8 Mayıs'04
Sayı: 2004/18 (10)


  Kızıl Bayrak'tan
  İki 1 Mayıs, iki eğilim ve reformistlerin hezeyanları
  Saraçhane'de 20 bin işçi ve emekçi buluştu...
  Şişli'de icazetli 1 Mayıs
  Ankara'da 1 Mayıs
  1 Mayıs eylemleri...
  1 Mayıs eylemleri...
  Komünist bir işçinin kaleminden 1 Mayıs...
  Edirne'deki polis vahşeti, Türkiye'deki devlet gerçeğine tutulan bir aynadır...
  Yeni Ceza İnfaz Yasa Tasarısı mecliste...
  Selma Kubat: ÖO Direnişi'nin 111. şehidi
  Deniz, Hüseyin, Yusuf... 6 Mayıs şehitleri anıldı
  YÖK yasası üzerine çatışma sürüyor
  Tek çözüm yolu örgütlü mücadele!
  1 Mayıs, Saraçhane ve işçi hareketi
  Almanya'da 1 Mayıs gösterileri...
  Dünya'da 1 Mayıs...
  NATO: İşçi sınıfı ve emekçi halklara karşı emperyalistlerin kirli savaş örgütü
  İşkence fotoğrafları emperyalist barbarlığın Irak'tan yansıyan kirli suretidir
  İşgal güçleri Felluce'de kuşatmayı kaldırmak zorunda kaldı...
  Siyonist cellatlar Filistinli çocukları katlediyor!
  AB'nin doğuya genişlemesi...
  Kürdistan'daki siyasal akımlar-1
  Kadının kurtuluşu sosyalizmde!
  Mücadele postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın



 
Dünyada 1 Mayıs...

Milyonlarca işçi ve emekçi alanlara çıktı!

1 Mayıs dünyanın dört bir tarafında onmilyonlarca işçi ve emekçi tarafından coşkuyla kutlandı. İtalya’dan Japonya’ya ve Güney Kore’ye, İspanya’dan Arjantin’e ve Meksika’ya kadar dünyanın dört bir yanında milyonlarca işçi ve emekçi sokaklara çıktı, öfkelerini ve istemlerini haykırdı.

Ayrıca yer verdiğimiz Almanya, Fransa ve Küba dışında, bilgisine ulaşabildiğimiz bazı ülkelerdeki 1 Mayıs kutlamaları kısaca şöyle:

İngiltere:

Londra’da yapılan kutlamalara onbinin üzerinde insan katıldı. Kutlamalarda öne çıkan slogan ABD ve İngiltere’nin Irak’tan çekilmesi oldu. İşgal kuvvetlerinin Irak’ta yaptığı vahşetin kınandığı ve tutsaklara yapılan işkence fotoğraflarının taşındığı 1 Mayıs eylemi coşkulu geçti. İngiltere Sendikalar Konfederasyonu (TUC) başta olmak üzere, bazı sendika bürokratlarının 1 Mayıs’ı geçiştirme çabaları katılımı büyük ölçüde düşürdü.

Avusturya:

Başkent Viyana’da yapılan gösterilere yaklaşık 120 bin kişi katıldı. Avrupa çapında en görkemli eylemin gerçekleştiği kent olan Viyana’da emekçiler “Eşit işe eşit ücret!”, “Sosyal adalet istiyoruz!”, “Hükümet istifa!” sloganlarıyla 1 Mayıs’ı kutladılar.

Yunanistan:

Yunanistan’ın birçok kent ve kasabasında büyük bir coşkuyla kutlanan 1 Mayıs, başkent Atina’da iki farklı gösteriyle kutlandı. Atina’daki gösterilerin biri PAME (Mücadeleci İşçiler Birliği), diğeri ise Yunanistan İşçi Sendikalar Konfederasyonu tarafından düzenlendi. PAME’nin düzenlediği mitinge katılımın 30 bine yakın olduğu gözlenirken, diğer mitinge katılım sınırlı oldu. PAME’nin mitinginde yapılan konuşmalarda ABD emperyalizmine duyulan öfke ön plandaydı. Emekçiler attıkları sloganlar ve yaptıkları konuşmalarla Irak ve Filistin halkına dayanışma duygularını ilettiler. Sermaye sınıfının saldırılarına karşı işçi sınıfının cepheden yanıt vermesi zorunluluğu dile getirildi.

