1 Mayıs artık geride kalmış bulunuyor.
Ülke çapında yaygın kutlamalar, İstanbulda ise kent merkezinde fiili eylem üzerinden önemli kazanımlar elde edilen 1 Mayısın geride kalması, kazanımlarının ileriye taşınması gerekliliğini gösteriyor sadece.
1 Mayıs kazanımlarının gücünü, NATO protestolarında büyüterek sokaklara taşırmak gerekiyor.
15 Mayıs itibarıyla bir kampanya şeklinde sürdüreceğimiz NATOya hayır faaliyeti için hazırlık süreci başlamıştır. Kampanya başlangıç tarihinde tüm ön hazırlıklar tamamlanmış olarak, yoğun bir faaliyete geçilecektir. Ön hazırlık kapsamında, kampanyanın hedefi, güçleri, amaçları, çalışma tarzımız, kampanyada görev alacak tüm yoldaşlara, tüm yönleriyle kavratılmaya çalışılmalıdır. Özellikle, seçim ve 1 Mayıs çalışmalarından kazanılmış yeni güçlerin bu faaliyet sürecinde eğitilmelerinin önemi ortadadır. Bu yeni ve genç güçlerin, ideolojik çizgimiz, politikamız ve kültürümüzü, pratik içinde içselleştirebilmeleri için özel bir çaba gösterilmelidir.
Devrimci kültürün, bizzat kendine devrimci diyenlerce nasıl yozlaştırıldığı 1 Mayıs yorumlarında da kendini göstermiş bulunuyor. Böylesi bir tabloyla giderek daha sık karşılaşıyoruz. Buna 1 Mayıs tablosu ve 1 Mayıs rakamları üzerinden bir kez daha tanık oluyoruz. Bazıları, dünyanın gözüne baka baka, rakamlarını ikiye katlamak ve güçlerini abartmaktan hiç gocunmuyor. Devrimci ve ilerici kamuoyunu yanıtlmayı ve herkesin gözleri önünde olup bitenleri tersyüz ederek gerçeğe aykırı bir görüntü sunmada bir beis görmüyorlar. Bu artık bir tarz, bir kültür ve bir çizgi haline getirilmiştir. Gelinen yerde buna artık şaşırmıyoruz. Bazıları devrimci kültür, devrimci ahlak adına en küçük bir rahatsızlık bile duymuyorlar. Düzen güçlerinin alay konusu olma kaygısı bir yana, sempatizanlarını olumsuz etkileme, onları bozuk bir kültürle sakatlama kaygısına da düşmüyorlar. Oysa, kendi güç ve imkanları konusunda gerçeklerden uzaklaşanların, yarın, o gerçekler tarafından hüsrana uğratılması kaçınılmazdır.
Sınıf devrimcileri, ne kendi güçlerini abartma ve ne de başkalarınınkini küçümseme ihtiyacı duymadan, 1 Mayısın her halükarda önemli kazanımlarla sonuçlandığını düşünüp-söylüyor. Bu kazanımların daha ileriye götürülmesi için ne yapılması gerektiği üzerinde duruyor. Bu güç ve imkanları, önümüzdeki sürecin ihtiyaçları doğrultusunda, en etkin biçimde harekete geçirmeye hazırlanıyor.