütü kazandı. Hamas'ın, 10 bölgede yapılan seçimler sonucunda, belediye meclislerindeki 118 sandalyenin 77'sini kazandığı açıklandı. El Fetih 26, bağımsızlar 14 , Halk Cephesi ise 1 sandalye kazandı.
Filistin yönetiminin aşamalı olarak gerçekleştirmeye karar verdiği yerel seçimlerin ilki, 23 Aralık'ta Batı Şeria'da birçok bölgede yapılmış ve Hamas Batı Şeria'daki seçimlerde önemli siyasi kazanımlar elde etmişti. Bu iki aşamayı Nisan ayında Filistin topraklarının yarısından fazlasında yapılacak seçimler izleyecek. Filistin üniversitelerindeki öğrenci örgütlenmeleri, meslek odaları gibi alanlarda etkin olan Hamas, resmi siyasi sürece dahil olunca önemli başarılar elde etti. Kamuoyu yoklamaları, Filistin halkının %25'e yakınının Hamas'ı desteklediğini gösteriyor. Bu oran, devlet başkanı Mahmut Abbas'ın aldığı oylara yakın.
İslami çizgisine rağmen Filistin halkının Hamas'a verdiği destek, bu örgütün İsrail işgaline karşı tutarlı bir direniş çizgisi izlemesi ve eğitim, sağlık, barınma, beslenme gibi sosyal organizasyonlarda yürüttüğü çalışmalarla yakından bağlantılı. Sol-sosyalist akımların güçsüz olduğu Filistin'de, halen en güçlü örgüt olan El Fetih'in bürokratik, yozlaşmış, yolsuzluğa batmış unsurları barındırması, hatta böylelerinin baskın konumda olmaları, bu örgütün Filistin halkı nezdindeki itibarının önemli ölçüde zedelenmesine yolaçmıştır.
Gazze seçimlerinin ortaya çıkardığı sonuç, Filistin halkının siyonist işgale karşı direnişe verdiği desteği bir kez daha dosta düşmana gösterdi. Bush-Şaron haydutlarının Filistin halkına barış bahşetmeyeceği, barış adı altında bazı kırıntılar karşılığında Filistin halkına köleliğin dayatıldığı açıktır. Bu koşullarda direnişçi çizgi Filistin halkının önünde duran tek onurlu çıkış yoludur.

--------------------------------------------------------------------------------------

İsrail ordusunun katlettiği Filistinliler'in cesetleri kadavra olarak kullanılıyor...

Siyonistler Naziler'in izinde!

İsrail devletine hakim olan ırkçı-siyonist zihniyet ile Naziler arasında paralellik kurulacak noktalar az değildir. Naziler Yahudi soykırımı yaparken bile siyonistlerin onlarla işbirliği yaptığı (‘Siyonizmin Gizli Tarihi' adlı kitapta konuya dair belgeler mevcuttur) gözönüne alınırsa, bu kadar vahşi bir geleneğin nereden beslendiği görülür.
Siyonistlerin Filistin halkı şahsında insanlığa karşı işledikleri suçlar teşhir edildiğinde, hemen ‘anti-semitizm yapılıyor' söyleminin ardına sığınılır. Siyonizmin hizmetindeki pek çok kuruluş ve medyadaki savunucuları da aynı teraneyi yinelerler. Sırayla İsrail devletinin başına geçen siyonist cellat takımının kullandığı argümanlardan biri, ‘kimse bize ahlak dersi veremez'. Oysa Yahudiler'in Naziler tarafından soykırıma uğratılması hiçbir koşulda siyonistlerin vahşetini mazur göstermez, onların da Naziler'in izinden gittiği gerçeğini değiştiremez.
Siyonist İsrail devletinin kanlı ve kirli icraatları, çoğu zaman bu icraatlara bizzat tanık olmuş İsrailli Yahudiler tarafından teşhir edilmiştir. Bu tür icraatlara ilişkin son açıklama yine İsrail ordusunda bir dönem bulunan bir sağlık görevlisi tarafından yapıldı.
İsrail ordusundaki bazı askeri hekimlerin, askerlere verdikleri anatomi derslerinde, çatışmalarda öldürülen Filistinliler'in cesetlerini kullandığı açıklandı. Bu korkunç olaya ilişkin açıklama, insan hakları örgütü ‘Sessizliği Bozalım'dan geldi. Örgüt açıklamalarını orduda görev yapan bazı askerlerin açıklamalarına dayandırdı.
Ramallah'ta 2 yıl önce görev yapan askeri bir sağlık görevlisi tarafından yapılan açıklama İsrail basınında da yeraldı. Aynı görevli Haaretz gazetesine yaptığı açıklamada, dersin silahlı bir Filistinli ile İsrail ordusu askerleri arasındaki çatışmadan hemen sonra yapıldığını anlattı. Filistinli'nin ‘delik deşik' cesedinden bazı iç organlarının dışarı çıkmış olduğunu anlatan eski görevli, doktorun bıçağını alıp cesedi kesmeye başladığını ve vücut parçalarını tek tek ayrıntılarıyla anlattığını söyledi. Sağlık görevlisi, orduda bulunduğu süre içinde Filistinliler'e ait başka cesetler gördüğünü de anlattı.
Siyonistlerin birçok icraatları gibi bu vahşi uygulama da ancak Nazi zihniyeti taşıyanların yapabileceği bir iştir.
Nazi kalıntıları ve onların mirasçısı Alman emperyalizmi Yahudiler'e karşı giriştikleri soykırımdan dolayı pişmanlık duyduklarını pek çok kere dile getirmek zorunda kaldılar. Siyonistlerin akibeti de farklı olmayacaktır.