Rusya:

Rusya’nın başkenti Moskova’da 1 Mayıs birden fazla gösteriyle kutlandı. Rusya Komünist Partisi tarafından düzenlenen görkemli eylemde “İşçi ve emekçi iktidarı” talebi dile getirilirken, çevreci ve kimi sol gruplar tarafından düzenlenen bir diğer gösteride ise “sivil toplum” sloganı öne çıktı. Sendikalar tarafından düzenlenen üçüncü gösteriye ise her geçen gün biraz daha kötüye giden yaşam koşullarının protestosu damgasını vurdu.

Belçika:

Belçika’da 1 Mayıs birçok kentte düzenlenen miting ve yürüyüşlerle kutlandı. Sendikalar konfederasyonu ve kimi “sosyalist” partilerin ortak düzenlediği 1 Mayıs’a katılım bu yıl beklenenin altında gerçekleşti.

İsviçre:

İsviçreli sendikaların öncülüğünde çeşitli kentlerde yapılan kutlamalara sadece Zürih’te onbinin üzerinde işçi ve emekçi katıldı. Ulaşımın durdurulduğu, her köşesinin tam teçhizatlı polislerce tutulduğu kent, adeta abluka altına alınmıştı. Daha fazla sosyal hak sloganıyla kutlanan 1 Mayıs’a beklenenin üzerinde bir katılım gerçekleşti.

Norveç:

Başkent Oslo’da Norveç İşçi Sendikaları Konfederasyonu (LO) ve kimi otonom çevreler tarafından düzenlenen kutlamalara işçi ve emekçilerin karşı karşıya kaldığı saldırılar, sosyal hakların kısıtlanması, Irak savaşı ve İsrail’in Filistin’de gerçekleştirdiği katliamlara işçiler ve emekçiler cephesinden gelen tepkiler damgasını vurdu. Yapılan konuşmalarda Irak’taki askerlerin bir an önce eve dönmeleri ve işgalin sona erdirilmesi gerektiği dile getirildi.

İsveç:

İsveç İşçi Sendikalar Konfederasyonu’nun (LO) ve bir takım sol parti ile otonom grupların ayrı ayrı düzenlediği 1 Mayıs kutlamalarında savaşa ve işgale karşı mücadele öne çıktı. “ABD, Irak’tan defol!”, “İsrail’i boykot et!”, “Herkese iş ve eşit sağlık bakımı!’ vb. taleplerin ön planda olduğu bir 1 Mayıs yaşandı bu yıl İsveç’te.



Fidel Castro’dan emperyalistlere ve işbirlikçilerine sert suçlamalar...

Küba’da milyonların 1 Mayıs coşkusu

Her yıl 1 Mayıs’ta olduğu gibi bu 1 Mayıs’ta da en görkemli kutlamalar Küba’nın başkenti Havana’da gerçekleşti. Salt Havana’da 1 milyon emekçinin katıldığı kutlamalarda ABD emperyalizmine duyulan öfke ve kin, sosyalizme olan bağlılık dile getirildi.

1 Mayıs günü milyonların karşısında emperyalist dünyanın iki yüzlü ahlakını ve politikalarını teşhir eden Fidel Castro, halkını devrimin kazanımlarını inatla savunmaya çağırdı. Konuşmasında AB’yi “mafya kulübü” olarak nitelediren Castro, Küba’ya yönelik politikalarını ABD’ye endekslediklerini belirterek Avrupa hükümetlerini suçladı. Küba’yı insan haklarını ihlalle yargılamaya yeltenmelerini buna en somut örnek olarak gösterdi.

Fidel Castro konuşmasında, Meksika ve Peru hükümetlerinin ABD uşağı politikalarını da açık ve sert biçimde teşhir edip suçladı. Peru devlet başkanı Alejandro Toledo’yu “%8’lik başkan” olarak niteleyen başkan Castro, bu iki ülkenin Küba’ya karşı BM kararını desteklemelerini hedef aldı.

Bu açık sözlü eleştirilerin ardından çılgına dönen Meksika hükümeti Küba’daki elçiliğini geri çağırırken, Küba’nın Meksika büyük elçisini de yurtdışı etti. Aynı tutumu Peru da göstererek Küba’ya karşı bir saldırı başlattı. Küba ise bu düşmanca eylemlere karşı yaptığı açıklamada, bu oyunu boşa çıkarmada kararlı olduğunu belirterek, iki ülke başkanlarını bu kez daha da sert bir dille teşhir etti.



Brezilya: Milyonların 1 Mayıs protestosu

Brezilya’da 1 Mayıs’ta milyonlarca emekçi devlet başkanı Lula’nın ekonomik ve sosyal politikalarını protesto etmek için sokaklara döküldü. Sadece Sao Paulo’da iki büyük sendikanın çağrısı üzerine gerçekleşen gösterilere, resmi açıklamalara göre 2.2 milyon işçi ve emekçi katıldı. Artan işsizliğe ve hükümetin izlediği işçi düşmanı neo-liberal ekonomik ve sosyal politikalara karşı büyüyen hoşnutsuzluk böylece kendini 1 Mayıs gösterileri üzerinden de açığa vurdu. Gösterilerde Lula’nın derhal istifası istendi. Seçim öncesi vaatlerinin hiçbirisini yerine getirmediği bilinen Lula, katılması beklenen bir gösteriye katılmaktan da son anda vazgeçti.



Fransa’da 1 Mayıs...

Paris’te 30 bin kişi alanlara çıktı

Bu yıl 1 Mayıs’ta Fransa çapında 286 yürüyüş ve gösteri düzenlendi. Toplam katılım 200 bin kişiyi buldu. İşçi ve emekçiler ülkenin genelinde düzenlenen etkinliklere katıldılar. Fakat geçtiğimiz yıllardaki katılıma göre bu yıl bir düşüş söz konusu. Son iki yıl 1 Mayıs gösterilerine katılım yüksek olmuştu. ‘02’de faşist partinin 21 Nisan seçim rekoru kitleler üzerine şok edici bir etki yaratmış, 1 Mayıs’ta seferber olmalarına yol açmıştı. ‘03 yılında ise emperyalistlerin Irak’a saldırısı, 1 Mayıs kutlamalarına katılımın yüksek olmasında önemli bir rol oynamıştı.

Bu yılki 1 Mayıs’a sendikal bölünme damgasını vurdu. Katılımdaki zayıflıkta bölünmenin büyük payı oldu. Bu bölünme Paris’te yoğun bir şekilde yaşandı. Paris’te 1 Mayıs kutlamaları için 6 değişik çağrı yapıldı. 4 sendika ayrı eylem çağrısı yaparken, troçkistler ve anarşistler ayrı yürümeyi tercih ettiler. Hükümetin politikalarına karşı değişik tavır ve tutumlar gerekçe edilerek, bu yıl birlik sağlanamadı.

Buna rağmen Paris’te İşçi Konfederasyonu CGT’nin düzenlediği yürüyüşe 30 bin kişi katıldı. Diğer yürüyüşler ise birkaç bin kişilik katılımla gerçekleşti. CGT’nin düzenlediği yürüyüş Paris’in ünlü Cumhuriyet Meydanı’nda başladı. Türkiyeli ve Kürdistanlı gruplar ve emekçiler her yıl olduğu gibi kortejler oluşturdular. Katılımda geçen senelere oranla bir düşüş yaşansa da, Türk ve Kürt emekçiler yine de en kalabalık kortejleri oluşturuyorlardı. Kortejlerin düzeni ve görsel zenginliği dikkat çekiyordu.

Komünistler olarak 1 Mayıs alanında yerimizi aldık. Meydanda ve yürüyüş boyunca Türkçe ve Fransızca bildiriler dağıttık. Kızıl bayraklarla süslenmiş yürüyüş arabasından yer yer Fransızca bildiri metni okundu. TKİP imzalı parkartımızın ardında çoğunluğu gençler oluşturuyordu.

Paris dışında birçok büyük kentte de yürüyüşler düzenlendi. En görkemlisi Marsilya’da 20 bin kişinin katılımıyla gerçekleşti. Ayrıca Lille, Toulouse, Bordeaux, Starsbourg, Grenoble ve Rennes’de de binlerce kişi etkinliklere katıldı.

TKİP taraftarları/Paris



Rotterdam: 1 Mayıs’ta bin kişi yürüdü

1 Mayıs’ın işçi sınıfı ve emekçiler için önemi her geçen gün artarken, Hollanda’da 1 Mayıs hala resmi tatil günü değil. Bilinçli olarak seçilen 30 Nisan Kraliçe’nin doğum günü resmi olarak kutlanıyor, ama 1 Mayıs resmi tatil günü olarak tanınmıyor. Bu konuda sendikalar da hiçbir girişimde bulunmuyorlar.

1 Mayıs öncesi süreçte çeşitli sol örgüt ve kurumlar 1 Mayıs’a yönelik bir takım hazırlık ve etkinlikler örgütleyerek 1 Mayıs çalışmalarını sürdürdüler. Ne var ki bu dar ve sınırlı bir çerçevede kalıyor. 1 Mayıs Hollanda’da sınıfın gündemine girmeden hep böyle kutlanıyor.

1 Mayıs günü Rotterdam’da belediye binası önünde toplanıldı. Günün anlamı ve önemi üzerine yapılan konuşmalarda sonra yürüyüşe geçildi. Yürüyüşe çoğunlukla Asya ve Ortadoğu kökenli örgüt ve kişiler katılmıştı. Yürüyüş boyunca 1 Mayıs ve emperyalist savaşla ilgili çeşitli sloganların yanısıra “Katil Bush!”, “Katil Şaron!” gibi sloganlar da sıkça atıldı. 1 Mayıs’a yönelik olarak sendikalar ve düzen içi sol parti ve örgütler hiçbir girişimde ve etkinlikte bulunmadılar.

TKİP taraftarları olarak eylemde kızıl bayraklarımızla yerimizi aldık. Eylem boyunca; “Kapitalizm savaş ve militarizm demektir! Barış ve özgürlük sosyalizmle gelecek!/TKİP-Yurtdışı Komitesi”, ve “Sermayenin sosyal yıkım politikalarına ve emperyalist saldırganlığa karşı; işçi sınıfının devrimci 1 Mayıs’ı için mücadele alanlarına!” başlıklı TKİP imzalı Türkçe ve Hollandaca bildirilerimizi yaygın bir şekilde dağıttık.

TKİP taraftarları/Hollanda



Ekvador:

Devlet başkanı Gutierrez’in günleri sayılı

Ekvador’un bugünkü devlet başkanı Kızılderili yoksulların bir ayaklanmasıyla iktidara taşınmıştı. Önden yaptığı vaatlere bakılarak “sol” politikalar izleyeceği beklenen başkan kısa sürede oligarkların desteğini kazanmaya yöneldi. Böylece onu iktidara taşıyan yoksul emekçilere sırtını döndü, onların özlemlerine ve umutlarına ihanet etti.

Başkan Gutierrez’in 15 aylık yönetimi dönemi sonuçlarını göstermeye başladı bile. Onu iktidara taşıyan aynı sosyal katmanlar şimdilerde yeni bir ayaklanma hazırlığında. Neredeyse eylemsiz ve grevsiz hiçbir gün yaşanmıyor Ekvador’da. Fabrikalar ve işletmelerden öteye, hastahanelerden cezaevlerine kadar bu böyle.

Devlet başkanı, iktidar öncesi vaadlerin tersine, ekonomik politikasını tamamen İMF reçetelerini ve dayatmalarını yerine getirmeye uyarlayarak, böylece sadece borç faizi ödemeye yönelmiş bulunuyor. Ona bu politikasında düne kadar destek olan oligarşinin geleneksel partileri de adım adım desteklerini geri çekiyorlar. Zira başkan hızla yıpranıyor, kitlelerin eylemli tepki ve öfkelerinin hedefi haline geliyor ve artık “huzur”u sağlayamıyor.

Bu durumdan kurtulmak için Gutierrez’in ABD’ye dayanarak ayakta kalmaya çalışacağı belirtiliyor. Nitekim Ekvador, askeri açıdan ABD çıkarlarını korumak için gönüllü görev aldığını da duyurmuştu. Bu çerçevede, ABD’nin ayaklanmaları bastırma stratejisi içinde -Plan Colombia- 7 bin askerle yer almış durumda.

Latin Amerika’daki gelişmeler çerçevesinde ABD’nin Ekvador’a önem vermesi ve kendisine böylesine bağlı işbirlikçi bir yönetimi desteklemesi, onu ayakta tutmak için her yolu denemesi beklenen bir davranış olacaktır. Zira Venezuella ABD için hala tatsız bir “rüya” ve Latin Amerikalılar için kötü bir örnek durumunda.



Latin Amerika’dan kısa kısa...

Arjantin: Eski devlet başkanı Menem kaçak

Başkanlığı döneminde izlediği işçi ve emekçi düşmanı politikasıyla ülkeyi talana açan eski Arjantin devlet başkanı Menem, bu sömürü ve soygundan kendisine düşen pay sayesinde ülkenin en zengin kişileri arasına girdi. Özellikle bir çok yeni cezaevinin inşasında yüklü rüşvetler aldığı bilinen Menem, hakkında açılan dava çerçevesinde mahkemenin ikinci çağrısına rağmen ortalıkta gözükmüyor. Şili’de olduğu bilinen Menem, Arjantin’e dönmemesini hastalığıyla ve dolayısıyla tedavi görmesiyle gerekçelendiriyordu. Fakat Şili televizyonunda bir baloda dans ederken yayınlanan görüntüleri, bu hırsız sahtekarın foyasını tüm açıklığı ile ortaya çıkardı. İnterpol tarafından aranması için karar çıkartan Arjantin dışişleri bakanlığı Menem’in tutuklanmasını itiyor.

Türkiye’nin satılmış sermaye medyası tarafından bir zamanlar izlediği neo-liberal politikalar (ki bu politikalar sonunda Arjantin’i iflasa ve çöküşe göterecekti) göklere çıkartılan Menem şimdi ülkesinde bir hırsız ve rüşvetçi olarak aranıyor.

Paraguay: Toprak işgali eylemleri yayılıyor

“Topraksız köylüler hareketi” temsilcileri yaptıkları son açıklamada, Brezilya ve Alman kökenli tarım oligarkların denetiminde bulunan 3 bin hektarlık alanı işgal edeceklerini duyurdular. Bu karar üzerine devlet başkanı Hicanor Duarte, köylüleri bu eylemden vazgeçirmak çabasında. Bir açıklama yapan devlet başkanı, “Sizlere toprak satın almak için para bulmaya çalışıyorum” diyerek köylüleri sükunete davet etti. Fakat aynı gün, ayaklanmaları bastırmakla yükümlü özel askeri güçleri toprak işgalinin yaşandığı San Petro bölgesine sevketmeyi de ihmal etmedi.

Ulusal Köylü Birliği’nin açıklamasına göre, Paraguay’da 40 milyon hektar tarıma açık alan olmasına karşın, bunun sadece 2.5 milyon hektarı kullanılmaktadır. Geriye kalanı büyük tarım oligarkların mülkiyetinde ya da denetiminde ve bu oligarkların büyük kesimi de yabancı kökenli. Gerçekte kendilerine ait olan bu toprakları geri almaya kararlı olduklarını belirten köylüler, eylemlerinde kararlı olduklarını önemle vurguluyorlar.

Brezilya: Lula toprak işgallerini engelleyemiyor

Ekili olmayan tarım alanlarının topraksız köylüler tarafından örgütlü bir şekilde işgal edilmesi Lula hükümeti üzerinde önemli bir baskı unsuru oluşturdu. Toprak reformu yasası vaadinde bulunan Lula, önkoşul olarak işgallere son verilmesini istiyor. Fakat dinleyen yok. Zira bugüne kadar hiçbir hükümet bu yönde somut bir adım atmış değil. Örgütlü eylem her zaman belirleyici olmuştur ve Brezilya’nın deneyimli toprak hareketi temsilcileri bunu çok iyi biliyor. Son haftalarda 21 bin topraksız köylü ailesi 80 ayrı toprak alanını işgal ettiler. Lula’ın başkanlığa seçildiği ilk yıl sessiz kalan ve yeni başkanın nasıl davranacağını görmek isteyen köylüler, verilen vaadlerin yerine getirilmemesi üzerine doğrudan eyleme geçerek sözde solcu yeni başkanı baskı altına alma yoluna gittiler.

Brezilya’da %3,5 oranındaki toprak sahipleri sınıfı ekili alanların %56’sına egemen durumda. Buna karşın yoksullardan oluşan %40’ı ise toprağın sadece %1’ini ekebiliyor. Uzun yıllardır sert sınıf mücadelelerine neden olan bu temel toplumsal sorunu Lula’nın çözmesi olanaksız. Bunu kendi özdeneyimleriyle görmeye başlayan topraksız köylülere de mücadeleden ve işgalden başka bir yol kalmıyor.